İnşaat biterse ülke biter mi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sert çıktı:"İnşaat sektörünün olmadığı ülke bitmiş demektir!"
Erdoğan'ın bu sözleri, elinde çok sayıda emlak kalmış müteahhitleri sevindirdi.
Erdoğan'ın iddiaları sadece bununla da kalmadı. Cumhurbaşkanı, "inşaat olmazsa olmaz" dedi.
Erdoğan'ın bu çıkışından sonra ekonomistler tartışmaya başladı.
Gerçekten inşaat sektörü ekonomi için olmazsa olmaz mı ya da yine diğer şekliyle inşaat sektörünün olmadığı bir ülke biter mi?
Dünyanın hiçbir ülkesinde ekonomistler inşaat sektörünü bir ülkenin kalkınması için yatırım olarak görmüyorlar. Nitekim Türkiye, inşaat sektöründe ihracatçı durumundaydı. Son 20 yıldır bu sektör Türk ekonomisine çok büyük katkı sağladı. Enka gibi şirketler Libya, Rusya ve Türk Cumhuriyetlerinde önemli projelere imza atarak Türk ekonomisine adeta doping etkisi yaratmıştır.
Bu coğrafyalarda yaşanan siyasi istikrarsızlık, inşaat sektörünün derin bir yara almasına neden oldu.
AKP'nin iktidara gelmesiyle birlikte inşaat sektörü, iç piyasada etkili olmaya başladı.
Bu etki FED'in bol keseden para dağıtmasıyla birlikte 2009 yılından sonra adeta çılgınlığa dönüştü.
Amerika'dan alınan ucuz krediler, Türkiye'de yüksek faizle konut kredisi olarak verildi. Bu yapılırken de konut fiyatları manipüle edildi. Eğer bu fiyatlar üzerinde manipülasyon yapılmasaydı, emin olun bankalar kredi verecek kimseyi bulamazdı.
Gelelim, inşaat sektörünün olmadığı ülke biter mi sorusuna...
Elbette hayır!
Bir ülkenin bitmesi, inşaat sektörü ile değil sanayisi ile olur.
O ülkenin sanayisinin olmaması veya durgunluğa girmesi, bitmişlik olarak nitelendirilir.
İnşaata aktarılan para, toprağa gömmektir. Birkaç yıl, bir iki sektörü hareketlendirebilir ve büyüme üzerinde etkisi olur ama bu tamamen sanal bir yükseliştir.
AKP Türkiye'sinde maalesef hiç sanayi yatırımı yapılmadı.
Siz, hiç son 10 yılda yeni açılan büyük bir sanayi tesisi gördünüz mü?
Ya da binlerce kişiye iş imkânı sağlayacak bir fabrikanın açıldığını duydunuz mu?
İnşaat sektörü ölü bir yatırımdır.
Türkiye eğer FED'in o bol para döneminde gelen dolarları toprağa gömmeyip, yatırıma dönüştürseydi bugün ülkede işsizlik oranı yüzde 11'e yaklaşmazdı. Genç nüfusun yüzde 15'i işsiz durumda.
Üniversitelerden mezun olan on binlerce genç, inşaat sektöründe mi çalışacak?
Cumhurbaşkanı klasik belediyeci gibi düşünüyor. Parayı hep toprağa gömmek, belediyeciliğin fıtratında vardır.
Zaten AKP'nin genel olarak kadrosuna baktığınız zaman, ağırlıklı bir şekilde inşaat sektöründe faaliyet gösteren mühendislerden, müteahhitlerden ve belediyecilerden oluştuğunu görürsünüz.
2014'ün son üç ayında ülke ekonomisi yüzde 2,6'lık büyüme yakalarken, inşaat sektörü yüzde 2 daraldı. İnşaat aynı zamanda son çeyrekte daralma yaşayan tek sektör olarak da kayda geçti. Bu bile Cumhurbaşkanı'nın inşaat sektörü ile ilgili yanıldığını gösteriyor.
Türkiye'de konut fiyatları, sırf bu sektörün canlı kalması için birileri tarafından kasıtlı olarak yükseltildi. Mesela geçen ay bir inşaat şirketi satışa çıkarttığı yeni konut projesini, her ay yüzde 5 zam yapma sözü ile sattı. Aldığınız evin fiyatı müteahhit tarafından her ay yüzde 5 yükseltilecek... Bunun ekonomik gerçeği var mı? Elbette yok. Bu politika, balonun iyice şişirilmesidir. Unutulmaması gereken; balonlar bir gün mutlaka patlar.
Türkiye'de de inşaat sektörü balonu artık şişecek hacmi kalmamış, yani Türkçesi patlama noktasına gelmiştir. Bu söz bana ait değil, ekonomistlerin görüşü.