Jorge Jesus mu, Valerien Ismael mi
GÜREL YURTTAŞ / Yeniçağ
Süper Lig''de 4. hafta geride kaldı, goller yağmur gibi yağdı. Mücadele daha şimdiden kızıştı, zirvede ve alt sıralarda heyecan arttı.
4. hafta sonunda lider Beşiktaş şimdi. Haftanın kapanış maçında ilk yarısında rüya takım gibi oynadığı maçta Sivasspor''u yıktı, zirveye adını yazdırdı. Fenerbahçe, Jorge Jesus yönetiminde ligdeki ilk yenilgisini Konyaspor''dan aldı, taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattı.
Haftanın heyecan içinde beklenen karşılaşması Trabzonspor''la Galatasaray arasındaydı, dev maçta futbol cüce kaldı. 90 dakikadan golsüz beraberlik iki taraf da futboldan memnun kalmadı.
Haftanın en havalı skorlarından birini de Gaziantep FK aldı, geçen hafta Trabzonspor''a 5 atarak büyük sükse yapan Antalyaspor''a 5 attı. İstanbulspor''un ilk galibiyetini Alanya''da alması da haftanın kayda değer skorlarındandı.
Ligde dikkat çeken iki teknik adam bu hafta da birbirinden farklıydı. Fenerbahçe Teknik Direktörü Jorge Jesus ile Beşiktaş Teknik Direktörü Valerien Ismael.
Jesus hep kazanmak istiyor, kafası hep takımının gol atması üzerine kurulu. Onun için takımı 10 kişi de kalsa geriye çekilmeyi düşünmüyor. Valencia Konyaspor maçında kırmızı kart görünce hemen ne yaptı; defanstan bir oyuncuyu çıkarıp yerine bir başka santrfor Serdar Dursun''u aldı. Değişikliklerini sahada kötü oynayan oyuncuyu alarak yapıyor. Geçen haftalarda değişiklikleri galibiyet getirdi ama bu hafta umduğunu bulamadı. Bunda takımının bir süre rakibine oranla eksik oynamasının elbette ki rolü vardı.
Peki Valerien Ismael ne yapıyor? İdeal kadroyu sahaya çıkarıyor. Maçların ilk 45 dakikasında takımı fırtına gibi esiyor. 60. dakikadan sonra da frene basıyor. Bir değil, iki değil. Bu hafta da Sivasspor maçında aynısı oldu; etti üç. Demek ki yoğurt yiğişi böyle. Ama bir de takıntısı var. İyi gitse de maç ille de müdahele edecek kenardan. İyi oynayanları seçip de kenara alması da enteresan. Bakınız 3-3 biten Alanya maçı. Bakınız Sivasspor maçı. Takımı 3-0 önde de olsa maçı kaybederim korkusu mu yaşıyor? Bu korkuyu yaşıyorsa iyi oynayan adamları neden zart diye dışarı alıyor? Bir gün anlatır da nedenini biz de öğreniriz herhalde.
Şimdi gelelim haftanın görünüşüne. Haftanın takımı, futbolcusu kim? Haftanın onbirinde kimler var? Alkışı alanlar, ceza tahtası. İşte panorama:
HAFTANIN TAKIMI: İSTANBULSPOR
İlk 3 maçta 3 yenilgi alınca hemen herkes biletini kesti. Daha şimdiden ligden düşecek ilk takım diye işaret etti. Ama onların umudu bitmemiş demek ki; Alanyaspor deplasmanındaki galibiyet bunu gösterdi. Teknik direktör Osman Zeki Korkmaz, Alanyaspor''un en büyük zaafını belirlemiş, oradan yakaladı. Ne olursa olsun ille de kalecisinden pas yapa yapa çıkacak Alanyaspor; Osman hoca da faturayı kesiverdi. Futbolcularına baskı yaptırdı, bir kez kez bu yüzden fırsat da yakaladı. Sonunda bir tanesinde frikik kazandı, frikik golüyle de hedefine ulaştı. Tebrikler Osman Zeki Korkmaz, İstanbulspor kolay kolay teslim olmaz.
HAFTANIN FUTBOLCUSU: WEGHORST
"Bir santrfor nasıl oynamalı" diye uygulamalı olarak ders verdi, Sivasspor karşısında bütün hünerini gösterdi. Dalyan gibi boyuna rağmen çevik; bir de zeki. Futbolu aklıyla oynuyor, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisini tüm gücüyle sergiliyor. Gol atıyor. Attırıyor. Muleka''ya yaptığı asist müthişti. Futbolu aklıyla oynuyor derken; topsuz oyunda fark yaratıyor. Bakıyor ki rakip stoperler üstüne oynuyor, sağa sola açılarak onları peşinden sürüklüyor, başta Muleka olmak üzere diğer arkadaşlarına da boş alanda pozisyon yaratıyor. Ligimizin şu andaki tartışmasız en iyi santrforu. İzlemek büyük zevk veriyor.
