İhale "çapulçuya" gitti, ortalık karıştı!

Durum aynen başlıktaki gibi.. Bildiğin mahalle karıştı.. Türkiye neler gördü, içeride dışarıda, hukukta ticarette, belediyelerde bakanlıklarda, ne usulsüzlükler, ne kayırmalar gördü.. Kimsenin sesi çıkmadı.. Çünkü her şey, iktidar mahallesinde dönüyor.. İhaleler mahallede kalınca yıllardır kimseden gık çıkmıyor..

Ancak Devlet Su İşleri ve Karayolları Genel Müdürlüğü'nün kıyafet ihaleleri mahalle dışına çıkınca, karıştı mahalle.. Bakın aşağıdaki başlık Takvim Gazetesi'nden;

Ne diyor başlıkta; "Boyner'e milyonluk adrese teslim ihale" İktidarın bülteni gibi çalışan bir gazetede, üstelik devlet kurumlarının ihalesine bu kadar net bir tavır, 15 yıldır alışık olmadığımız bir şey.. Bırakın eleştirmeyi, biz eleştirince de "Bunlar var ya bunlar" diyorlar yıllardır..

Milyonluk ihaleler ne ki, milyar dolarlık ihaleler, şartnameler firmalara uydurularak, olmadı, herkes kenara çekilsin talimatlarıyla hep eşe dosta gitmedi mi?

Peki bu gazetelerden, derde derman, tek soru duydunuz mu bunca yıl? Hak getire..

Ama iki genel müdürlüğün kıyafet ihalesi, aşağıdaki fotoğraf çektirmiş işadamına gidince, vay anam vay.. Niye? Çünkü esas oğlan mahallenin dışından..

Malumunuz, Cem Boyner Gezi olayları sırasında sokaklardan yana tavır almıştı.. Ve yine malumunuz, Takvim Gazetesi dahil, tüm iktidar medyası, Cem Boyner'in ürünlerini boykot çağrıları yaptı..

Gerçi Boyner'in cirosunda yaprak kıpırdamadı.. Çünkü, hiç ses çıkarmadıkları ihaleleri alanlar, indirdikleri paraların bir bölümünü, Cem Boyner'in mağazalarındaki "MARKALAR" bölümünde hışlamaya devam ediyordu..

**

Bu satırların yazarının Cem Boyner hakkında söyleyecek çoook sözü var.. Ama onlar bu yazının konusu değil..

Ben bam teline geleyim.. Şimdi bu arkadaşlar, ihale mahalle dışına hem de "çapulcuya" gitti diye feryad ediyor ya, bilgileri çok eksik biliyor musunuz?..

Yıllardır gazetecilik yapmadıkları için, normal bir haber yapmaya kalktıklarında da çuvallıyorlar artık.. Habercilik konusunda da bu arkadaşlar "Metal yorgunu"

Haberiniz eksik, tamamlayalım..

Buraya kadar okuduklarında, içlerinden diyecekler ki, "Bak, Murat İde Cem Boyner'i savunuyor.."

Ama yanılacaklar.. Çünkü ben daha net soracağım soruyu.. Çünkü ben, "İhale neden bizimkilere verilmedi?" diye değil, "Ahlaki açıdan sorunlu" gördüğüm için soracağım soruyu..

Eeeeey ihale komisyonu.. Eeeeeey Daire Başkanlıkları.. Eeeeey Genel Müdürlükler.. Eeeey Bakanlıklar..

Bu milletin 11 milyon 500 bin lirasını (eski parayla 11 trilyon 500 milyarını) niye ahlaki yöntemlerle değil de arkadan dolaşarak koyuyorsunuz birinin cebine?

Beş bin çalışana, adam başı 2300 liralık kıyafet yardımı yapmak üzere çıktığınız ihalede, şartnameye neden doğrudan "Boyner" yazmadınız ki?

Trabzon'daki şartnameye, ancak Boyner'in Trabzon'daki mağazasının sahip olduğu metrekareyi niye koydunuz?

Ankara'daki ihaleye, ancak Boyner'in Ankara'daki mağazasının sahip olduğu metrekareyi niye koydunuz?

Ya da Bursa, Kayseri, Isparta, Konya, Erzurum..

Mesela, Antalya'daki ihale şartnamesine, neden "Antalya'da 2 bin metrekareden büyük 2 mağazası olan firma" diye yazdınız ki?

Doğrudan "Boyner" yazaydınız.. Ya da ne bileyim, akrostij silahını çekseydiniz.. "İlk harflere baksana" deseydiniz:

-Seviyorum ama kimi.. En tatlı birisini.. Nasıl anlatsam sana.. İlk harflere baksana..

**

Olur da bir ihale daha açarsanız yardımcı olayım.. Şartnameyi şöyle tamamlayın mesela:

-Babamın çiftliği değil mi.

O halde kim karışır

Yan yan bakma bana

Nefsim ona çalışır..

El de ihale de benim, kime ne

Razıdır, alan da veren de..

**

Al sana ilk harflerden adrese teslim ihale şartnamesi..

Bu arada finalde bir rakam daha not düşeyim.. Sakın bu kurumlarımızın bu firmadan alımları, aslında ve toplamda 100 milyon liraya dayanmasın..

Beyleeer.. "Boyner'i niye yazdınız?" demiyorum.. Elinize sağlık..

Diyorum ki; Bu gazeteciliğinizi, millete küfür edenlerin löpürdettikleri milyarlık ihalelerde de görmek isteriz.. Kapiş..

ŞEYMA SUBAŞI OPERASYONU..

Baştan belirteyim, bir kadına, bir insana hakaretin hukuki bedeli için güvenlik mekanizması devreye girmeli.. Acun Ilıcalı'nın eşi Şeyma Subaşı Ilıcalı'ya sosyal medyadan hakaret edenlere ikinci dalga operasyon yapıldı.. Gözaltındalar.. Eyvallah..

Ama arkadaş, mevzu reytingi yüksek arkadaşın eşi olduğunda, doğru olanı yapan akıl, bu ülkeye yıllarca hizmet etmiş, devlet mekanizmasının en kilit noktalarında sorumluluk üstlenmiş, bugün de ülke için umut olmuş insanlara, alenen hakaret, hatta küfür edenler için niye çalışmaz ki?

İlla sörvayvıra mı çıkılsın?

İlla kutuya mı gidilsin?

Yazarın Diğer Yazıları