İsmet Paşa'dan demokrasi dersi
Altı parti liderinin üçüncü buluşmasına ev sahipliği yapan Demokrat Parti (DP) 7 Ocak 1946''da kuruldu. Birinci Büyük Kongresi, Türkiye''de bir muhalefet partisinin düzenlediği ilk büyük kongre oldu.
Bu kongre Türkiye''de çoğulcu demokrasi ve farklı görüşlerin siyasi katılımı açısından önem taşımaktadır.
Kongrede İbrahim Ethem Menderes''in önerisiyle "Ana Davalar Komisyonu" kuruldu ve Adnan Menderes''in başkanlık ettiği komisyonda 3 önemli karar alındı:
- Seçim kanununun değiştirilmesi,
- Devlet idaresinin tarafsızlığı,
- Parti başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığının ayrılması,
- Anayasa aykırı olan kanun ve uygulamaların kaldırılması.
Adnan Menderes ve Celal Bayar''ın izinde olduğunu her vesile ile açıklayan Recep Tayyip Erdoğan''ın Devlet Bahçeli''nin icadı bugünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile dünü mukayese etmek gerekir.
Bugün;
- Devlet idaresi tarafsız mı? Hayır…
- Parti başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı ayrı mı? Hayır…
- Anayasaya aykırı uygulamalar var mı? Evet…
CHP''den ayrılan Bayar ve Menderes ile arkadaşları DP''yi kurunca iki partili rejimde iktidar ve muhalefet arasında gerginlik arttı.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü liderliğinde CHP''li Başbakan Recep Peker ve DP lideri Celâl Bayar toplantıya çağrıldı.
12 Temmuz Beyannamesi olarak bilinen mutabakat ile yaşanan siyasi kriz aşıldı.
Cumhurbaşkanı İsmet Paşa, tarafsızlığı ve muhalefet partilerine de iktidar partisi ile eşit muamele yaparak Türkiye''de demokrasinin gelişmesine çok büyük katkı sağladı.
Bugün;
İktidar ile muhalefet arasında diyaloğu sağlayacak, gerilimi azaltacak bir cumhurbaşkanı var mı?
Maalesef yok.
Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı.
Doğal olarak AKP lideri şapkasıyla muhalefete hücum ediyor ki ne hücum!..
Peki, bu durumu millet görmüyor mu?
Kim diyorsa; Millet uykuda,
Kim diyorsa; Millet koyun gibi oy verir,
Kim diyorsa; Milletin oyları çantada keklik,
Kim diyorsa; Anayasayı çiğneriz,
Kim diyorsa; Muhalefet illet ve zillet,
Yanılıyordur, kalbi mühürlüdür.
Bakara suresinin 6. ayeti;
- "İnkâr edenleri uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, asla iman etmezler…"
Bakara suresinin 7. ayeti;
- "Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de kalın bir perde bulunmaktadır ve onlar için büyük bir azap vardır…"
Muhalefeti inkâr etmek,
Demokrasiyi inkâr etmek,
Yargının bağımsızlığını inkâr etmek,
Meclisin egemenliğini inkâr etmek,
Enflasyonu, hayat pahalılığını, işsizliği, yüksek faizi inkâr etmek,
Ve medyayı yandaş yapıp halktan gerçekleri saklamak günahtır, günah…
Başka önemli bir günahtan daha bahsetmek istiyorum.
Sosyal Güvenlik Kurumu''nun (SGK) binaları, arsaları haraç mezat satılığa çıkartıldı.
14 ilde toplam 61 taşınmaz, 10 günde haraç mezat satılacak.
Satışa çıkarılan taşınmazların muhammen bedeli 264 milyon lirayı aşıyor.
Taşınmazların çoğunluğu Ankara''da olmak üzere, Antalya Manavgat, Denizli, Aydın Didim, Konya, Kütahya, Manisa, Erzurum, Uşak, Karaman ve Çorum''da yer alıyor. Didim''deki arazi D-Marine adlı marinaya komşu.
Satışların açık artırma usulüyle yapılacağı açıklanırken şu şart dikkat çekti:
- "Kurumumuz 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu''na tabi olmayıp gayrimenkul satış ihalesini yapıp yapmamakta tamamen serbesttir. Satış ihalesi ile ilgili verilen bilgiler taahhüt niteliğinde olmayıp genel bilgi mahiyetindedir."
İhalelerin ilki 9 Mayıs, ikincisi 20 Mayıs''ta yapılacak.
Değerli okurlarım,
Batan geminin malları gibi batan ekonomi nedeniyle devletin her varlığı satılıyor.
Ancak SGK satışı konusunda itirazım var.
Bunlar işçi, memur ve emeklinin yıllarca alın teri ile elde ettikleri kazançların primleri ile alınan gayrimenkuller.
Kimin malını hangi hakla kime satıyorsunuz?
Bu gayrimenkuller neden alındı biliyor musunuz?
Devlet bütçesine yama için satılmak amacıyla alınmadı.
Bu arsalar değerlendirilirsin ve üzerine yapılacak inşaatlardan da elde edilecek gelirle SGK emeklilerine hak ettikleri yüksek emekli maaşı verilsin diye SGK çalışanlarının primleri ile satın alındı.
Haddinizi bilin bu satışları hemen iptal edin.