Halk ısınmasın, sanayi dursun…
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2018 yılının ikinci yarısı (Temmuz-Aralık) altı aylık dönemde, sanayide ve konutta kullanılan elektrik ve doğalgaz ortalama birim fiyatlarını açıkladı.
2018 ikinci yarısında, 2017 yılının ikinci yarısına göre:
* Sanayi sektörünün kullandığı elektrik birim fiyatı yüzde 67.7 oranında,
* Konutta kullanılan Doğalgaz fiyatları da yüzde 77,7 oranında arttı.
2018 Aralık ayında yıllık TÜFE oranı yüzde 20.30 ve Yıllık ÜFE oranı da 33.64 olmuştu.
Elektrik fiyatları, arz ve talebe göre, her gün piyasa da oluşmaktadır. Cevaplanması gereken sorular; 1. Piyasanın elektrik üretiminde optimal üretim dengesini sağlayabilir mi? 2. Etkin fiyatlama yapabilir mi ? sorularıdır.
Elektrik ve doğalgaz, üretimde girdi olduğu için maliyetleri ve yatırım -üretim kararlarını etkiler. Toplumsal refah ile de doğrudan ilgilidir. Bunlar Dış fayda ve maliyeti olan mallardır. Bu nedenle, özel mal ve hizmet gibi piyasaya bırakmak doğru değildir.
Mevcut uygulamada, piyasada rekabet şartları iyi çalışmıyor. Çünkü arz koşullarını ithalat sorunları, hükümetin başka ülkelerle yaptığı anlaşma şartları ve o ülkelerle olan siyasi ilişkiler etkiliyor. Mevsimsel koşullar da arz ve talep şartlarını etkiliyor. Ayrıca, tahmin edilemeyen arızalar da arz koşullarını etkiliyor.
Dahası üretimde devlet izin ve imtiyazının olması, buna karşılık fiyatın piyasada belirlenmesi, haksız kazanca ve haksız rekabete yol açıyor.
Fiyat konusunda da üretici ve vatandaş istismar ediliyor… Tüketiciler kuyruklu makbuzlardan şikayet ediyor.
* Güvenlik bedeli,
* Sayaç sökme-takma bedeli,
* Bağlantı bedeli,
* Kesme bağlama bedeli,
* Sayaç okuma bedeli,
* Kayıp kaçak oranı,
* Brüt kar marjı,
Bunlar elektrik bedeli dışında alınan paralardır. Güneydoğu'da kayıp kaçak oranının yüzde 70'lere çıktığı yazılıyor. Bunların abonelerden alınması devam ediyorsa, en büyük haksızlık budur.
Gerçekte elektrik dağıtımı bir altyapıdır. Bu altyapının mülkiyeti devlettedir. Devlet altyapıyı halkın vergileriyle yapar. Ya da kurum zararlarını bu vergilerle kapatır. Ayrıca, tüketiciden buna ilave yeni bir bedel almaması gerekir. Ne var ki her alanda bu tür kamu altyapılarını özel sektöre özelleştirmek, piyasa tekelleri yarattı.
Özet sonuç:
1. Elektrik üretimi ve fiyatlarının piyasaya bırakılması, tam rekabet koşulları olmayan bizim gibi piyasalarda, optimal üretimi ve rekabetçi fiyatları oluşturmadı.
2. Dağıtımın özelleştirilmesi, fatura kalemlerinin artmasına, fiyatların yükselmesine, üretim maliyetlerinin artmasına, vatandaş refahının düşmesine neden oldu.
3. Üreticiden ve tüketiciden dağıtım firmalarına haksız gelir aktarıldı.
Enerji politikası değişmeli, dağıtımı ve fiyatlandırmayı devlet veya devlet sermayesi ile özerk bir devlet kuruluşu yapmalıdır.