Her şeye zam var asgari ücrete yok!

Siyasi iktidar, şekere, doğalgaza ve elektriğe istediği zaman zam yapabiliyor. Cumhurbaşkanı istediği gün istediği kararnameyi çıkarabiliyor. Ama asgari ücrete gelince, ''Aralık ayı'' tabu oluyor.

NATO Zirvesi sonrası 25 Mart 2022''de Cumhurbaşkanı Erdoğan, asgari ücret ile ilgili, "Yapılacak görüşmeler neticesinde de yıl ortasında böyle bir değerlendirme gerektiğinde biz kesinlikle vatandaşımızdan, hele hele işçimizden böyle bir şeyi esirgemeyiz. Veren el alan elden hayırlıdır." şeklinde açıklama yapmıştı.

İşçi umutlandı. Ama kursağında kaldı. Çünkü altı gün sonra 31 Mart 2022 Özbekistan dönüşü; ''''Vatandaşıma onu aldatacak, yani yapmayacağımız veya yapamayacağımız bir şeyi söylemeyi doğru bulmam. Asgari ücreti tespit için bir komisyon var. Her sene toplanıyor. Dolayısıyla da bunun vakti Aralık''tır." dedi.

Gerçekte ise Anayasa 55 maddesi, devleti işçiye adaletli ücreti düzenlemekle sorumlu tutuyor. Cumhurbaşkanı bir kararname ile asgari ücretin her ay toplanmasını sağlayabilir.

Hükümet anayasanın açık hükmüne rağmen, işçiyi yüksek enflasyondan korumak istemiyorsa, bunun temel nedeni AKP''nin sendikasızlaşma politikasıdır.

2002 yılında sendikalaşma oranı yüzde 58,6 iken, AKP''nin sendikasızlaştırma politikası ile 2022''de bu oran yüzde 14,32''ye indi.

1. Siyasi iktidar sendikasızlaşma ile Otokrasiye gidişin yolunu açtı.

Almanya''da 30 Ocak 1933''te iktidara gelen Hitler, sendikaları kapattı, sendikacılar tutuklandı. Bütün mallarına el konuldu, sendikaların yerini yeni kurulmuş DAF (Alman İşçi Cephesi) aldı. Bağımsız işçi temsilciliği ve işçilerin kendileriyle ilgili kararlara katılma hakkı ortadan kaldırıldı.

Sovyetlerde Kızıl Sendika Enternasyonali, işçi haklarını savunmak için değil, sendikal faaliyetlerin uluslararası düzeyde komünist faaliyetlere paralel olup - olmadığını kontrol etmek üzere kuruldu.

Demokratik olmayan sosyo -ekonomik sistemlerde çalışanların sosyal, ekonomik hak ve çıkarlarını korumak amacı ile kurulmuş bağımsız sendikalar yoktur.

Türkiye''de AKP iktidarı, otokrasinin yolunu açmak için demokratik kurumları, sivil toplum örgütlerini ve bu çerçevede sendikaları tek tek ve zamana yayarak etkisizleştirdi.

2. İktidar sendikaları zaman içinde yok etti.

Siyasi iktidar beka meselesi diyerek, OHAL ilan ederek, genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu diyerek, 194 bin işçinin grev hakkını erteledi. (DİSK raporu 2020)

6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu''na göre ertelenen grevler 60 günlük erteleme süresi sonunda yeniden başlatılamıyor. Taraflar erteleme süresi içinde anlaşamazlarsa uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulu (YHK) tarafından çözülüyor. Bu nedenle grev ertelemesi fiilen grev yasağı anlamına geliyor.

Fredoom House (Dünya Özgürlükler Evi) 2021 Türkiye raporunda, özgürlük anketi içinde yer alan "Sendikalar ve benzeri meslek örgütleri veya işçi örgütleri için özgürlük var mı?" sorusuna dört üstünden 1 puan verilmiş. Yapılan yorum hiç de iç açıcı değil.

Türkiye''de "Grev hakkı da dahil olmak üzere sendikal faaliyetler kanunla ve uygulamada sınırlandırılmıştır; işverenlerin sendika karşıtı faaliyetleri yaygındır ve yasal korumalar yetersiz şekilde uygulanmaktadır. Temsil barajı gereklilikleri sistemi, sendikaların toplu sözleşme haklarını güvence altına almasını zorlaştırmaktadır. Sendikalar ve meslek örgütleri, 2016-18 olağanüstü hal ve ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerindeki genel çöküşle bağlantılı olarak toplu tutuklamalar ve işten çıkarmalardan zarar gördü. Sendika liderleri, 2020''de 1 Mayıs gösterileri düzenlemeye çalışırken tutuklananlar arasındaydı.''''

3. İşçiler Anayasal ve demokratik haklarına sahip çıkamadılar.

Türkiye de 7 konfederasyon var. Bunlardan; TÜRK-İŞ ,HAK-İŞ ve DİSK, dışındakilere kayıtlı işçi sayısı önemsiz sayıdadır.

TÜRK-İŞ Hükümetin ortağı gibi hareket ediyor. Asgari ücret masasına tek başına oturan Türk-İŞ'' in, bu güne kadar yaptıkları demokratik teamüllere ve sendikal haklara açıkça aykırıdır.

22 Mart 2022 ''de de TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay ''''Biz asgari Ücreti Haziran ayında hiç görüşmedik. Bunun günü Aralık ayı. Aralık ayında taraflar toplanır.'''' dedi. Aslında aynı başkan 2020 asgari ücret toplantı sonrasında mikrofonun açık olduğunu fark etmemiş ve 200 bin kamu çalışanı ile ilgili karar için Bakana, ''''Uzasa karıştıracağız. En azından kapattım.'''' demişti.

Bu tablo içinde kalan TÜRK-İŞ, işçi haklarını savunamaz.

HAK-İŞ siyasi iktidarın kurdurduğu ve din odaklı bir konfederasyondur. Uygulamadan anlaşıldığı kadarı ile önceliği işçi hakları değil, ideolojidir.

DİSK işçi haklarında daha atik davranıyor ve fakat sol ideoloji önceliklidir.

Sendikaların önceliği işçi hakları olmalıdır. Bunu sağlayacak olanda işçilerdir.

Yazarın Diğer Yazıları