Hadi bir el at şu işe Alper Başkan

Çankaya Belediyesi, park isimleriyle adeta bir hafıza müzesine çevirmiş durumda ilçeyi. Seçilen isimlerin hemen hepsi karşınıza çıktıkça durup düşünmeyi gerektiriyor. Kiminin yaşam, kiminin ise ölüm biçim ve nedenleri unutulmamayı hak ediyor; Uğur Mumcu gibi… Şehit Polis Fethi Sekin gibi… Şehit Astsubay Ömer Halisdemir gibi… Muammer Aksoy gibi… Özgecan Aslan gibi… Ceren Damar gibi…

Ve Necip Hablemitoğlu gibi.

Dün, bir arkadaşım, Ankara Çankaya'da, Kuzgun Sokak'ın üst kısmında, katledildiği yerle burun buruna olan Necip Hablemitoğlu Parkı'ndaki tabelanın fotoğrafını çekmiş;

"Necip Hablemitoğlu Parkı

1954 Ankara-2002 Ankara

Tarihçi, Akademisyen, Araştırmacı-Yazar

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksekokulu'nda öğrenimini tamamladı.

Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü'nde uzun yıllar Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi dersleri verdi."

Nokta.

Bu mu? Bu kadar mı yani?

Sanırsın, Gelinim Mutfakta izleyip çekirdek çitlerken öldü gitti; "mahallenin çocuğu" ayıp olmasın diye kondu o parka da ismi!

Hadi biz neyse de bir nesil sonra, o parkın önünden geçip de bu tabelayı okuyan kaç kişi anlayabilir Necip Hoca'nın kimliğini, mücadelesini, niçin hiç unutmamamız gerektiğini bu ismi?

O tabela, Necip Hoca'nın öldürülüşüne karşı, faili meçhul bırakılışına karşı bir duruşun ilanına dönüştürülse mesela… Yahut, en azından, neden orada olduğunun anlaşılabileceği bir hale sokulsa…

Ne bileyim, hiç olmazsa, Uğur Mumcu Parkı'ndaki gibi Necip Hoca'ya da selam, vefa, minnet niyetine bir satır eklense bir köşesine; bir sözü belki akıl ve vicdan sahiplerine emanet ettiği; -Ne dersin Alper Başkan- daha anlamlı, daha "layık" olmaz mı?

SORU-YORUM

Seçilene kadar "darbeci", "terörist", "PKK işbirlikçisi", "FETÖ uzantısı" ilan edilen, devletin bekası için tehdit oldukları öne sürülen, seçildikten sonra hizmet etmeleri engellenen Millet İttifakı'na mensup belediye başkanları, sırf yakalarındaki ay-yıldızı çıkarıp da yerine ampul taktılar diye bir saniyede "yerli", "milli", "hizmet ehli" mi olmuş oldular şimdi?

Format öneriyorum: Master Şarlatan Türkiye

Anlı şanlı bir haber markası… Türkiye Cumhuriyeti'nin rejimi de dahil birçok niteliğinin değişmesine yol açan mevzular ekranda konuşup tartıştırdıkları. Milyonlarca insanın hayatını doğrudan ilgilendiriyor; perde arkasında trajedi sıradağları olmuş; ihanet, gaflet, akılsızlık, insafsızlık tepeleri yükseliyor boy boy. Şaka kaldırır tek bir yanı bile yok.

Hem devlet, hem millet, hem muhatabı fertler açısından bu denli hayati olan ve her bir başlığı teknik bilgi, terminoloji hakimiyeti, derin analiz yeteneği gerektiren konuları "aydınlatsınlar" diye karşımıza çıkardıkları kişiler arasında, konuşmaya yetkin bir Allah'ın kulu olmadığı gibi, cehaletlerini sergiledikleri üslup da aşağıdan aşağıda, neredeyse o en derin noktada, Mariana çukurunda!

***

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın Cumhurbaşkanı'yla görüşme talebi soruluyor; cevap: Seçilirken Erdoğan'a mı güvendi! Ha ha ha ha ha…

("FETÖ'nün medya ayağının çökertilmesinden rahatsız oldular" iddiasıyla ilgili) CHP'li isim "Yapan arkadaşımız varsa Allah affetsin" diyor; cevap: Allah sizi affetmiyor sıkıntı orada! Ho ho ho ho ho…

AK Parti'nin, CHP ve İYİ Parti'nin verdiği "Siyasi ayak araştırılsın" önergelerini neden reddettiği soruluyor. Cevap: Çünkü araştırılsın diye vermiyorlar! Hahahahaha….

Papatya çayı getirin arkadaşa!

***

Güya yayının akışını yönetsin, yönlendirsin diye "moderatör" sıfatıyla, özenle seçilmiş "VIP(!)" bir "gazeteci" oturtuyorlar bir de bu modellerin başına; bazen gözlerini belertiyor, bazen gülüyor; sözüm ona başa çıkamıyor ayaklarında, lakayt mimiklerle bir sağa bakıyor bir sola… Güya çok önemli sorular soracak ama ortamın laçkalığından fırsat bulamıyor asıl konuşulması gerekenleri konuşturmaya…

Sözüm tam da bu arkadaşa:

Öyle bir kenara çekilip de acı bir tebessümle izleyince dahil olmamış mı oluyorsunuz siz şimdi çanak tuttuğunuz seviyesizliğe?

Sizin bu gevşekliği sahnelendiğiniz anlarda Türkiye şehitlerine ağlıyordu bu arada…

Her şey bir yana, "Şehitlerimiz var ayıp oluyor" da mı diyemediniz mani olmak için ev sahipliği yaptığınız şarlatanlığa?

Yazarın Diğer Yazıları