Hükümet spekülasyon yaparsa!

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’in Aralık ayı ihracat rakamlarını açıklarken, 2010 yılı ihracatının da hedefin üstünde ve geçen yıla göre yüzde 11,3’lük artışla 113,7 milyar dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Ekonomide rakamlar tek başına bir anlam ifade etmez. Yurt içinde ve yurt dışında benzer ve başka göstergelerle de karşılaştırmak gerekir.
Rakamları kullanıyorlar
Dış ticaretin bir ayağı ihracat, bir ayağı da ithalattır. İhracatı şu kadar artırdık diye övünürseniz, bir ayağı topal kalır. Hükümet üyelerinin işi, kamuoyuna gerçeği anlatmaktır. Yalnızca ihracatımız yüzde 11.3 arttı derseniz, el oğlu da ya ithalattaki yüzde 31’lik artış ne olacak, diye sorar.
Başka bir ifade ile AKP’li Bakanlar sekiz yıldan beridir hep rakamları işlerine geldiği gibi kullanıyorlar. Rakamlara takla attırıyorlar... Sansasyon yapıyorlar.
Kârlı mıyız zararlı mıyız?
Basın patronlarının duayeni ve ünlü bir gazeteci, “Aslı olmayan bir habere dayanarak sansasyon yaparsanız, pulları çabuk dökülür. Sizin de inandırıcılığınız kalmaz. Ancak gerçek bir haberi sansasyonel yönünü öne çıkararak verebilirseniz merak uyandırır ve okuyucu sayısı artar” derdi.
113.7 milyar dolarlık ihracatımızı değerlendirirken, bakmamız gereken bu ihracatın içinde olduğu dış ticaretten kârlı mı çıktık? Yoksa zararlı mı çıktık olmalıdır.



2010’da ihracatımız bir yıl öncesine göre yüzde 11.3 oranında arttı... Ancak ithalatımız daha çok, yüzde 27.7 oranında arttı. Daha da önemlisi dış ticaret açığımız da yüzde 70.9 oranında arttı.
İthalatın, ihracattan daha hızlı artmasının temel nedeni TL’nin aşırı değerli olmasıdır. Daha ucuza geldiği için üretimde kullanılan ara malı ve hammaddeyi ithal ediyoruz. Bunun içindir ki, sanayi yüzde 70 ithal girdi kullanıyor. Bunun içindir ki işsizlik yüksek oranda seyrediyor.
Yüzde 70 ithal girdi
İhracatı dış talep de etkiliyor... Ancak eğer TL, yüzde 28 değerli olmasaydı, dış rekabet gücümüz daha yüksek ve ihracatımız daha fazla olurdu.
Öte yandan, ihraç malı üretiminde de yüzde 70 ithal girdi kullanıyoruz. Yani 113.7 milyar dolarlık ihracatımız içinde kendi yarattığımız katma değer, 34 milyar dolardır.
Daha önemlisi cari açıktır. Dış ticaret açığımızın bir kısmını turizm gelirleri ve diğer döviz gelirlerimiz ile kapatıyoruz. Geriye cari açık kalıyor. Bu açık da, 2010 yılı için 44 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.
2003 başından 2010 sonuna kadar geçen 8 yılda ortaya çıkan cari açık 215 milyar dolardır. Başbakan cari açık tehlikelidir diyor... Ancak önlem için kılını kıpırdatmıyor. MB’nin para ve faiz politikası çerçevesinde aldığı önlemler yetmez. Ayrıca kur politikası değişmeli ve yapısal sorunlar çözülmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları