Her şey faiz mi?
Bankacılık sektörü Türkiye’de en çok eleştirilen sektörlerin başında geliyor. Başta eleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Başbakan bankalara yönelik eleştirilerini o kadar ileriye götürdü ki onları, gözlerini toprak doyurması gereken kan emiciler olarak tarif etti.
Türkiye’de bankacılık sektörü gerçekten bu kadar gaddar ve acımasız mı?
Geriye dönük 10 yıla baktığımızda bankaların ne kadar kâr hedefine yönelik acımasızca bir çarkı döndürdüklerini gördük.
Özellikle yabancı sermayenin Türk bankacılık sektörüne girmesiyle birlikte işin rengi değişti.
Türkiye’de 7’den 70’e her kesim bankacılık sektörüne tepkili.
Tepkinin haklı sebepleri var.
Acımasız ücret politikaları, daha fazla kâr için vatandaşı yolunacak kaz gibi görmeleri.
Son 5 yılda Türkiye’nin bankalarla kavgası adeta doruğa çıktı.
Peki bu bankalar hiç mi güzel şey yapmıyor?
Bundan 10-15 yıl öncesine baktığımızda bankaların misyonu çok farklıydı. Örneğin bir Ziraat Bankası, çiftçi bankasıydı. Halk Bankası yine öyle. Esnafın, sıkıştığında ilk koştuğu bankaydı. İş Bankası’nın yeri çok farklıydı. Gerçek bir liderdi.
10 yılda ne değişti?
Dedim ya değişim yabancıların bu sektöre girmesiyle oldu.
Halktan koptular. Lüks plazalarda bankayı idare eden yöneticiler maalesef insandan uzaklaşıp tamamen kâr hedefine yoğunlaştı.
İşte bankalara bu kadar büyük tepkinin olduğu bir dönemde gerçekten güzel şeyler de oluyormuş dedirten olaylar da oluyor.
Dedim ya her zaman farklı bir yerde olan İş Bankası okulların kapanmasına çok az kala 7 yıldır sürdürdüğü “Karneni Göster Kitabını Al” kampanyasını bu yıl da başlattı. Çocukların küçük yaşta kitap okuma alışkanlığı edinmesini, daha çok nitelikli kitapla buluşmasını ve öğrenciler için fırsat eşitliğinin oluşturulmasına katkıda bulunacak bu kampanyada 1 milyon kitap dağıtılacak.
Sosyal sorumluluk
İş Bankası’nın bu sosyal sorumluluk projesi gerçekten şapka çıkartılacak türden. Ayrıca hiç ayrım yapmadan her hangi bir İş Bankası şubesine karnesiyle giden çocuğun kitabı alacak olması ayrıca takdir edilecek bir olay.
İnşallah İş Bankası bu tür sosyal sorumluluk projelerini geliştirir. Geliştirmekle de kalmayıp diğer bankalara da örnek olur. Çünkü bankalar son 10 yıldır gerçekten halktan çok koptular. Halkı sadece yolunacak kaz olarak gören bankaların daha çok sosyal sorumluluk projeleriyle biraz halka inmeleri gerek.
Bazı bankaların sosyal sorumluluk projesi olarak sunduğu opera ve konser tarzı etkinlikleri maalesef halktan çok uzak. Zaten söz konusu konserlerin biletleri ise yine bankanın elit müşterilerine ve protokole dağıtılıyor. Yani kültür faaliyeti olarak gösterilen çalışma, bankanın reklamından başka bir şey değil.
İş Bankası’nın bu kampanyası diğer bankaların örnek alması gereken bir sosyal sorumluluk projesi.
Esnaf KOBİ oldu
İş Bankası’nın bu çalışmasını takdir ederken, halkın bankası Halkbank’ı da eleştirmek istiyorum. Halkbank bugüne kadar hep esnafın bankası olarak bilinirdi. Oysa son 5 yıldır bu banka da maalesef diğer özel bankalar gibi davranmaya başladı. 40 yıllık esnaf müşterisi KOBİ (Küçük ve Orta Bütçeli İşletmeler) oldu.
Ziraat Bankası’nın nasıl misyonu çiftçiyi desteklemek ise Halkbank’ınki de esnafa ucuz kredi vermekti. Maalesef Halkbank bizim 1970’den 2000’li yıllara kadar bildiğimiz banka değil. Umarım Halkbank ve Ziraat Bankası açıkladığı kârlarla değil, esnafa sağladıkları kaynakların büyüklüğü ile gurur duyarlar.