Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Halkın öfkesi burnunda

İktidarı buradan uyarmak istiyorum: Halkı öfkelendirip çileden çıkarmak çok ama çok tehlikeli bir yoldur!

Unutmayın daha çok yakın geçmişte bu topraklarda 6/7 Eylül olayları, Çorum, Maraş ve Sivas katliamları yaşandı.

Zaten öfkeli olan patlamaya hazır, barut fıçısı haline gelmiş kalabalıkların çığırından çıkması bir kıvılcıma bakar sonra yatıştır yatıştırabilirsen, kimse baş edemez.

Bakın halkımız çok öfkeli; çok büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor geçinemiyor, dahası elindekini avucundakini kaybetmekten de ölesiye korkuyor.

İktidarın açık kapı politikası ipini koparan, memleketinde aç biilaç kalıp yolunu bulmaya çalışan, yok yoksul, cahil bir kalabalığı ülkeye doldurdu. Halk bunları bir tehdit ve asayiş sorunu olarak görüyor ve işin açığını söylemek gerekirse böyle görmekte haksız da değiller.

Halkımız ne idiği bilinmeyen bu insanların aşını, işini, ekmeğini elinden aldığını görüyor, biliyor. Bu noktada ensar kardeşliği mensar kardeşliği gibi içi boş söylemler karnı aç, işsiz, sokakta kalan halk için zerrece bir anlam da ifade etmiyor.

Şunu çok iyi biliyoruz ekonomik krizler ve özellikle de böyle büyük ekonomik krizler zaten halkı aşırı endişelendirir, gelecek korkusuna kapılmasına neden olur ve ortaya çıkan geçim sıkıntısı aile içi kavga ve hatta şiddete bile yol açar.

Birde işin içine yabancılar girer ve halk bu sıkıntıların kaynağı olarak bu yabancıları görürse yandı gülüm keten helva, oluşacak tepkileri kimse dindiremez.

Türkiye şimdi tam da bu noktada sırat köprüsü benzeri bıçak sırtı bir dengede bulunmaktadır, çünkü:

  1. Halk Suriyeliler başta olmak üzere ülkeye doluşanları demokratik laik rejim için çok büyük bir tehdit olduğunu düşünüyor. Hatta halkın bir kısmı cihatçı militanların cumhuriyet ile hesaplaşma derdinde olan iktidar tarafından bile isteye ülkeye doldurulduğu, iktidarın bir iç savaş çıkarma hazırlığı içinde olduğu kanaatinde. Bu düşünce çağdaş demokrasiyi ev yaşam biçimini savunan bu kesimi hem çok öfkelendiriyor ve hem de çok korkutuyor.
  2. Suriye’de son yaşanan bayrak yakma, Türk araçlarına saldırıda bulunma gibi olaylar yangına benzin dökmeye hevesli bir takım güçlerin de emre hazır bulunduğunu göstermektedir.
  3. Halk Suriye ve Suriyeliler meselesinin ülkeye çok büyük bir mali külfet getirdiğini, ekonomik krizin en önemli sebeplerinden birinin de bu olgu olduğunu biliyor. Yaşanan enflasyonu bile bir tür “Suriyeliler vergisi” olarak değerlendirenler var ki bunlar çok da haksız değiller.
  4. İş arayanlar Suriyeli ve diğer yabancı kaçak işçiler ile rekabet etmek zorunda. Bu kayıt dışı kaçak çalışan yabancılar bir taraftan ücretler genel seviyesini aşağıya çekerken diğer taraftan da iş gücü piyasasını dolduruyor. Patronlar elbette bu durumdan çok ama çok memnun ucuza, son derecede kötü şartlarda, uzun çalışma saatleri boyunca fazla mesai falan da ödemeden çalıştırabildikleri böyle bir iş gücü onlar için bulunmaz bir nimet. Fakat iş ararken Suriyeliler ile rekabet etmek zorunda kalan ve patronların “bu şartlarda çalışırsan çalışırsın çalışmazsan bak bir sürü Suriyeli kapıda bekliyor” tehdidine boyun eğmek zorunda kalan emekçiler aşırı öfkeleniyor.
  5. Artık kiralık ev arayanlar da Suriyeli ve diğer kaçak göçmenler ile yarışmak zorunda! Bunlar bir taraftan yarattıkları talep fazlası ile kiraları yukarı çekerken diğer taraftan da kiralık boş ev bulmayı neredeyse imkânsız bir hale getiriyorlar.
  6. Gettolaşan ve gettolarda çeteleşen Suriyeli ve diğer kaçak göçmenler büyük bir asayiş sorunu da yaratmaktadır. Bunların kaçının cihatçı terör örgütleri ya da mafyatik organizasyonlar ile bağlantılı olduğu da bilinmiyor ve bu halkta çok ama çok büyük bir endişe, hatta korku yaratıyor.

Bütün bunlar bir araya gelince halkın öfkelenmesi ve tepki göstermesi beklenen bir sosyolojik olaydır.

Zemin hazır umarım bu olaylar büyük bir şiddet ve çatışma dalgasına yol açmaz, ama bunlara sebep olan iktidarın çok büyük bir sandık darbesi alacağı kesindir.

Yazarın Diğer Yazıları