HAFTANIN ONBİRİ
Taha (Trabzonspor)
Onur Bulut (Kayserispor), Mehmet Yeşil (İstanbulspor), Kevin Rodriguez (Adana Demirspor)
Hajradinovic (Kasımpaşa), Mertens (Galatasaray), Borini (Karagümrük), Sagal (Gaziantep FK)
Figueriedo (Gaziantep FK), Weghorst (Beşiktaş), Muleka (Beşiktaş)
ALKIŞI ALANLAR
EROL BULUT
Nuri Şahin, Antalyaspor''un başında Gaziantep FK maçına kadar sahaya futbolcu lisansıyla çıkıyordu. Antrenör olarak TFF A lisansını aldı. İlk kez antrenör olarak çıktı sahaya. Ve ilk maçında teknik adamlığının belki de en büyük derslerinden birini gördü. Futbolda gol atmak iyi güzel de. Kendine bu kadar güvenip de savunmanı bom boş bırakırsan böyle 5''lik yaparlar işte adamı. Daha tecrübeli olan Erol Bulut''u da yaptığı sihirli dokunuşlar nedeniyle kutlarız. Resmen maçı çeviren adamdı. Zaten başarısının karşılığı puan cetvelinde görünmüyor mu? Bravo Erol Bulut''a, bir teknik direktör ancak bu kadar etkili olabilir sonuca...
BEŞİKTAŞ TARAFTARI
Vallahi tüylerim diken diken oldu. O ne sevgidir, o nasıl bağlılıktır öyle. Sadece Beşiktaş''a değil. Laik Türkiye Cumhuriyeti''ne, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk''e. İzmir Marşı''nı söylerken binlerce kişi hep bir ağızdan televizyonlarının karşısında ayağa kalkıp da onlara eşlik edenleri duydum. Alkışlıyorum. Saygı duyuyorum. İşte ben böyle taraftarı seviyorum. Helal olsun diyorum.
CEZA TAHTASI
MONTELLO-BALOTELLİ
Şimdi kim haklı, kim haksız konusuna girmeyeceğim. Sahada gördüklerime değineceğim. Önce teknik direktör Montella''ya geleyim. Tamam; Balotelli laubali bir hareket yapıp topu kaybetmiş olabilir. Ama buna o anda saha kenarından bağırıp, çağırmak, içeri girip üstüne yürümeye çalışmak da nedir? Alırsın kenara, gidersin soyunma odasına, orada verirsin ağzının payını. Ya Balotelli. Hocasına bu şekilde karşılık vermek ne demektir? Bıraksalar dövecek misin senin cüssenin yarısı kadar olan adamı. Olmadı. Adana centilmen bir şehirdir; iki İtalyanın Adana Demirspor adı altında bu yaptıkları hiç yakışmadı.
VALENCİA
Rakip oyuncu seni durdurmak isteyecektir. Önce moralini bozmak, sonra sinirlendirmek isteyecektir. Oyundan düşürmek isteyecektir. Ne yapacaksın sen; futbolunla ona karşılık verecek, gününü atacağı veya attıracağın golle göstereceksin. Adamın orasına tekme atmak nedir kardeşim? Üstelik üzerinde Fenerbahçe forması var. O formanın ağırlığı var. Ne oldu yaptın da, kırmızı kartla atıldın. Belki sahada kalsaydın takımın yenilmeyecekti. Ne geçti eline. Fenerbahçe gibi büyük bir takımda oynayan futbolcu bunu yapmaz. Yapamaz. Bunun faturasını nasıl ödeyeceksin bakalım? Ah Valencia; bir daha sakın ha!
TEKNİK DİREKTÖR KIYIMI
Bu sene erken başladı. Daha 4 haftada 2 teknik direktörle yollar ayrıldı. Önce Kasımpaşa''da Sami Uğurlu, sonra da Ankaragücü''nde Mustafa Dalcı. Bu iki hocaya da geçen sezon toz kondurmayanlar ayrılışlarına çanak tutup seyirci kaldı. Bu ne aceledir, neden yapılır, yerlerine gelenler kuş mu konduracaktır? Biraz sabır, başarı için istikrar şarttır.
Bu haftalık da bu kadar. Futbol dolu, bol gollü, alkışı alanı çok, ceza tahtası boş nice haftalarda görüşmek dileği ile.