Her bebek beş bin dolar borçla doğuyor

Bu sene ilk üç ayda (Ocak-Şubat-Mart) Cari işlemler açığı, 2013 yılının aynı aylarına göre yüzde 25 oranında azaldı.. 10.9 milyar dolardan 8.1 milyar dolara geriledi. Dış ticaret açığı da ithalat-ihracat da aynı şekilde geriledi. 11.4 milyar dolardan 8.8 milyar dolara düştü.
Artı bakiye veren taşımacılık, turizm, inşaat ve sigorta gibi hizmet gelir ve giderini gösteren hizmetler dengesi ise geçen seneye göre artış gösterdi. 1.3 milyar dolardan, 1.8 milyar dolara yükseldi.
Ücretler, doğrudan yatırımlar, portföy yatırımlarının gelir ve giderini gösteren gelir-gider dengesindeki açık ise bir miktar arttı. 1.1 milyar dolar açık bu sene 1.2 milyar dolara çıktı.

esfender-026.jpg

2003 yılından 2014 yılının Mart ayı sonuna kadar Türkiye’nin vermiş olduğu toplam cari açık, 416,2 milyar dolar oldu. Türkiye’nin 2013 yılındaki GSYH’sı 820 milyar dolardır. Karşılaştırırsak, demek ki 11 yıl 3 ayda verdiğimiz cari açık bir yıllık milli gelirimizin yarısından fazla olmuş.
Yani Türkiye 11 yıl 3 ayın, 6 ayında yalnızca başkaları için çalışmış, milli gelir yaratmış. Yetmedi, ithalatın finansmanı ve dış borçları çevirmek için Türkiye 382 milyar dolar dış borç almış. Bu dış borç Türkiye’nin dış borcudur. Nedeni de hükümetin ve Merkez Bankası’nın sıcak para gibi günübirlik politikaları ve spekülasyonun, ithalatın önünü açan yanlış kararlarıdır.
İster özel sektör, ister kamu sektörü olsun, dış borçlar büyüme ve döviz ihtiyacını etkiler. Hepimiz aynı gemideyiz. Döviz sorunu hepimizi fakirleştirir. Bu nedenle iç borçtan farklı olarak, dış borçlar Türkiye’nin dış borcudur. Özel sektör dış borcunu ödeyemezse, vatandaş işsiz kalır. Bugün için her vatandaşın beş bin dolar dış borcu vardır. Doğmamış bebekler de beş bin dolar borçla doğuyor.
2013 yılında toplam cari açık 65 milyar dolar oldu. Bu sene kurlarda bir düşme olmazsa ve diğer şartlar aynı kalırsa, cari açık yaklaşık 48-50 milyar dolar olacaktır.
Kur artışı, ihracatı teşvik etti. İthalat ise geçen yıla göre artmadı. Bunun içindir ki cari açık geçen yıla göre azaldı. Bundan sonra da kurlarda bir düşme olmazsa cari açık birkaç yıl içinde azalır.
İki şartla... Bir; Döviz kurları yeniden baskı altında tutulur ve düşerse, cari açık azalmaz. Mart ayında Merkez Bankası 2003 ve TÜFE bazlı reel kur endeksine göre doların 2.27 olması gerekirdi. Bugün 2.12’ye kadar gerilemesi ihracattaki rekabet imkanlarını sınırlıyor.
İki; Siyasi iktidarın iki yıllık bir geçiş dönemi programı yapması gerekir. Bu iki yılda ithal ara malı ve ham maddenin içeride üretilmesini ve ithalata bağımlı üretim şeklinin değişmesini teşvik etmesi gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları