İdari reform

Bizde kamu harcamalarının GSYH içindeki payı yaklaşık dörtte bir oranındadır. Büyüme ve kalkınma için bu harcamalar yerinde ve etkin kullanılması gerekir. Bunun için iki şart var... Birisi siyasi iktidarların kamu harcamalarını popülist amaçlı kullanılmasını önlemek... İkincisi bu harcamalarını en verimli ve en etkin şekilde kullanacak idari yapıyı oluşturmak.

Aslında bütçeyi de memurlar hazırlar. Meclis çok fazla değiştirmeden veya bazı marjinal değişiklik yaparak kabul eder.

Türkiye'de Cumhuriyet döneminde kamuda çalışanlar için, mevzuatta liyakat ilkesine öncelik verilmiştir.

Söz gelimi, 'liyakat ilkesi' bütün Anayasalarda vardır. 1982 Anayasasına göre "Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.''

Ne var ki bu güne kadar her gelen iktidar siyasi yandaşlığı ön planda tutmuş ve liyakatı ihmal etmiştir.

Liyakat, ''bir görevi başarı ile yapabilme gücü'' demektir.

Yine bu güne kadar her gelen iktidar da programlarında önce personel reformu ve idari reforma yer vermiş; ne var ki hiçbir iktidar dediğini yapmamıştır.

Fetullah Gülen cemaati tarafından, üniversite giriş sınavlarında ve askeri öğrenci alımında yaptıkları usulsüzlük, devlet kadrolarında yaptıkları tahribat, liyakat sistemini tamamıyla ortadan kaldırdı.

Son yıllarda da kamu kadroları tamamıyla siyasi arpalık olarak kullanılıyor.

1949' da CHP iktidardaydı. 1950 seçimleri için bazı reformlar yapmak gereğini duydu. Bu reformlardan birisi de idari reform idi. O dönemde Hitler Almanya'sından kaçıp Türkiye'ye gelen ve 1933 Üniversite Reformu'nu yapanlar ile 1936 İktisat Fakültesini kuranlar arasında olan Prof. Dr. Neumark, aynı zamanda Türkiye'nin idari reform komisyonunda da yer almıştı .

Neumark'ın 1949 tarihli raporunun özeti şöyledir.

Personel rejimi: memur sayısı kurumlar arasında dengesiz dağıtılmıştır. Memur sayısı azaltılmalı, memur sayısı kurumlar arasında dengeli dağılmalı ve memurların nitelikleri artırılmalıdır.

Şeffaflık: Halkın kamusal sorunlar ve çözümler hakkında bilgilendirilmesi için bir enformasyon dairesi açılmalıdır.

Merkeziyetçilik: Aşırı merkeziyetçi yapının yumuşatılması lazımdır.

Bürokrasi: Bürokrasi kuralları basitleştirilmelidir. Bakanlık sayısı azaltılmalı ve bu yolla onların alt daireleri birleştirilmelidir.

Denetim: Teftiş kurulu raporlarına gerekli önem verilmeli, müfettişlerin niteliği artırılmalı ve denetim yapan birimler arasında koordinasyon sağlanmalıdır.

Liyakat: Liyakate gerekli önem verilmeli, işe alma ve yükselmede merkezi sınavlar esas alınmalıdır .

Neumark raporunun üstünden 70 yıl geçti. Devlette ne değişti? Aynı rapor bugün de geçerlidir.

Neumark Almanya'ya döndükten sonra, 1979 yılında Boğaziçi'ne sığınanlar isimli kitabı yazdı. Bu kitabın önsözünde Neumark "Hitler Almanyası'ndan kaçan mültecilerin nispi önemi hiçbir yerde Türkiye Cumhuriyeti'ndeki kadar büyük olmamış ve çalışmaları kalıcı bir tesir bırakmamıştır." diyor.

Kamu kaynaklarını siyasi popülizm amacıyla kullanmaktan vazgeçmediğimiz ve 'liyakat' esasına dayanan bir idari reform yapmadığımız sürece, kalkınmada hep geriye düşmemiz kaçınılmaz bir son olarak duruyor.

Yazarın Diğer Yazıları