Hiçbir ayrım yapmadan herkesi kucaklayacağız
16 milyon emekli için CHP lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na sordum:
-Ne olacak bu emeklilerin açlık sınırı altındaki maaşları ile yaşam mücadelesi?
Kılıçdaroğlu dedi ki;
"Emeklilerimiz başımızın tacı. Cumhurbaşkanı seçilince ilk ele alacağımız konu 20 Haziran'da emeklilerimizin banka hesaplarına geçtiğimiz ramazan bayramı ikramiyesi ile 27 Haziran'da başlayacak Kurban Bayramı için toplam 15 bin lira yatırmak olacak."
-Sordum: En düşük emekli maaşı 7 bin 500 lira oldu ama emekliler arasında büyük haksızlığa neden oldu. Bu hataları telafi edecek misiniz?
Kılıçdaroğlu dedi ki;
"Emeklilerimiz ikinci baharlarında dengeli beslenmeleri gereken belli yaş grubundaki insanlar, gelir düşüklüğü nedeniyle dengeli beslenememeleri güçsüzlüğe ve Allah korusun hastalıklara yok açar.
En düşük emekli maaşının asgari ücret olması için yasa teklifi verdik ancak AKP ve MHP oylarıyla Meclis'te reddedildi.
Müteahhitlere dolarla rant sağlamaya, saraylar yapıp süper lüks yaşamalarına, Suriyelilere para var da emeklilerimize mi yok?
Bu çarpık anlayışı kısa sürede düzelteceğiz.
Emeklilerimiz de insanca yaşam şartlarına kavuşacaklar.
Tatil yapabilecek, torunlarına harçlık verebilecek seviyede emekli maaşına kavuşacaklar."
-Sordum: Kamu emekçileri; işçileri, memurlar, öğretmenler, mühendisler, savcılar, hâkimler maaş adaletsizliğinden şikayet ediyorlar. Düzeltecek misiniz?
Kılıçdaroğlu dedi ki;
"Türkiye'yi yönetirken de hiçbir ayrım yapmayacağız. Herkesi kucaklayacağız.
Bizim kitabımızda ayrımcılık yoktur herkes bilsin.
Biz harcadığımız her kuruşun hesabını vereceğiz.
Biz kul hakkını gözeteceğiz.
Biz atama bekleyen öğretmenleri öğrencileriyle buluşturmak için öncelikle 100 bin öğretmen alacağız. Köy okullarını açacağız.
Ziraat mühendislerine, ziraat teknisyenlerine, veterinerlere ve teknisyenlerine kadro açacak göreve atayacağız.
Kamu çalışanlarına uygulanan maaş adaletsizliklerini, kadro çarpıklıklarını elbette düzelteceğiz.
Hiç kimse aç ve açıkta kalmayacak. Atama sorununu çözmek için mülakat sistemini kaldıracak ve hak edenin kamuda işe girmesini sağlayacağız.
Devlet ve özel sektör yatırımlarına önem verecek ve istihdamı arttıracak projeleri teşvik edeceğiz.
Böylece işsizlik sorunu da hızla çözüme kavuşacak."
-Sordum: Yargı bağımsızlığını, ifade ve medya özgürlüğünü sağlayacak mısınız?
Kılıçdaroğlu dedi ki;
"Türkiye'de insan haklarının, demokrasinin, ifade ve medya özgürlüğünün gerilediği, yargı bağımsızlığının da yok edildiği çok net şekilde ortada.
Adaletsizliğin büyüdüğü bir ülkede ne huzur kalır ne ekonomi kalır ne insan hakları kalır.
Adaletin sağlanması, yargının bağımsız hale gelmesi ile gerçekleşir.
Mahkemede, devlette, seçimde, geçimde, inançta, eğitimde, yaşamda, medyada adalet mümkündür.
Kadınlara, çocuklara yönelik şiddetin ve istismarın önlenmesini sağlayacağız."
-Sordum: Terörle mücadele devam edecek mi?
Kılıçdaroğlu dedi ki;
"Terör belasından kurtulmak için her türlü siyasi ve güvenlik tedbirlerini alacağız.
Başta FETÖ, PKK ve IŞİD olmak üzere tüm terör örgütlerini, akılcı politikalarla tamamen yok etmek mümkündür.
İnanıyoruz ki 28 Mayıs'ta milletimizin teveccühü ile Cumhurbaşkanı seçilince Türkiye'nin tüm bu temel sorunlarının çözümüne dair hedeflerimize, milletimizin azim ve kararlılığıyla ulaşacağız."
-Sordum: Türkiye'nin temel sorunları neler? Bu sorunları çözebilecek misiniz?
Kılıçdaroğlu dedi ki;
"Türkiye'nin bu ucube sistem ile çözülemeyen daha da ağırlaşan temel sorunları var.
Demokrasi, ekonomi, gelir dağılımındaki adaletsizlik, işsizlik, dış politika, eğitim, terör, sığınmacılar, toplumsal kucaklaşma, barış ve huzur.
Demokrasinin olmadığı yerde büyüme, düşünce özgürlüğü daha da önemlisi can ve mal güvenliği olmuyor.
Ekonominin nereye gittiğini en iyi milletimiz yaşıyor.
Türkiye yönetilmiyor, savruluyor.
Devlet akılla, bilgiyle, birikimle, adaletle yönetilir. Devlet liyakatle yönetilir, bir devleti bir kişiye teslim edemezsiniz.
İşi uzmanına vermezseniz, bankaya güreşçi, Merkez Bankası'na arkeolog atarsanız olmaz.
Devlet dediğiniz alan, liyakatin olmazsa olmaz olduğu bir alandır.
Mesele Türkiye meselesi. Mesele bir partinin meselesi değildir.
Mesele; 100 yılda inşa ettiğimiz Cumhuriyeti, ikinci yüzyılda demokrasiyle taçlandırma meselesidir.
Milletimizi 28 Mayıs'ta sandığa oy vermeye ve sahip çıkmaya davet ediyorum."