Helalleşme
Türkiye'de cart- curt, hart-hurt siyasetinin artık işe yaramadığını hala idrak edemedi AKP yöneticileri.
Yüce dinimiz "Birlikte hayır, ayrılıkta azap vardır" buyurmuşken ayrışma ve kutuplaşmadan medet uman AKP yöneticileri, kibir ve egolarından bir türlü sıyrılamadı. Tevazu ve alçak gönüllü olmayı unuttular. Türk milletinin kendilerine bahşettiği iktidarı yalan dolan ve iftira ile ziyan ettiler.
Neler dediler neler; Sayın İmamoğlu'na Pontus Rum dediler. Oylarımızı çaldı, hırsız dediler, teröristlerle işbirliği yapıyor, alçak, şerefsiz ve benzeri çirkin ithamlarda bulundular. Hatta bir zamanlar Öcalan asılsın diye meydanlara ip atan Devlet Bahçeli bile seçimi Binali'nin kazanması için Öcalan'ın ipine tutunuverdi. Bereket versin İYİ Parti ve MHP'deki Ülkücüler, Bahçeli'nin göz yumduğu bu tezgaha alet olmadılar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "İmamoğlu seçilse bile bu iş yargıya gider, yargı karar verirse onu o koltukta oturtamam" diyecek kadar ileri gitti. Tabii bütün bu söylemler ve üslüplar vatandaşlarımızda rahatsızlık yarattı. Nitekim AKP eski genel başkan yardımcılarından Selçuk Özdağ, "Seçim sonuçları Türkiye'ye hayırlı olsun. Demokrasi kazandı, hukuk kazandı. Türk insanı baskıcı otokrat yönetim tarzı ve söylemlere razı olmayacağını gösterdi. Türk milleti ayrıştırma ve kutuplaştırma siyasetini kabul etmemiştir" dedi.
***
Bu seçimde alınan sonuçları; Türkiye'nin yönetim tarzından tutun da iç ve dış siyaseti ile ilgili bir memnuniyetsizliğin ortaya çıkan bir tezahürüdür şeklinde okumak gerekiyor. Vatandaşlarımız bürokrasinin yargının yürütmenin sosyal hayatımızın tek bir adama bağlanmasının ne kadar yanlış olduğunu görmüş ve bu saçma sapan gidişata bir dur ihtarı yapmıştır.
Vatandaşlarımız her şeyden önce barış kardeşlik ve eşitlik talep etmektedir. Tabii devleti devlet yapan en önemli özellik, adaletin her sahada kendisini göstermesidir. Partisinin adı adalet olan iktidar partisi maalesef bu konuda vatandaşlarımızdan geçer not alamamıştır.
Tetikçi yandaş yazarlarla toplum üzerinde oluşturulmak istenen algılar gün gelir işte böyle geri teper. Nasrettin Hoca gibi göle maya çalmakla olmaz bu işler. Gönül ister ki seçim sonuçlarından ders çıkarılıp milletle inatlaşma bırakılsın, hep ben haklıyım, hep ben kazanmalıyım diyerek yeniden yalan dolanla iftira siyasetine tevessül edilmesin.
Türk siyasetinde dil ve üslup çok kirlenmiştir. Namuslu ve iffetli insanlara namussuz ,şerefsiz, alçak diyecek kadar haysiyet cellatlığı yapılmıştır. Sırf kazanmak için karalama yapmak, iftira atmak demokrasimize zarar verdiği kadar vicdanları da yaralamıştır
AKP yöneticilerinin artık seçimi kaybettiklerini idrak edip nerede hangi hataları yaptıklarının bir iç muhasebesini yapmaları hem milletimiz hem de partileri açısından yararlı olacaktır. Biz neden İmamoğlu'nun hakkını gasp ettik? diyerek bir helalleşme sürecine girmeleri demokrasimiz için de bir kazanç sayılabilir.
Allah huzuruna kul hakkıyla çıkmanın vebalinden kurtulmayı hak sahibinin affetmesi şartına bağlanmıştır. Helalleşmeden korkmayınız Ey AKP'liler. Cemaatler ve tarikatları palazlandırarak elde ettiğiniz güç ve başarılar muhtemelen sizi şımartmış, mağduriyetten mağruriyeti götürmüş olabilir.
İki saatlik adil yönetim, bir ömürlük ibadete bedeldir buyurmuştur Peygamber Efendimiz..
Cihadın en büyüğü zalim yöneticiye hakkı söyleyendir. Haksızlık karşısında susan dil şeytandır denilmiştir.
Unutmayınız ki devlet küfürle değil zulümle yıkılır.
19. yüzyılda yaşamış olan halk şairi Seyranı der ki;
Kırılsın kanununun telleri felek / Aksi Murad üzre çaldığın yeter / Hakka hakikate oldun büvelek / Zulmü adalete saldığın yeter.