Halk geçim sıkıntısına girdi
Mutfak enflasyonu halkın geçimini doğrudan etkiliyor. Mart ayı için açıklanan yıllık Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) oranı yüzde 7.61 olurken, gıdada TÜFE oranı, enflasyonu ikiye katladı ve yüzde 14.12 oldu. Aynı şekilde yıllık yurt içi ÜFE (Yİ-ÜFE) oranı yüzde 3.41 olurken, imalat sanayii alt sektörü olan Gıda Ürünleri ÜFE oranı yüzde 14.25 oldu. Başka bir ifade ile gıdanın üretim maliyeti ve toptan fiyatı 4 kat daha fazla oldu.
Düşük gelir gruplarının harcamalarının yarıdan fazlası gıdaya gidiyor. Bu nedenle geliri gıda enflasyonu kadar artmayan çalışan kesim ve düşük gelir gruplarının geçimi zorlaştı.
İşçi ve memura, enflasyon kadar yani yüzde 7.61 oranında zam yapıldı. Çalışanların satın alma gücü düştü. Oysa ki gıda ve konut enflasyon ortalaması olan yüzde 12 zam yapılmalıydı.
Yaşam imkânları ve koşullarında kötüleşme her alanda ortaya çıkıyor.
OECD'nin iyi yaşam endeksine göre, Türkiye'de yaşayan bireyler hayatlarından OECD ortalamasına göre daha az memnundur. Türkiye'de yasam kalitesinden memnun olan bireylerin oranı yüzde 61 iken, OECD'de bu oran ortalama yüzde 76'dır. Diğer ülkelere göre de düşüktür.
Yine Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi'nin, OECD'nin İyi Yaşam Endeksi üzerinden yaptığı bir çalışmaya göre, 36 OECD üye ülke içinde Türkiye yaşam koşulları itibariyle en kötü ülkeler arasında yer aldı. Yine bu ülkeler içinde iş güvencesi en zayıf ülke olarak belirlendi.
2012 yılından sonra, halkın geçimi daha da zorlaşmaya başladı. Çünkü bir yandan fert başına yıllık gelir artışı olmuyor... Fert başına gelir artışı dört yıldır ortalama yüzde bir-iki seviyesinde büyüyor. Öte yandan da işsizlik artıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun anketine göre, son yıllarda halkın borcu arttı, geliri azaldı. (Aşağıdaki tablo)
Söz gelimi, 2014 yılında borcunu ödeyenlerin oranı yüzde 23.9 olurken, borçlananların oranı daha yüksek, yüzde 36 olmuş. Yani borçlu halk stoku artmış.
Yine 2014 yılında geliri artanların oranı yüzde 17.2 olurken geliri azalanların oranı yüzde 23.6 olmuş. Yani halk fakirleşmiş.
Bu tablo önceki yıllarda da benzer şekilde yaşanmış.
Cumhuriyet gazetesinin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerinden derlediği bir araştırmasına göre, ''Yoksulluk Envanterine kayıtlı kişi sayısı, nüfusun yüzde 39.5'ine ulaştı.'' Başka bir ifade ile Türkiye' de 30 milyon 450 bin tescilli yoksul var.
Türkiye bu tablodan, önce yatırım ortamı yaratılarak, yatırımları ve istihdamı artırarak kurtulur. Gel gör ki, seçim öncesi siyasi partilerin hiç biri yatırım ve istihdam konusunda tutarlı bir çözüm getirme derdinde değiller, kısa sürede oy getirecek ulufe dağıtma yarışına girmiş bulunuyorlar.