İnsanlık çağı ne zaman gelecek?
Orta Çağ ve öncesinde, feodal toplumlarda toprak sahibine bağlı serfler vardı. Serfler prensip olarak özgür değillerdi, efendileri olan lordların birer malı gibiydiler. Yaşamak için üretirlerdi. Köleden tek farkları üzerinde yaşadıkları, işleyip ürün elde ettikleri toprakla satılmalarıydı.
Sömürgecilik döneminde, Amerika'da, Avusturalya'da, Afrika'da ve Karayipler'de koloniler yerli halkı katletti ve topraklarına sahip oldular. Afrika'da sömürge düzeni, yirminci asra kadar sürdü.
İnsanlığın yüz karası olan kölelik müessesesi, aynı zamanda Avrupa'nın ve Amerika'nın sermaye oluşumunda bir mal olarak kullanıldı.
Kölelerin bir mal olarak alınıp satılması, Eski Yunan'dan başlar. Atina ve Roma'da kölelerin vatandaşlık hakları yoktu. Köleler yalnızca emeğinden yararlanılan mal gibi alınıp satılıyorlardı.
Afrika'nın köleleştirilmesi ile köle ticaretinden gelir sağlayan ülkeler, Portekiz, İspanya, Fransa, İngiltere, İskoçya, Almanya, Danimarka ve Hollanda olmuştur. Zamanla köle ticaretinde İngiltere daha öne çıkmıştır. O kadar ki, 17. yüzyılda Liverpool'dan kalkan her dört gemiden biri köle ticareti yapan gemi idi.
Köleliğin tarihi Eski Mısır'a ve yakın doğuya uzanır. Eski Yunan'da ve Roma'da köleliği düzenleyen mevzuat mevcuttur.
Dinler köleliğe izin vermeseydi, kölelik bu kadar insanlığın canını yakmazdı.
Hitler, Mussolini ve Stalin, faşist ve komünist diktatörler olarak aynı doğrultuda insanlık düşmanı olarak tarihe geçtiler. İkinci Dünya Harbi'nde 9.5 milyon insanın ölümünde neden oldular. Stalin en yakınları dahil rejim karşıtı olarak riskli gördüğü 1.5 milyon insanı öldürttü.
İkinci Dünya Harbi insanlığın dibe vuruşu olarak kabul edildi ve sonrasında 50 yıl dünyada demokrasi talebi arttı. Ne yazık ki son on yıldır diktatör eğilimi olan kötü niyetli politikacılar insanlık için farklı bir tehdit ortaya koydular; Popülizm.
Birçok düşünür, bulunduğumuz yüzyılı popülizm çağı olarak yorumlamaktadır. Ben de bu yoruma katılıyorum. Freedom House 2017 raporunun başlığı "Popülistler ve Otokratlar: Küresel Demokrasiye Karşı Çifte Tehdit" şeklindedir.
Halktan başlayan bir demokrasi örneği olan ABD de bile Trump'ın popülizm yapması ve sık sık şiddet ve ırkçılığı kullanmasına halk evet demiştir.
Rusya Devlet Başkanı Putin, Rusların millî duygularını kullanıyor. Gerçekte ise halkın refah seviyesi düşüktür.
Müller, "Popülizm Nedir?" isimli kitabında, "Popülistler halkın tek temsilcisi olduklarını söyleyerek, kendi iradelerini meşrulaştırırlar. Böylece yaptıklarını açıkça üstlenebilirler. Yolsuzluklarının ortaya çıkmasını da neden bunlara nadiren zarar verdiğini de bu şekilde anlayabiliriz." diyor ,
Venezuela'da önce Chavez ve sonra Maduro, sık sık kendi çizgisinde olmayanları vatan hainliği ile eş tuttuklarını söylediler.
Popülizm insan istismarına dayanır;
Halkın vergilerini, kendi siyasi geleceği için pervasızca harcadıklarından, insanlığı istismar ediyorlar. Halkın kaynaklarını kendileri için kullanmış oluyorlar.
Halkın millî duygularını, vatan sevgisini ve dini inançlarını, siyasete alet ettikleri için, insanlığa zarar veriyorlar. Ayrıca toplumları çağdaş eğitimden uzaklaştırarak rasyonel düşünmelerini engelliyorlar.
Din istismarı ve dinin siyasete alet edilmesi insanlık ayıbıdır. Zira; bize can veren Allah, aynı zamanda akıl vererek fikri gelişmemizin de yolunu açmış oldu. Dini siyasette kullanan popülistler bu yolu kapatmakla gerçekte kendi krallıklarının, emirliklerinin ve diktatörlüklerinin önündeki engelleri kaldırmış oluyorlar.
İnsanlık tarihi öteden beri toplumlarda zaman zaman akıl tutulması yaşandığını gösteriyor. Akıl tutulmasının olduğu, milletlerin birçok diktatörü ve popülisti seçimle iktidara getirmiş olmalarından ve onların arkasından gitmiş olmalarından anlaşılıyor.
Yani dünyada milyonlarca insanın ölümüne neden olan diktatörleri iktidara getirenler de aynı millettir; ölenler de aynı millettir.
Gerçekte diktatörlere inanan, popülizme kanan insanlar, kısa dönemli çıkarlarını uzun dönemli geleceklerine feda ediyorlar. İnsanlık aklı ve egosu toplumun geleceği için bugünkü küçük çıkarlarından fedakarlık ederse ancak o zaman insanlık çağı başlayacaktır.