Hem Kılıçdaroğlu vekili. Hem Kılıçdaroğlu rakibi

CHP’de üçüncü genel başkan adayı da belli.

Birincisi; Kemal Kılıçdaroğlu,

İkincisi; Özgür Özel,

Üçüncüsü; Prof. Dr. Örsan Öymen,

Dördüncüsü; İlhan Cihaner…

Sırayla değerlendirelim.

“Görevim kaptan olarak gemiyi limana sağ salim yanaştırmak” diyen Kılıçdaroğlu, “Aday mısınız” sorusuna şu yanıtı verdi;

-“Hiçbir Kurultay’da ben aday olmadım, aday gösterildim.”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu dedi ki;

-“Adayımız Kemal Kılıçdaroğlu.”

Özgür Özel’in değişim çağrılarının elbette genel başkan adaylığı ile sonuçlanacağı anlaşılmıştı.

Ancak Özel şu açıklamayı yaptı;

-“ CHP Meclis Grup Başkanlığı’ndan istifa etmeyeceğim.”

Bu kararını duyunca şaşırdım.

Çünkü;

-Hem Kılıçdaroğlu vekili. Hem Kılıçdaroğlu rakibi…

Siyasi teamüllere hiç de uygun değil.

O göreve layık gören Kılıçdaroğlu’na rakip oluyorsan o halde o görevi sahibine yani genel başkanına iade etmesi gerekirdi Özgür Özel’in.

Hatırlatma yapayım Özel’e.

CHP Grup Başkan Vekili olan Muharrem İnce Genel Başkan adayı olduğu gün o görevinden istifa etmişti.

-Elbette genel başkan adayı olabilir.

Ancak, TBMM başkanlığının tahsis ettiği devletin makam aracı ile CHP kongrelerine gidecek ve delegelerden oy isteyecek Özgür Özel.

Recep Tayyip Erdoğan’ın devlet imkânları ile seçim yarışına girmesini şiddetle eleştirdiğim için bu durumu da görmezden elbette gelemezdim.

CHP’liler de yıllarca Erdoğan’a bu tepkiyi gösterdiler ki Özel de grup başkan vekili olarak sık sık bu vurguyu yapardı:

-Devlet imkânları ile seçim yarışına katılmak yanlıştır…

Meclis’teki Genel Başkan odasını, kadrosunu, haberleşme imkânlarını kullanıp seçim yarışı yürütmesi yanlıştır.

Önerim Özel’in devletin yani Meclis’in tahsis ettiği makam aracı ve Meclis olanaklarını seçim gezilerinde kullanmamasıdır.

Elbette aday oldu ve illerin kongrelerine gidebilir her milletvekili gibi söz alarak konuşma yapabilir, delegelerden oy isteyebilir.

Buna hiçbir itirazım olamaz.

Kaldı ki CHP ilkelerini sürekli açıklayan ve parti içi demokrasiyi savunan Kılıçdaroğlu da buna itiraz etmezdi.

Ancak;

Hem Kılıçdaroğlu vekili, hem Kılıçdaroğlu rakibi olacaksın ve delegelerden vekili olduğun Kılıçdaroğlu yerine “bana oy verin” diyeceksin.

Yanlış yapıyorsun Özgür Özel…

Genel merkez toplantı salonunda adaylığını açıklamana izin vermesi Kemal Bey’in yarışa açık olduğunun da göstergesidir.

Peki, Özel’in CHP Grup Başkanı olarak Meclis grup toplantı salonu yerine adaylık açıklamasını Genel Merkez’deki salonda yapmasının siyasi mesajı nedir?

Söyleyeyim;

-Kemal Kılıçdaroğlu’na meydan okumak…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu izni verirken siyasi mesajı nedir?

-Rekabet ve değişime açık demokrasi sevdasıdır…

Özel’in açıklamasına başlarken “Genel Başkanım” dememesi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun adını vermemesi de siyasi teamüllere hiç uygun değildir.

CHP Genel Merkezi’nde bulunan Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu yok sayarak başladı sözlerine.

Ve konuşmasının sonunda adını verdi.

Milletvekilleri için tüzükte 3 dönem şartını getireceğini söyledi ama Özgür Özel’in CHP’deki milletvekilliği seçilme sayısını da hatırlayalım:

-24, 25, 26, 27 ve 28. dönem Manisa milletvekili.

5 dönem milletvekilliği yapan Özel, bu durumu acaba nasıl değerlendirecek?

Şimdi, açıklaması sonrası Genel Merkez’de oluşan siyasi havayı da yazayım.

Bir Genel Başkan Yardımcısından çok net bir tavır şöyle geldi;

-“Kemal Bey kendisi mağdur olmayı kabul eder ama kimseyi mağdur etmez. Özel ve arkadaşlarının haksız rekabetinin net şekilde görülmesini isteriz. Kemal Kılıçdaroğlu adayımızdır, seçimi de kazanacaktır.”

Genel Merkez’de açıklama yapan Özgür Özel’in siyaseten dikkat çekici ve çok çarpıcı bir siyasi tavrı da net şekilde ortaya koyayım:

-Girişinde de ayrılışında da makamında olan Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etmedi.

Anlaşıldı ki ipleri kopardı.

Anlaşıldı ki bu yarış çok sert geçecek…

Yazarın Diğer Yazıları