İnce, Türk topraklarının işgaline neden sessiz kaldı?..
Cumhurbaşkanlığı seçim yenilgisinin ardından kısa bir tatil yapıp Yunan adası Simi'ye yelken basan Muharrem İnce dönüşte CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na esaslı bir bayrak açtı. Her ne kadar topu örgüte de atsa "Beni Cumhurbaşkanı adayı yapan Kemal Kılıçdaroğlu'na vefasızlık etmem" dediği CHP liderine karşı dün Erzurum'da olağanüstü kurultay kampanyasını başlattı. Muharrem İnce, Erzurum'da "çekilmeyi bileceksin" dersi verirken tarihten örnekler sıraladı;
"1699, Osmanlı'nın ilk toprak kaybettiği tarihtir. Osmanlı bizim atalarımız, 223 yıl hep kaybetti. 1699 Karlofça Antlaşması'ndan sonra başladı. 30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz'a kadar hep kaybetti. 223 yıl neden kaybetti biliyor musunuz? Osmanlı generalleri geri çekilmesini bilmiyor. Yenildiğinde geri çekilmesini bilmiyor. Mustafa Kemal Paşa, Kütahya Savaşı'nda yenildi, Eskişehir'de yenildi. Kütahya, Eskişehir'de yenilince orduyu Sakarya'nın doğusuna çekti. Elindeki gücünü ölçtü, 'Benim gücüm nedir?' dedi. Hazırlıklarını yaptı ve 26 Ağustos 1922'de Büyük Taarruz'u başlattı. 30 Ağustos 1922'de savaşı kazandı. 223 yıl hep kaybetti, geri çekilip hazırlıklarını yapıp savaşa giren birisi savaşı kazandı."
Girdiği kongre yarışlarında Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı yenilen, Cumhurbaşkanlığı mücadelesinde de R. Erdoğan'a yenilen ve geri çekilmeyen Muharrem İnce seçimlerden yenik çıkan Genel Başkanı'nı çekilmeye çağırıyor. Şaka gibi!.. Ama bu Türk siyasetinin trajikomik bir gerçeği. Daha önceki seçimleri unuttuk diyelim... 24 Haziran seçimlerinde yenildik diyenine rastladınız mı? Herkesin kendine göre bir başarı hikayesi var. Yerseniz!.. Sanki seçimlere ben girdim ve ben kaybettim...
Siyasetçilerimizin kendi pozisyonlarını güçlendirmek için tarihten alıntılar kullanması sıradandır.. Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi. Muharrem İnce'nin Türk vatanının toprak kaybına karşı gösterdiği hassasiyet de takdire şayandır. Amma durun bir dakika... Bu işin bir de amması var!..
AKP iktidarı döneminde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilk toprak kayıplarını yıllardır acı belgeleriyle ortaya koyuyoruz. Ege'deki 18 Türk adası ve 1 kayalığının Yunanistan tarafından işgalini... İktidar kanadından en ufak bir ses gelmemesinin yanı sıra muhalefetin bu konuya yeterince duyarlılık göstermemesini de eleştiriyoruz. Şimdi, Türkiye Cumhuriyetini yönetme iddiası ile yola çıkan Muharrem İnce'ye önce hatırlatıp sonra da sormak isterim;
Seçim kampanyasında kullanılmak üzere size çok yakın arkadaşlarınız, Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli kurmay Albay Ümit Yalım'dan işgal edilen Türk toprakları hakkında kapsamlı bir dosya istedi. Bu dosyanın İnce tarafından meydanlarda dile getirileceğini söylediler. Ümit Yalım da belgelerin dışında çeşitli video görüntüleri ve fotoğrafları da içeren oldukça kapsamlı bir dosya hazırladı. Brifing vermek üzere atladı arabasına Ramazan bayramının ikinci günü (16 Haziran) size ulaşmaya çalıştı. O gün İstanbul'da 4 ayrı yerde, Beykoz, Üsküdar, Sancaktepe ve Pendik'te meydan mitingleriniz vardı. Yalım, her nedense ulaşmak mümkün olmayınca dosyaları size iletilmesi için CHP Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Tanal'a teslim etti. Sonra da Mahmut Tanal'dan dosyaların size teslim edildiğinin teyidini aldı. Bekledi durdu... Ege'de işgal edilen Türk topraklarını belgeleriyle millete anlatacaksınız ve sorumlularından hesap soracaksınız diye... Çok şaşırdık!.. Türkiye'nin Batı'dan bölünmesi gerçeklerine bir cümle ile bile olsa değinmediniz...
Neden Sayın İnce?..
Dosyayı talep ettiğiniz halde okumaya mı fırsat bulamadınız?..
Okudunuz da, konuşmaya değer görmediniz mi?..
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başına geçmeye talip olan bir siyasetçi Türk topraklarının işgaline karşı sessiz kalmasını nasıl izah edebilir?..
Yoksa, siz de AKP'nin bu gaflet ve dalaletini sessizce onaylayanlardan mısınız?..
Meydanlarda Erdoğan ve AKP ile yaptığınız mücadele kayıkçı kavgasından mı ibaretti?..
AKP iktidarını en zayıf noktasından neden vurmadınız?..
Yoksa, CHP Genel Başkanlığı için çıktığınız yolda fincancı katırlarını ürkütmemek mi istediniz?..
Siyasetin gereği(!) CHP'de herkesin kendine göre bir hesabı var. Rövanşist duygularla yapılan hesaplar kitaplar... Yaklaşan yerel seçimlere yönelik istikbal beklentileri... Parti Meclisi... Başkanlık Divanı...
İktidarı ve muhalefeti ile birlikte kurgu siyasetinin doğasındandır bu!.. Büyük gerçeklerin gözden kaçırılması için de elzemdir... Büyük gerçekleri gözden kaçırtırlar, magazinle uğraşır oyalanır durursunuz.
Aslında neye benzer bilir misiniz?..
Balerin elbisesi giyenlerin çamur içinde dans etmeye çalışmalarının seyredilmesine...