Hasta ziyaretinde hatırlanan tarihi gerçekler
Geçenlerde değerli ağabey ve candan dostumuz Prof. Şener Akyol’u Tarabya’daki evinde ziyaret etme fırsatını bulduk. Hocamız hasta yatağında düzeleceği günleri metanetle bekliyor... Kendisine Yüce Allah’tan şifa dilemek gerekiyor. Hocanın kaldığı oda bile kitaplarla dolu. Gözümüze, artık rengi sararmış belgeler dolu bir kitap ilişiyor, Akyol’un Ermenilerle ilgili, yakın bir zamanda yaptığı konuşma hemen benliğimizi zorluyor. Gerçekten, de ünlü hukukçumuz, Prof. Şener Akyol’un, yaptığı açıklama tüyleri ürpertiyor. Değerli hocamızın “belge” niteliği taşıyan bazı cümlelerini sütunumuza aktarmak görevi de bize düşüyor:
“Bugün komşumuz Ermenistan’ın Anayasası’nda ne yazıyor? Mevcut anayasanın ‘Doğu Anayasası’ olduğu, Batı için de ileride yürürlüğe gireceği yazılı. Yani, Türkiye’nin önemli 6 vilayeti ki, bugünkü vilayetler değil, Osmanlı vilayetleri... Sivas’tan Çukurova dahil, Doğu Anadolu Ermenistan’a geçecekmiş gibi bir yazılı metin var. Bütün buna rağmen, biz komşumuz Ermenistan ile olan ilişkilerimizi olabildiğince iyi tutmaya çalışıyoruz. Buradan, bütün Ermenilere, Türkiye’deki Ermeni vatandaşlara, diaspora dediğimiz hırçın tavırlı dostlarımıza, Ermenistan’daki Ermenilere sesleniyorum... Bin yıllık dostluğu neden bozuyoruz, kim bozdu, kim sorumlu ? Türkler bir şey mi yaptılar da, Ermeniler 100 defa isyan etti! Şimdi, özellikle şu noktanın altını çizmek istiyorum.1876-1877 Rus-Osmanlı savaşından sonra Ruslar Yeşilköy’e kadar geldiler. Ermeni patriği gayet keyifli bir şekilde arabasına bindi, Yeşilköy’e gitti. ‘Bizi Osmanlı’dan koruyun ve kurtarın’ dedi. Bu olaydan itibaren Ermeniler sürekli isyan çıkardı. Ermeniler silahlanıp Anadolu’nun herhangi bir şehrine, Merzifon’a, Sivas’a, Yozgat’a, Van’a gidiyor, silahsız Müslüman ahaliyi öldürüyorlardı. Buna karşı Osmanlı devleti son derece mütereddit ve zayıf davranıyor, hatta, müsamahakar oluyordu.
165 kişiyi öldüren, Osmanlı Bankası baskınını yapanlara arka çıkmak için, İngiliz Büyükelçisi Saraya gidiyor. Bankalar Caddesi’ndeki Osmanlı Bankası’nı basan Ermeni eşkıya, ellerini-kollarını sallayarak Vatan Caddesi’nden Tophane’ye yürüyor. Tophane’de beklemekte olan bir Fransız gemisine biniyorlar. Marsilya’ya doğru dümen kırıyorlar. Topkapı Sarayı’nın önünden geçerken de, Padişah Efendimize ayıp ve münasebetsiz el kol hareketleri yapıyorlar. Bu iş böyle devam ediyor. Ermeni Patrikhanesi’nde toplanıp, Eyüp’e, oradan da Kumkapı’ya yürüyerek, yüzlerce masum insanı, kadını, çoluk çocuğu öldürerek , Nuruosmaniye Camii’nin bahçesine gelen Ermeni çetesine Osmanlı’nın en sert zaptiye nazırlarından Nazım Paşa bile dokunamıyor. Hiç bir asker, zaptiye bir kurşun sıkmıyor. Sultan Abdülhamid Yıldız Camii’nden çıkarken, bir Ermeni terörist bomba atıyor. Kendisini öldürmesine ramak kalmış olan saldırgana karşı takibat yaptırmıyor padişah...”
Bu arada, kahpece şehit edilen diplomatlarımız yine aklımıza geliyor... Prof. Akyol’un belirttiği gibi ülkemizde yaşayan Ermeni vatandaşlarla ihtilafımız yok. Ne var ki, Ermeni diasporası ve özellikle aleyhimize karar alan ülkeler düşmanlıklarını her fırsatta gösteriyor. Tarihi gerçeklere rağmen, her fırsatta ısıtılarak önümüze konan Ermeni yalanları sabırları taşırıyor.
