Gazetelerde yine aynı manşet vardı: İhracatta Cumhuriyet tarihinin rekoru!
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) haber bülteni PR Ajansı tarafından tüm basına geçildi.
Gazete manşetleri rekor haberi ile doldu. Kendi kendimize "ne güzel kriz ortamında bile ihracat yapıyoruz" dedik.
Önce rakamlara bakalım: Ekim ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,6 büyüyerek 17 milyar 333 milyon dolar, ithalat ise yüzde 8,5 artışla 19 milyar 729 milyon dolar oldu.
Rakamlar çok güzel görünüyor.
Bu işin sadece reklam bölümü. Bir de gerçek var.
Türkiye'nin ihracatı değer bazında ne kadar arttı?
Yani sattığın ürünlerin değerinin artışı.
Diğer adıyla katma değerli ürün miktarı.
Bu rakamlar hiç de insanın içini açacak türden değil. Türkiye'nin ihracatı son 5 yılda değer bazında yüzde 20'ye yakın artış gösterirken, birim fiyat yaklaşık yüzdü 15 düştü.
Yani daha çok mal satmışız ama daha ucuza.
İşte Türkiye'nin sorunu bu!
Türkiye maalesef ihracatta katma değeri yüksek ürün yapamıyor. Hep Avrupa'nın fasoncusu bir ülke olarak kalıyoruz.
Avrupa modeli veriyor, biz kumaşı, ipliği ve hatta tüm makinaları Çin'den ithal edip, üretip bir kâr marjı koyarak satıyoruz.
Ondan sonra da TİM ortaya çıkıp, basına "Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunu kırdık" diye bülten yolluyor.
Peki ya ithalatınız ne olacak?
Dolardaki o kontrolsüz yükselişe rağmen devam eden ithalat?
Bakın basit bir örnek vermek istiyorum:
Geçen ay Amerika'nın dünyaca ünlü teknoloji şirketi Apple yeni ürünü İphone 12 Pro MAX tanıttı.
Türkiye bu 226 gramlık ürünü almak için vergiler hariç 1375 kilogram ürün ihraç etmesi gerekiyor.
İşte Türkiye'nin sorunu bu işte. Eskilerin bir sözü var: Darada büyük, pahada küçük!
Japonya'nın kilogram ihracat birim fiyatı 3,86 dolar. Yine en çok ihracat yaptığımız Almanya'nın ise 3,68 dolar.
Peki Türkiye'nin ne kadar?
1.09 dolar. Bu da her geçen gün daha da azalıyor.
Ne kadar acı değil mi?
Türkiye'nin artık Avrupa'nın fasoncusu olmayı bırakması lazım. TIR'lar, gemiler dolusu ihracat görüyoruz ki çözüm değil.
Katma değeri yüksek ürün ihracatı yapmamız lazım.
Türkiye bunu başaramadığı sürece sadece mutluluğumuz PR şirketinin basın bülteninde kalır:
İhracatta Cumhuriyet tarihinin rekoru!
