Hayvan ticareti

Gazetecilik meslek hayatımda dünyanın birçok ülkesine seyahat ettim. En kötü şehirlerden en çağdaş kentleri, ilçeleri ve hatta köyleri gördüm.

Bir iki geri kalmış ülke hariç hiçbirinde sokaklarda ne bir kedi ne de köpek gördüm.

Gördüklerim ise sahipleri tarafından gezdirilen, sorumluluk sahibi insanların sahip olduğu hayvanlardı.

Zaten Norveç, Almanya ve Finlandiya gibi ülkelerde öyle herkes istediği gibi kedi köpek alamıyor.

Alan kişiye devlet belirli sorumluluklar veriyor. Aşısı ve kontrolü gibi.

Bu ülkelerde bu hayvanların sahibi her yıl vergi de ödemek zorunda.

Yani sen gidip bir petshoptan bin, iki bin lira verip istediğin hayvanı alamıyorsun.

Ya Türkiye''de?

Ne ararsan var.

Amerikan Pitbull Terrier, Dogo Argentino, Fila Brasilerio, Japanese Tosa, American Staffordshire Terrier ve American Bully ırkı köpekler ortalıkta dolaşıyor.

Türkiye genelinde bu köpeklerin yarattığı terör nedeniyle onlarca çocuk zarar gördü. Birçok insan bu korku ile yaşıyor.

Yeni yeni düzenlemelerle bir şeyler yapılıyor ama yetersiz.

Tabii ki bir de sokak köpeği terörü var.

Sokaklar dünyanın hiçbir ülkesinde göremeyeceğiniz sayıda köpekle dolu.

İlginç olan bu köpekler İstanbul''un sadece belirli ilçelerinde daha çok bulunuyor.

Bu ilçelerden biri de Güngören.

Güngören sokakları sahipsiz kedi ve köpeklerden geçilmiyor.

En son Tozkoparan''da köpekler 10 yaşında bir çocuğa saldırdı. Semt sakinlerinin müdahalesi olmasaydı bu köpekler belki de bu çocuğa büyük zarar verecekti.

Tozkoparan mahallesi sakinleri defalarca CİMER ve Güngören Belediyesi''ne şikâyette bulunmalarına rağmen belediyeden tek bir adım atmaması gerçekten tepki çekiyor.

Mesela yine bu bölgede Pitbull ve American Bully köpekler mafya kılıklı insanlar tarafından açık açık gezdiriliyor semt sakinleri korkudan ses çıkamıyor.

Bu sorunu çözmek belediyenin görevleri arasında değil mi?

Bu mudur gönül işi belediyecilik?

Gönlünüze dokunması için kaç çocuğun daha bu köpekler tarafından parçalanması gerek?

Bu sorun çözümü için İstanbul Büyükşehir Belediyesi de harekete geçmeli.

Çağdaş bir ülke, şehir ve ilçe olmak için bu hayvanların sokaklarda başı boş dolaşmaması için tedbir alınmalı.

İnternet üzerinden hayvan satışı

Türkiye''nin bir başka ayıbı ise bazı hayvanların yasal olmayan yollarla Türkiye''ye getirilmesi ve bunun çok rahat internet üzerinden pazarlanması.

Yaz aylarında bu ticaret öyle bir pazar haline geliyor. Belirli ekonomik güce sahip olan kişiler bu kedi ve köpekleri alıp, yazlıkta 3-4 ay tutuyorlar ve İstanbul dönüşü yollarda ormana salıyorlar.

İşin en acı tarafı ise bu hayvanlar genetiği bozulduğu için sadece mama yiyebiliyorlar.

Eskiden kedi ve köpeklere yemek, süt ve et verilirdi. Şimdi mama şirketlerinin bu işin ticaretini yapması nedeniyle bu hayvanlara sadece mama veriliyor. Sokak hayvanları bile artık mamanın dışında bir şey yiyemiyor. Olmayınca da açlıktan ölüyorlar.

Bu mu hayvan sevgisi?

Tarım Orman Bakanlığı bu konulardan sorumlu bakanlık.

Umarım yeni bakan bu konuda daha radikal bir karar alır ve Türkiye de diğer ülkelerle aynı sınıfta yer alır.

Yazarın Diğer Yazıları