Halkı bu faiz tuzağından kurtarmalıyız

Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Bu yasadan 31 Mayıs 2009 itibariyle borcunu ödemesi için ihtar çekilmiş veya icra takibi başlatılmış ya da banka tarafından takipte olunan krediler yararlanacak.
Uygulama ise şöyle olacak:
Borçlular, yasanın yayınlanmasından itibaren 60 gün içinde bankalara, banka avukatlarına ya da varlık yönetim şirketlerine veya temsilcilerine başvuracaklar.
Kredi kartı borcunun temerrüde düştüğü tarihteki faizi yeniden hesap edilecek. 31 Mayıs 2009 tarihine kadar geçen süre için gecikme faizi yerine, bankaların 3 aya kadar vadeli mevduata uyguladıkları faiz oranı esas alınarak yeni faiz uygulanacak. Bu yolla kart mağdurunun faiz borcu azalmış olacak.
Esas borcun, müracaat tarihinden itibaren 30 gün içinde ödenmesi durumunda herhangi bir ilave faiz hesaplaması yapılmayacak. Kredi kartı hamili taksitle ödemeyi tercih ederse, esas borcun tutarı 6 taksit için 1.04, 12 ay taksit için 1.08, 24 ay taksit için 1.18, 36 ay taksit için 1.26 katsayısı ile çarpılarak toplam borç hesaplanacak.
Taksitli ödeme için hazırlanan toplam borç 18 aya bölünerek eşit taksitler halinde ödenecek.
İcra takibine konu olmuş borçlar için, dava masraf ve harçlarının tamamı, kanuni vekalet ücretinin ise bir kısmı borçlu tarafından ödenecek.
Bu yasa bir milyona yakın insanı kurtarıyor... Ancak sistemin mağdur yaratmasını önlemeye yetmiyor. Geçici bir çözüm getiriyor.
Kalıcı çözüm yüzde 51 kart faizini, normal faiz düzeyine çekmektir.
Küresel kriz nedeniyle tüm dünyada faizler tek haneye inmişken, Brezilya dışında, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kredi kartları faizi en fazla yüzde 10 olurken, bankaların aldıkları yüzde 51 faizi duyanlar dilini ısırıyor. Üstelik bu faizi yasaya göre Merkez Bankası belirlemektedir.
Yüzde 52 kart faizi, tüketici için tuzak faizdir. Bir defa bu tuzağa düşenlerin bir daha borç ödemeleri imkansızlaşıyor. Bu nedenledir ki 10 milyon insan kart borcu olarak, yalnız asgari ödeme yapabiliyor. Faizi ödüyor... Borç devam ediyor. Bankalar yüzde 51 faizle insanların hayatını ipotek altına almış oluyor.
İnsanlar bu tuzaktan kaçamıyorlar... Aç kalanlar hayatını iademe ettirmek için zorunlu olarak avans çekiyorlar.
Elbetteki 6 milyon 300 bin işsizin aç kalması kaçınılmaz olacaktır. Hükümet bir yandan yeni iş alanları yaratamıyor. İstihdam artmıyor... Bir yandan kriz nedeniyle fabrikalar kapanıyor, yeni işsizler ortaya çıkıyor... Bir yandan da Hükümet bankaların yüzde 52 faiz alarak halkı soymasına izin veriyor.
Mevduat faizi yüzde 10 ise bankalar yüzde 100 kâra rıza göstersinler ve kart faizini de yüzde 20 yapsınlar... Bankalar isterlerse faizi düşürebilirler... Neden hiçbir banka yapmıyor?
Bankalar halktan en düşük faizle para topluyor... Halka en yüksek faizle ve yüzde 500 kârla bu parayı satıyorlar. En yüksek faizi almakta tüm bankalar tam bir anlaşma içindedirler. Arkalarında Merkez Bankası var. Üstelik Merkez Bankası da Milli Bankadır.
Halka reva görülen bu tuzaklar, hangi etiğe, hangi inanca ve hangi vicdana sığar? Yüzde 51 faiz alarak, bankaların halkı sömürmesi, İslâm’a da aykırıdır. AKP hükümeti istismarın devamına göz yumarak, halkın istismar edilmesine kulak tıkayarak, İslâmi kurallara da aykırı davranıyor.

Yazarın Diğer Yazıları