İçimizdeki İrlandalılar: Bankalar
15 Temmuz 2016 saat 23.00...
Darbe teşebbüsünün duyulup anlaşılmasından dakikalar sonra bazı bankalar bankamatiklerden banka kartı ile para çekmeyi iptal etti. Yani bankada trilyonunuz dahi olsa 1 lirasını bile çekemezsiniz.
Ancak kredi kartı ile çekime izin verdiler.
Kredi kartı ile çekimde hem yüksek faiz hem de nakit çekim ücreti ödüyorsunuz. Yani gidin tefeciden para alın daha ucuza gelir.
Bankamatikleri kapatan banka sayısının 5 civarında olduğu sanılıyor. Bütün bankalar yapmadı.
Kamu ve yerli sermayeli bankalar makinede para bulunduğu sürece ödemeye devam ettiler.
Yani kriz fırsatçısı bankalar vatandaşı mağdur etti.
18 Temmuz 2016, daha sabahın ilk saatleri:
Yine bazı bankalar hemen raporlar döşemeye başladılar.
Türkiye'nin aleyhine. Ekonominin gidişatının kötü olabileceği, TL'nin hızla değer kaybedebileceği yönünde.
Ülkesine ve ekonomisine sahip çıkmaya çalışan halk bankalara ve döviz bürolarına koştu. Elindeki üç kuruşluk doları-Euro'yu sattı. Maksat ülkenin parası değer kaybetmesin. Halk büyük fedakârlık yaptı.
Merkez Bankası kayıtlarına göre, 3 milyar dolar civarında yerli satışı gerçekleşti.
Sabahın ilk saatlerinden itibaren döviz hızla düşmeye başladı. Borsa bile toparlanmaya başladı. Tüm bunlar olurken, yabancılara yönelik bazı banka raporları büyük müşteri ve yabancıların dövize saldırmalarına neden oldu.
Borsa yüzde 7 düşerken döviz aldı başını gitti.
Sonunda dolar, 3 liranın üzerinde işlem görüyor. Bu binlerce Türk şirketi için felaket demek.
Çünkü başta THY olmak üzere bir çok şirketin ciddi döviz borcu var. 24 saatte bu şirketler büyük zarar yazdı.
Gelelim esas soruna: Sen, neredeyse tüm bankacılık sistemini yabancıya teslim ediyorsun. Bugün bankacılık sisteminin yarıdan fazlası yabancı kontrolünde. Kamu bankaları da olmasa sistem tamamen yabancılara teslim edilmiş olacak.
Stratejik sektör...
Bankacılık sektörü çok stratejiktir. Sektörde yabancıların bu kadar hakim olması yasalarla engellenmeliydi.
Yabancı yatırım diye bankacılık sektörünün yabancılaşmasına izin verildi.
Allah aşkına neyin yatırımı bu?
Bankacılık sektörüne sokulan para neden yatırım sayılsın. Bu bankalar son 10 yılda kaç tane fabrikaya destek verdi. Kaç tane büyük projeye imza attılar. Verdikleri krediye bakar mısınız? Tüm kredilerin içinde en büyük pay konut kredilerinde. Sonra tüketici geliyor. Konut piyasasını manipüle eden bankalardır. Çünkü orada garantili para var. Nasıl olsa kredi verdikleri konuta ipotek koyuyorlar.
Sonuç olarak her fırsatta "millî" kelimesini kullanan bir hükümet maalesef bankacılık sektörünü yabancının insafına terk etmiştir.
Bundan sonra yapılacak tek şey; BDDK, bu bankalara karşı daha disiplinli ve daha otoriter olmalı.
Yoksa yabancılar başımıza çok iş açacak!