Gürbüz Azak’ın mutluluk veren tabloları!
Siyasi, ekonomik veya sosyal içerikli olayların yanı sıra hayatta başka ilgi odakları da olduğu biliniyor. Hatta çoğumuz, hayvan, çiçek merakı ve sevgisiyle yaşıyor, zevk alabilmenin doruğunda geziniyor, en önemlisi insanlığa verdikleri yararların coşkusuyla büyüyor.
Tablolar, sergiler, çeşitli gözlemler, kitaplar, bağışlar çoğumuzun hayatında yer ediyor.
Mesela ara sıra resim tutkusundan bahsetmek ve dostları yad etmek, yeri gelmişken, Gürbüz Azak’ın “Mavi Vadinin Atları” adını verdiği nefis tablosundan bahsetmek gerekiyor...
Bir de, “Kuşların Kervanı” adlı eseri var ki, o da bir şaheser...
Bu iki yağlıboya tabloya da sahip olmanın keyfi çıkıyor.
Zaten, yüz metrekareyi bile bulmayan mütevazı evimizde üstad İbrahim Çallı’nın veya Şevket Dağ’ın eserleri bulunacak değildi ya...
Gerçi, zamanında hesaplı bir fiyata satın alma fırsatını elde ettiğimiz Necdet Kalay ve Salih Acar gibi resim üstadlarının da eserleri mevcut ama nedense, Gürbüz Azak’ın iki tablosu daha çok ilgilendiriyor, etkiliyor beni...
Zaten önemli olan, bir vesileyle “mutlu” olmak ve kalabilmek değil mi?
Kim istemez ki, evinin duvarlarını paha biçilmez tablolar süslemesin, yaşantısının “maddi” garantisi de olsun...
Ama “yetinmek” diye bir tılsım var ya... İşte ona değil erişmek, yaklaşabilmek bile çok önemli...
Eninde sonunda, dünyanın malı dünyada kaldığına göre, ünlü ressamların eserleri müze duvarlarına daha da yakışıyor.
Bu konuda hırsın esiri olmak, insanoğluna hiç bir şey kazandırmıyor.
Değerli meslektaşlarımız sık sık “En beğendiğim” veya “En sevdiğim” diye nitelendirdikleri dört-beş yazardan veya sanatçıdan bahsediyor.
Oysa, yazar veya sanatçı beğenmenin ölçüsü olmamalı.
Belki de en büyük servet maddi imkanlar dışında kalan manevi hasletlerden oluşuyor...
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ
İstanbul’da Kırım rüzgarı
Son aylarda, üst üste yaptığı faaliyetlerle dikkatleri üstüne çeken, Kırım Türkleri Derneği girişimiyle ülkemizi ziyaret eden ve Ukrayna’yı bu yıl Eurovizyon şarkı yarışmasında temsil etmesi beklenen Türk asıllı sanatçı Jamala’nın (Suzanna Cemaleddinova) İstanbul’da ilk defa sahne alarak özellikle Kırım Türkleri’ne coşkulu ve unutulmaz anlar yaşattığını...
Reklamcılar Derneği’nde
yeni yönetim
Reklamcılar Dernegi’nin yapılan Genel Kurul sonrasında, iki yıldır derneğin başkanlığını yürüten Yiğit Şardan’ın görevini Ogilvy Türkiye Ülke Başkanı Aytül Özkan’a devrettiğini, Asbaşkanlığı Alper Üner’in üstlendiğini, Yönetim Kurulu’nun ise Burcu Özdemir, Can Aksuyürek, Demet İkiler, Elif Önay, Enis Orhun, Karpat Polat, Kayhan Şardan, Levent Kavuzlu, Muharrem Ayın, Oğuz Savaşan, Oğuz Yavuz ve Yıldız Dağıstani’den oluştuğunu...
Gazeteciler Cemiyeti’nde
fasıl geceleri
Her ayın son Pazartesi akşamı, Gazeteciler Cemiyeti’nin lokalinde fasıl geceleri düzenlendiğini ve sonuncusuna katılan çok sayıda gazeteciler arasında Vedat Zeydanlı, Engin Köklüçınar, Nail Güreli, Ergin Konuksever, Zafer Atay, Seçkin Türesay, Vahap Munyar, Celal Toprak, Ümit Gürtuna, Togay Olcayto ve Murat Çetin’in dikkati çektiğini...
Masum Türker’in büyük acısı
DSP Genel Başkanı Masum Türker’in kayınvalidesi Semiha Rinnur Ertürk’ün vefat ettiğini, tanıdık ve akrabalarının yanısıra özellikle Mardinli hemşerileri tarafından acısının paylaşıldığını...