Hükümet memurun hakkını yiyor
Anayasanın değişen 51. maddesine göre “İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir. ” Bu maddenin zorunlu kıldığı kanun ise henüz yapılmadı. Bu şartlarda 2012 yılı 15 Ocak tarihine kadar toplu sözleşme yetişmezse bütçe kanunundaki yetkiye dayanarak memur ve emekliye Bakanlar Kurulu tarafından geçici zam yapılacak.
Anayasanın üstünden 15 ay geçti. Hükümet isteseydi bu 15 ayda Anayasanın istediği düzenleyici kanunu çıkarırdı. Hükümetin ihmali nedeniyle 2 milyon memurun maddi hakları ve aynı zamanda sendikalaşma gibi manevi hakları kayboluyor... Memurların aileleri ile birlikte en az 5 milyon insan zor durumda kalıyor.
Kaldı ki, Hükümetin geçici zam uygulaması nedeniyle sendikalar tarafından Anayasaya aykırılık iddiaları da olacaktır. Eğer yasa çıksaydı bu sorunlar yaşanmazdı.
Başbakan ve AKP’nin, Mecliste grubu bulunan partilerin siyasi misyonları öncelikle halkın ve bu 5 milyonun mali haklarını, sendikalaşma özgürlüklerini çözmektir. Dersim’i gündemde tutmak ve tartışmak yerine uyum kanunu çıkarılabilirdi. Kişiye özel şike yasasında bütün partiler tam bir mutabakat işbirliği yapıyor da, 5 milyon insanın hakları için neden işbirliği yapamıyor ?
Deniz Baykal’ın genel başkanlığında, parti meclisinde memur maaşları ve memurların sendika haklarını tartışırdık. Örgüte bu hakları gündemde tutmanın ve iktidara baskı yapmanın gereği için mesaj verilirdi. Çalışanların haklarını savunmak , CHP’nin misyonu içinde önemli bir yere sahiptir. Memurların sendika hakkını düzenleyecek yasa 15 aydır çıkmadı ve CHP’nin gıkı çıkmıyor. Deniz Baykal olsaydı kıyameti koparırdı. Kılıçdaroğlu “CHP’nin köhnemiş örgüt yapısını değiştiriyoruz” diyerek örgütün de mücadele gücünü zayıflattı.
Hükümet memur hakkını hep yiyor... Söz gelimi maaş zamlarında hükümet kendi memuruna kazık atıyor.
Enflasyon kadar zam diyor.. Ancak enflasyonun altında zam yapıyor. Söz gelimi 2011 yılı için enflasyon hedefi kadar yüzde 4 artı yüzde 4 zam yaptı. Ancak bu yüzde 4 artı yüzde 4 zam, bir yıl için verilmedi. Memur ilk altı ay için yüzde 4, ikinci altı ay için de yılbaşına göre yüzde 8.16 zam aldı. Yani memurlar, söz gelimi maaşı bin lira ise ilk 6 ay 1040 lira, ikinci 6 ay ise 1086 lira aldı. 12 aylık ortalama olarak yapılan aylık zam yüzde 4 artı yüzde 4, yani yüzde 8.16 değil, aylık bazda yüzde 6.08’dir.
Hükümetin , enflasyon farkı olarak memura yüzde 2.6 vermesi, memuru kurtarmıyor. Kaldı ki , 2011 yılında ekonomi yüzde 7 büyüyecek. Bu büyümede memurun katkısı yok mu? Büyüme, üretim faktörlerinin yarattığı katma değerdeki artıştır. Memur da kamu hizmeti olarak hizmet üretiyor. Büyümeye katkı yapıyor. Neden hükümet büyümeden refah payı vermiyor. Vermediği için, memurun hakkını yemiş oluyor.
Öte yandan “eşit işe eşit ücret” düzenlemesinden 2 milyon memurdan yalnızca 450 bini yararlanacak ve profesörler, polisler, öğretmenler ve ordu mensupları bu uygulama dışında kalacak.
Kamuda eşit hizmeti ölçmek, memurun yaptığı iş ile doğrudan ilgilidir.
Kamu hizmetleri sosyal fayda yaratan hizmetlerdir. Bu hizmetlerin bu gün etkinliği kadar, yarınki yatırım değeri de önemlidir. Hatta daha önemlidir.
Eğitim, insana yatırımdır. Eğitim mensuplarının düzenleme dışında tutulması, bu grubun tepkisini çekecektir ve iş kapasitesini ve aynı zamanda potansiyel beşeri yatırım kapasitesini düşürecektir.
Bu yapılanlardan, siyasi iktidarın eşit iş anlayışı, toplumun geleceğini düşünmek değil, bu gün merkezdeki memurları el altında tutmak şeklinde tercüme edilebilir.