Halkın morali neden bozuk?
Siyasi, stratejik ve ekonomik sorunlar halkın moralini bozdu. Nedenler arasında ekonomik sorunlar ilk sırada yer alıyor.
2020 Ocak ve Şubat ayları verilerine göre, reel sektörde güven endeksleri arttı. Buna karşılık tüketici güven endeksi düştü. Tüketicinin morali bozuk. Aslına bakarsanız tüketici güven endeksi, ekonomik krizin başladığı 2018 yılından beri sürekli düşüyor. 2018 şubat ayında yüzde 81.8 olan tüketici güven endeksi, 2019 da yüzde 57,3'e geriledi. Krizler doğal olarak en fazla tüketiciyi vuruyor.
Son on yılda evlenenlerin nüfus içindeki oranı (TÜİK'in evlenme hızı) düştü, boşananların nüfusa oranı (boşanma hızı) arttı. Bu veriler bir sonuçtur. Evlenenlerin azalmasının ve boşanmaların artmasının temelinde de ekonomik sorunlar ilk sırada yer alıyor.
Evlenenlerin azalması ve boşananların artmasında Dünya genel gidişatının da etkisi var. Ancak bu etki, tek başına Türkiye de evlenenlerin hızla azalması ve boşananların hızla artmasını izah edemiyor. Çünkü AB 28 ülkeleri boşanma hızı ortalaması yüzde 1.9, Türkiye de ise 2019 da 1.88 dir.
Geçim sıkıntısı hem evlenmeleri zorlaştırdı hem de evlenme yaşını yükseltti 1960'lı yıllarda bir öğretmen maaşının üçte birini kira olarak verip İstanbul'un imarlı Merkez mahallelerinde ev kiralayabiliyordu. Şimdi ortalama 4 bin lira maaşı olan bir öğretmen ancak kenar mahallelerde kalabilir. Maaşının kalanı ile de geçinemez. Nasıl aile kuracak?
İşsizlik boşanmaları artırdı. TÜİK'in iş aramayan ve fakat iş bulsa çalışacak dediklerini de katarsak Türkiye de 6.5 milyon insanın işsiz olduğunu görebiliriz. İşsiz ailelerde stres ve gerginlik ister istemez daha yüksek oluyor ve boşanmalar artıyor.
Kadınların istihdama katılması ve mal rejiminde ortak olması, erkeklere olan bağımlılığını azalttı. Bu anlamda boşanmalar da ekonomik sorunlar ön plandadır.
Yukarıdaki tabloda yaşam memnuniyeti araştırma sonuçları var. Memnun olanlar oranı son on yılda gerilemiş. Yaşamından memnun olanlar 2010 yılında yüzde 61.2 iken 2019 yılında yüzde 52,4'e gerilemiş. Erkeklerde ise bu oranlar 2010 yılında yüzde 59,6 iken 2019 yılında yüzde 47'ye gerilemiş.
AB'de aşağıdaki kriterlere göre yaşam memnuniyeti anketleri düzenliyor.
''Yaşanılan kentten duyulan memnuniyet, alışveriş imkanları, güvenli hissetme, yeşil alanlar, pazar, yürüme yerleri, kentin temizliği, hava kalitesi, ailenin maddi durumundan memnuniyet, komşulara güven, hastane, doktor, sağlık hizmetlerinin yeterliliği, kamu kurumlarına güven, iş durumundan memnuniyet, kamu kurumları, idari kurumların halka etkin yardım edip etmediği, konser salonu, tiyatro, müze, kütüphane sayısı, gürültü düzeyi, okul ve diğer eğitim imkanları, iş bulma kolaylığı, kentteki insanları güvenilir bulma, uygun fiyata iyi bir ev bulma, ailenin maddi durumundan memnuniyet.''
AB ortalaması olarak yaşam memnuniyeti oranı yüzde 71'dir. Türkiye de yüzde 52.4'tür.
TÜİK bir devlet kurumudur. Önce siyasi iktidarın bu kurumun araştırma sonuçlarını iyi değerlendirmesi gerekir. Normal şartlarda kimse kolay kolay "yaşamımdan memnun değilim" demez. Neden erkeklerin çoğu memnun değil? İktidarında, muhalefetin de ağız dalaşını bırakarak çözüm üretmesi gerekmez mi?