Her şey dolara bağlı... (II)

Dün bu köşede, cari açığın sürdürülemez boyutlara ulaştığı, bu nedenle Merkez Bankası’nın ve Maliye’nin bazı önlemler aldığını söylemiştik.
MB’nin almış olduğu önlemlerden birisi, faizleri düşürmek oldu. Bu çerçevede:
1) Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 7’den yüzde 6,50’ye düşürüldü. Merkez Bankası, dolaşımdaki para miktarını azaltmak veya çoğaltmak için repo ve ters repo işlemleri yapar. Bu işlemlere, açık piyasa işlemleri denir. Merkez Bankası, piyasadaki likidite fazlasını emmek istediğinde portföyünde bulunmakta olan daha çok hazine bonosu, az oranda da olsa özel sektöre ait bono ve tahvilleri kullanarak repo yapar. MB, haftalık repo faizini referans faizi olarak kullanıyor.
2) Merkez Bankası gecelik faiz oranlarını da düşürdü:
n Borçlanma faiz oranı yüzde 1,75’ten yüzde 1,50’ye,
n Borç verme faiz oranı yüzde 8,75’ten yüzde 9 düzeyine yükseltildi.
Yani Merkez Bankası, bankalardan borç alırken onlara verdiği faizi düşürdü. Buna karşılık borç verirken bankalardan aldığı faizi artırdı.
3) Geç Likidite Penceresi Faiz Oranlarını da artırdı. Bu çerçevede
Bankalar arası Para Piyasası’nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0 düzeyinde sabit tutuldu. Borç verme faiz oranı yüzde 11,75’ten yüzde 12 düzeyine yükseltildi.
4) Öte yandan MB zorunlu karşılık oranlarını da değiştirdi. Yüzde 6 olan bu oranları, uzun vadeli TL hesaplar için yüzde 5’e düşürdü. Kısa vadeli hesaplar için yüzde 6-8 arasına çıkardı.
Amaç, kısa vadeli mevduat ve diğer hesapların uzun vadeli yapılmasıdır.
5) Merkez Bankası, rezerv birikiminin hızlandırılması amacıyla, döviz ihalelerinde alımı yapılacak tutarı artırdı. Günlük alım limiti, 40 milyon doları ihale ve 80 milyon doları opsiyon olmak üzere, en fazla 120 milyon dolar olacak.
MB bu yolla, sıcak para ile gelen dövizi alacak ve sıcak paranın kur baskısını önlemiş olacaktır. Diğer önlemlerle de likiditeyi kontrol edecektir.
Ayrıca rezervin artması, sıcak paranın ani çıkışında kriz riskini de azaltmış olacaktır.
6) Mali açıdan alınan önlemler de var... Bankalar ve şirketlerin yurt dışına 5 yıllık ve daha uzun vadeli tahvil ihraçları faiz gelirinden vergi alınmayacak. 3 yıla kadar olanlardan yüzde 10, 3 ile 5 yıl arasında olanlardan yüzde 5 vergi alınacak.
Maliye ve hazine, dış borçların uzun vadeli yapılanmasını sağlamak istiyor. Bu yolla dış borçların bir plan dahilinde ödenmesi ve döviz sorunu yaratmasının önlenmesi mümkün oluyor.
Bu önlemlerin temel amaçları ise,
* Kısa vadeli sermaye girişini, yani sıcak para miktarını azaltmak... Bunların bir kısmını uzun vadeli yabancı sermaye şekline sokmak. Ayrıca uzun vadeli yabancı sermaye için daha cazip bir ortam yaratmak.
* İç talebi düşürerek, ithalat eğilimini düşürmek ve bu yolla cari açığı azaltmak,
* Finansal istikrarı sağlamak için özel sektör dış borçlarını uzun vadeli yapılandırmak, uzun vadeli mevduatı daha cazip yapmak.
Bu önlemlerin etkisi olur... Ancak yeterli değil... Çünkü sorun cari açığın dengeye gelmesi, üretim ve istihdam gibi makro dengelerin sağlanması sorunudur. Bu sorunlar için, yeni politika araçlarına ve özellikle kur politikasına ihtiyaç vardır.

Yazarın Diğer Yazıları