İnsanlar neden Türkiye'den gidiyor?

2015 yılından sonra birçok eğitilmiş uzman, araştırmacı ve bilim adamı yurt dışına gitti. Ayrıca yurt dışına eğitim talebi arttı. Yurt dışında eğitim için gidenlerinde geri dönme olasılığı zayıfladı.

Bunların temel nedeni siyasi istikrarsızlık, demokrasi ve insan haklarında gerilemedir. Fiilen, işsizlik, çalışma ve araştırma imkânları gibi şartlarda bu eğilimi hızlandırdı..

Hükümet önceki hafta yurt dışındaki bilim adamlarını geri getirmek için destek paketi açıkladı. Genç araştırmacılar için 500 bin lira, deneyimli araştırmacılar için bir milyon lira destek sağlanacak. Genç araştırmacılar için de 20 ve 24 bin lira burs verilecek.

Vasıflı insan gücü, uzman iş gücü yetiştirmek için her ülke büyük kaynaklar ayırır. Bir ülkenin yetiştiği vasıflı insanlar, gençler, bilim adamları, hekim, mühendis, başka ülkeye gidip, orada kalıp çalışmaya başlarsa, bu katlanılan maliyetin atıl kalması demektir. Bu şekildeki insanların göçüne "Beyin göçü (brain drain)" deniliyor.

Göç veren ülkeler gelişmekte olan ülkelerdir. Yani beyin göçü temelde gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere yönelik bir kaynak aktarımıdır.

Avrupa'da en büyük beyin göçü İkinci Dünya Savaşı öncesi Hitler nedeniyle olmuştur. En büyük göçü alan ülke de ABD olmuştur. Albert Einstein da Almanya'dan ABD'ye göç eden bilim insanlarından biridir. ABD'ye göç edenler, ABD'nin bilim, teknik ve eğitim alanında kalkınmasına büyük katkı yapmışlardır.

ABD'den sonra Hitler'den kaçan beyinlerin gittiği ikinci adreste Türkiye'dir. Hitler Avrupası'nda diğer ülkeler savaş içinde olduğu için, Atatürk'ün talebi ile Türkiye'ye de Almanya'dan çok sayıda vasıflı insan geldi.

Türkiye 1933 yılında üniversite reformu yaptı. Darülfünun kaldırıldı, adı İstanbul Üniversitesi oldu. İstanbul Üniversitesi'nin kuruluşu ve gelişmesi Alman profesörlerin desteği ile gerçekleşti. Aynı şekilde bunlardan bir kısmı da Ankara'da hizmet verdi.

O zaman beyin göçü alan bir ülke iken, şimdi beyin göçü veren bir ülke olduk.

İsviçre'de bir eğitim kurumu (IMD) ve iki kuruluş, 2005 yılından bu yana Mukayeseli Dünya Yetenek Endeksini yayınlıyor. Şimdi de 2018 endeksini yayınladı. Bu endekste 119 ülke içinde; ilk beşte, İsviçre, Singapur, ABD, Norveç ve isveç var. Son beş sırada, en sonda Yemen var. Ondan önce gelenler ise Madagaskar, Mozambik, Nepal, Zimbabve'dir.

Türkiye bu endekste 2014 yılından sonra geri düşmeye başladı. 2018 yılında Puanı 40.45 ve sırası da 68' oldu.

Aşağıdaki tabloda dünya yetenek endeksi içinde Türkiye'nin yeri veriliyor. Bu sıralamada iki husus öne çıkıyor.

Birisi; Türkiye yeni ürün üretim faaliyetlerinde dünyada ikinci sırada yer alıyor. Bu demektir ki Türk İnsanı, Türk müteşebbisi, Türk bilim adamı ve araştırmacılar, yenliğe dönüktür. Bu anlamda Türkiye önemli bir dinamik nüfusa sahiptir. Ne var ki bu dinamizm, siyasi iktidar tarafından ideolojiye kurban ediliyor.

Bu dururumu da siyasi istikrar endeksi açıklıyor. Türkiye siyasi istikrar endeksinde son sıralarda, 111 sırada yer alıyor.

Demek ki Siyasi iktidar göç eden beyinleri yeniden kazanmak için, destekten daha önemli olarak, ideolojik siyaseti bırakmalıdır. Güven ortamı oluşturmalıdır.

ekran-alintisi-655.jpg

Yazarın Diğer Yazıları