Herkese var sanatçıya yok
Suriyeli sığınmacılar için 2 milyar dolar harcandı bugüne kadar. Bu paranın bir kısmı da “Özgür Suriye Ordusu” na gitti çaktırmadan.
Konteyner kentler, çadır kentler kuruldu, yüz binlerce Suriyeli sığınmacı konuk edildi.
İçlerinde, yaşlılar, hastalar anne sütüne muhtaç bebekler de var, terör örgütü mensupları da. Yani bu parayla ilaç, yiyecek, bebeklere süt de alındı, bir takım karanlık adamlara cephane de.
Yardımın insani kısmı yerinde ve gerekli, ancak silahlı kısmına akıl sır ermiyor.
Milyarlarca dolar harcanacak daha Suriye macerası için. Mursi iktidara gelince bir çırpıda 2 milyar dolar gönderiliverdi Mısır’a. Türkiye sanki petrol zengini Arap şeyhliği, elini cebine atınca milyar dolardan aşağı vermiyor.
Milyar dolarları har vurup harman savuranlar, acaba kendi insanına karşı nasıl?
İstiklal Savaşı gazilerinin hayatta kalan dul eşlerine 504 lira aylık ödeniyor. Birkaç kişi kalmışlar, ancak sefalet çekmeleri için kararlı birileri. İstiklal Savaşı gazilerini yokluk içinde ölüme uğurladık. Kimse utanç duymadı yıllarca, düzelteyim demedi. Geçmiş iktidarlar dahil. Kolunu, bacağını gözlerini hepsini birden kaybeden Güneydoğu gazilerinden takma uzuv parası istendi daha düne kadar.
Bugün bürokrasi Yeşilçam emektarı yaşlı sanatçılara zulmetme konusunda kararlı. Yaklaşık 2500 kadarı hayatta Yeşilçam emektarlarının. Bunların içinde ünlüleri de var ünsüzleri de. 800 lira emekli maaşıyla geçinip kira veriyor çoğu. Başrol oyuncularından, ışıkçısına yüzlerce Yeşilçam emektarı sefalet içinde. İlgili bakanlıklara bu sanatçıların durumlarını iyileştirin dilekçeleri gidiyor, dikkate alan yok. Film San Vakfı bütün kapıları çalıyor, çözüm yok.
Bürokrasinin yüksek koltuklarında tepeden bakmaya alışmış zat-ı muhteremler de “ölmekte olanlara yardım ediyoruz, birkaç kuruş veriyoruz” kabilinden cevaplar veriyorlar. Dillerinin altında “Sadaka” kelimesini gizliyorlar kibarca.. Sadakayı da ölmelerine yakın veriyorlar fazla para gitmesin diye.
Behiye Aksoy huzurevinde, Müzeyyen Senar hastanede, Münir Özkul komada. Emekli maaşlarında iyileştirme yapsanız, bu maaşları alacak vakitleri kalmadı. Sefalet içinde ölenleri saymıyorum anılarına saygıdan.
Başbakan’ın ise işi başından aşmış, seçimler kapıda. Cumhurbaşkanı veya Başkan olacak, ona hazırlanıyor, kolay iş değil.Recep Tayyip Erdoğan’dan pek fayda yok bu sıralar anlayacağınız.
Basın ara sıra “Aaaa geçmişin ünlü sanatçısı ..... bakım evinde ne hale gelmiş ayol” tarzında haberler yapsa da pek işe yaramıyor.
Toplanıp İstiklal Caddesi’nde yürümeye kalksalar, en az üçü yolda can verir Tünel’den Taksim’e kadar. İşte bu haldeler...
Emektar sanatçılara “İşte hükümet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu da orada, Ankara’da, gidin yakalarına yapışın” diyeceğim, imkanı yok gidemezler. Ceplerinde para, dizlerinde derman yok .
O zaman sefalet ve yoksulluğa mahkum edilen yaşlı sanatçılara tek yol kalıyor; “Gidin ahrette yakalarına yapışın bu arkadaşların, ağlayıp sızlansalar da, tövbe etseler de yakalarını sakın bırakmayın.”