Harp Okulu’ndaki Dehşet ve 2 Cenaze!

O kara gecede, Yalova Hava Meydan Komutanlığı'nda her şey sakin gözüküyordu… Adeta fırtına öncesi sessizlik vardı… Hava Harp Okulu öğrencileri kamptaydı, eğitim devam ediyordu… 15 Temmuz gecesi akşam saatlerinde bazı öğrenciler üsteğmenleriyle ile sohbet ediyordu.

Aniden alarmlar çalmaya başladı. 1, 2, 3 ve son sınıf öğrencilerinin en hızlı şekilde hazırlanmalarını gerektiren bir durumdu bu… Birçoğu ne olduğunu anlayamamıştı… O sırada başlarında bulunan komutanlar "Çok büyük bir tatbikata gidiyoruz, hemen hazır olun" talimatını verdi.

Tepelerinde ikmal helikopterleri alçak uçuş yapmaya başladı… Öğrencilerin bir kısmı olan biteni anlamaya çalışıyordu. Ancak plan ve program çok öncesinden yapılmıştı!

Senede 10-15 atış yapan öğrencilere G-3'ler ve yedek şarjörler dağıtılmaya başlandı. Bazı öğrencilerin elleri titremeye başlamıştı… Olaydan bi haber olanlar "Ne oluyor, nasıl tatbikat bu?" diye aralarında konuşuyorlardı.

Sonrasında 7 otobüs yanaştı… Öğrencilerin başında Albay Hüseyin Ergezen, Yüzbaşı Sinan ve Üsteğmen Ali Apaydın vardı… Çok sert ve kesin talimatlar yağdırmaya başlamışlardı.

4 otobüs yola çıktı, geride kalan 3 otobüs ise çok eski olduğu için hareket dahi edememişti. 700 Hava Harp Okulu öğrencisinden 400'ü yola koyuldu. Geriye kalan 300 öğrenciyi başka yöntemlerle tahliye edeceklerdi. Otobüsler çıktıktan sonra vatansever bir subay olayların farkına varıyor. Geride kalan öğrencilere kesin bir şekilde emir veriyor "Bu hain bir girişimdir, tek bir araç ve tek bir öğrenci buradan çıkmayacak." Dediğini de yapıyor ve geriye kalan öğrencilerin hayatını kurtardığı gibi, sivil vatandaşlara açılacak olası bir ateşi de engelliyor.

Darbecilerin yönlendirdiği 4 otobüs Osman Gazi Köprüsü'ne geldiğinde bir grup tarafından alkış ve tezahüratlarla destekleniyordu. Öğrenciler hala ne olduğunu tam olarak kavrayamamıştı. Sonrasında bu destek veren grup birden bire ortadan kaybolmuştu.

İstanbul'a girdikleri andan itibaren ise birçok yerde büyük protestolar başladı… Önce alkışlanan öğrenciler şimdi araçlara yapılan müdahale ile ne yapacaklarını şaşırmışlardı. En büyük sorun ise en öndeki otobüste yaşanıyordu. Başında Albay Ergezen vardı…

Önlerini kesen vatandaş ve polisler için "Hiç kimse affetmeyecek, önüne geleni vuracak" emrini verdi. FETÖ'cü komutan dediğini yapmış, bir sivil ve polisi de vurmuştu.

Öğrencilerin çoğu şok olmuş vaziyetteydi. Bir öğrencinin durumu ise çok daha kötüydü, otobüsten indirilmiş tepkili bir grubun içerisine bırakılmıştı. Adli Tıp'tan gelen ön rapora göre dövülerek öldürülmüştü. Öldürülen Hava Harp Okulu öğrencisinin adı Murat Tekin'di…

Gencin ailesi ise perişan durumda… İzmir Osmangazi Mahallesi'ndeki evlerine Türk bayrağı asarak çocuklarının "şehit" statüsünde olacağını düşünüyorlar. İzin verilmiyor, Çarşı Camii'nde kılmak istedikleri cenaze namazına da müsaade edilmiyor. Aile kendi imkanlarıyla, gözyaşları içerisinde evlatlarını toprağa veriyor.

Bir diğer öğrenci ise Ragıp Enes Katran… Onun da linç edilerek öldürüldüğü iddia ediliyor… Ailesi, tüm cezaevlerine baktıktan sonra son olarak istemeye istemeye Adli Tıp Kurumu'na gidiyor. Çocuklarının cenazesini tanınmayacak bir şekilde teslim alıyorlar… Katran, Gaziantep'e defnediliyor.

Bu gençlerimizin durumlarının araştırılıp, ailelerine sahip çıkılması, olayların iç yüzünün ortaya çıkarılması gerekiyor.

Devam Edecek...

Yazarın Diğer Yazıları