İç göçü nasıl durdurabiliriz ?

TÜİK'in araştırmasında, Türkiye'nin nüfusuna göre en fazla göç alan ili Bayburt oldu. Bayburt 2015-2016 yılı itibariyle kendi nüfusundan daha fazla, yüzde 121 oranında net göç aldı.

Gümüşhane, yüzde 49.7 oranında net göç aldı. Bu illerin nüfusu düşük olduğu için nüfus hareketlerinin hızı da yüksek çıkıyor.

Oysaki 2009 yılında Bayburt yüzde 12.83 ile göç veren iller arasındaydı. Bu illerde üniversite'nin kurulması ve terörün düşük olması da bu illerin cazibesini artırmış olabilir.

Genel olarak bakarsak, göç alan iller terör açısından daha sakin illerdir.

Nüfusunun yüzde onu ve fazlası göç alan ve veren iller (2015-2016)

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Net göç veren iller Net göç alan iller

------------------------------------------ --------------------------------------------

HAKKARİ - 37.1 BAYBURT 121.5

AĞRI - 30.0 GÜMÜŞHANE 49.7

ŞIRNAK - 26.6 GİRESUN 34.5

TUNCELİ - 26.5 TEKİRDAĞ 25.2

MUŞ - 25.2 BOLU 22.8

KARS - 21.8 ORDU 21.2

MARDİN - 21.6 KOCAELİ 13.8

VAN - 18.1 KARABÜK 13.7

KİLİS - 17.5 DÜZCE 13.2

ARDAHAN - 17.3 ESKİŞEHİR 13.0

BİTLİS - 16.0 KIRKLARELİ 10.6

IĞDIR - 13.6 ÇANAKKALE 9.8

SİİRT - 13.2 YALOVA 9.7

ERZURUM - 12.2

DİYARBAKIR - 9.8

YOZGAT - 9.7

Göç veren illere gelince bu illerde de temel göç nedeni terör görünüyor. Aslında bu illerde 1970'li yıllarda da göç vardı. O zaman temel sorun geçimdi. Şimdi üstüne terör de eklendi.

Bu göçü durdurmak, siyasi iktidarın işidir. Başta terör geliyor. Ancak terör olaylarının hafiflemesi yetmiyor. Göç veren iller fakir illerdir. Bu illerde yaşayanlara iş ve geçim imkanı sağlamak gerekir.

Eğer niyet edilirse bu illerin yöresel imkanlarını değerlendirmek mümkündür.

Söz gelimi, Kars ve Ağrıda Organik Tarım ve hayvancılık organize bölgeleri kurulabilir. Organik ürünler üretim tesisleri yapılabilir. Dünyada organik ürünlere talep artıyor. Hatta bunun için zamanın da Avrupa Birliği Fonları vardı.

Organize bölgeler ve tesisleri, işletme şeklinde devlet tarafından kurulur. Çiftçinin ürünlerinin dörtte üçü para olarak, dörtte biri ise işletmenin hisse senedi olarak çiftçiye verilir. Ayrıca çalışanların da maaşlarının dörtte biri kesilerek, yerine işletmenin hisse senetleri verilir. Zamanı gelir işletme ve yatırımlar, çiftçinin ve işçinin ortak malı olur. Sermaye tabana yayılmış olur. İşletmede payı olan herkes teröre karşı durur. İşletmeyi korur. Devletin altın hissesi kalır. Devlet işletmeyi sürekli koordine eder.

Ardahan'da Kafkas cinsi ve bal verimi yüksek olan arı mevcuttur. Dünyada organik bal üretimi için en iyi doğal şartlara ve çiçek örtüsüne sahiptir. Burada da devlet tarafından modern tesisler kurularak benzer şekilde organize bal üretimi yapılabilir. Devletin koordinasyonunda Kooperatif şeklinde sürdürülebilir.

Türkiye de bazı kooperatif deneyimleri başarısız oldu. Çünkü bu kooperatiflerde devletin organizasyonu ve yatırımı yetersizdi.

Hakkari'de deri işleme ürünleri ve tesisleri kurulabilir. Mardinde el sanatları kooperatifi kurulabilir. Bu örnekler her ilin imkanlarına göre düşünülebilir.

Netice olarak, niyet edersek Türkiye'de altyapı dahil birçok sorun yaratan göç hareketlerini yavaşlatabiliriz.

Yazarın Diğer Yazıları