İnternete düşman olmak
Neredeyse son 10 yıldır Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM)'nin her ay bir ilde açıkladığı ihracat verilerini takip ediyorum. Son 2 yıldır ihracatımız sürekli olarak düşüyor.
Kâbus dolu aylar. Her ay ihracatçıların yüzündeki o mahcup ve mutsuz ifadeye şahit oluyorum.
Sanki kendileri suçluymuş gibi. Daha fazla imkan yaratamadıkları için.
Bir ülke düşünün tüm sınırlarında bulunan ülkelerle sorunlu. En büyük pazarı Avrupa yine öyle.
Ancak yine de verilen bir mücadeleyi en yakından gören bir gazeteciyim.
TİM, son dönemde strateji değişikliğine gitti. İnovasyona büyük önem veriyor. Hafta düzenleyip çeşitli etkinlikler yapıyor.
Türkiye ihracattaki bu talihsiz kaderini yeniden yazmak zorunda.
Bunun için katma değeri yüksek ürünler satmak zorundayız.
Şu anda katma değeri yüksek ürünler arasında en kârlısı bilişim sektöründe. Yani 16-17 yaşında çocuklar bile evlerinde yazdıkları bir küçücük cep telefon programı o ülke ekonomisine milyon dolarlık döviz girdisi sağlayabiliyor.
En yavaş internet bizde
Bunun o kadar çok örneği var ki!
Bugün bir çok ülke artık bilişim sektörü ile ekonomisini ayakta tutmaya çalışıyor.
Peki Türkiye'de neler oluyor?
Türkiye'de bir şey olmuyor. Dünya ülkeleri arasında en yavaş interneti kullananlar arasında yer alıyoruz.
İnternet hızımız 10 megabitin bile altında. Upload yani gönderme hızımız ise tam bir facia. Dünya sonuncusuyuz. Türkiye maalesef halen internetin çift taraflı olduğunu öğrenemedi. Hız denilince şu kadar dakikada bir şarkı ya da film indirmek olarak aklımıza geliyor.
Oysa internet aynı zamanda elindeki bir yazılımı bir dosyayı karşı tarafa göndermeye de yarıyor. Türkiye bu konuda tam bir fakir ülke. Gönderme hızımız 1 megabitin bile altında.
Durum böyle olunca Türkiye. internetin nimetlerinden faydalanamıyor.
Elin adamı basit, üç günde yazdığı program ile ülkesine milyar dolarlar kazandırıyorken biz halen Avrupa'ya fason üretimlerimizi satma peşindeyiz.
Bilgisayarlarımızda olmazsa olmaz ofis programını almak için bile Amerika'ya neredeyse binlerce çorap vermek zorundayız.
Reform yapmak zorundayız
Türkiye eğer kalkınmak, cari açığını kapatmak istiyorsa mutlaka internet reformu yapmak zorundadır. Öncelikle Türkiye'de internet altyapısını sunan şirketlere yatırım yapma zorunluluğu getirmeli. Türkiye'de halk halen 3 megabit gibi komik adil kullanım hızı kullanıyor.
2 DVD indirme ile çabucak biten kotalar Türkiye'nin internet hızını Afrika ülkeleriyle aynı seviyeye çekiyor.
Bu kafa ile Türkiye'den hiç bir zaman bir Whatsapp çıkmaz. Hiç bir zaman Youtube gibi dev bir video barındırma sitesi doğmaz.
Düşünün lütfen, Youtube'deki bir videoyu bile düşük hız nedeniyle izleyemeyen bir halk nasıl bu işten para kazansın ki!
Türkiye'de bilişimin önünü kesenler bu ülkeye kötülük yapıyor. Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın bu alanda gelişmesi için öncelikle internet musluğunu açmalı ve fiyatı düşürmeliyiz.
Yoksa mevcut anlayışla Avrupalının fasoncusu oluruz.