Güven ve istikrar
Türkiye 2008 ve 2009 yıllarında kriz yaşadı. 2008 yılının Ekim- Kasım - Aralık ayları olan dördüncü çeyreğinde GSYH yüzde 6.2 oranında küçüldü. 2009 yılında da yüzde 4.7 oranında küçüldü. O yıllarda Tüketici güven endeksi sırasıyla 62.14 ve 70.05 olmuştu. Oysaki şimdi TÜİK'in Mayıs ayı için açıkladığı tüketici güven endeksi 55.3 olarak o yıllarında da çok altına düştü.
Sektörel güven endeksleri de bir yıl öncesine kadar genellikle 100 ve üstü olurdu. Ancak son bir yıldır düşüyor ve açıklanan Mayıs ayında bu endekslerin tamamı 100'ün çok altına düştü. Endekste 100 sınırı güven sınırını gösteriyor.
2018 Mayıs ayı ile 2019 Mayıs arasında son bir yılda Tüketici güveni yüzde 20.4 oranında geriledi. Sektörel güven endeksleri de, hizmet sektöründe yüzde 13.6, perakende ticaret sektöründe yüzde 7.4 ve inşaat sektöründe yüzde 35.5 oranında düştü. Anketlere verdikleri cevaplara göre bu sektörler işlerinin de daraldığını belirtiyorar. (Aşağıdaki tablo)
Özetle; üretici ve tüketici güveni dip yaptı.
Güven endeksleri işlerin kötüleştiğini gösteriyor. İşler kötüleştikçe de, tüketici tüketimini kısıyor, üretici de yatırım yapmıyor ve faaliyetlerini kısıtlıyor. Bu durumda güven kaybı ekonomideki daralmayı artırıyor
Genel olarak güven kaybı;
* Küresel düzeyde bir sorunun ortaya çıkması (Söz gelimi 2008 ve 2009 küresel finans krizi);
* Jeopolitik sorunlar;
* Siyasi ve sosyal alanda istikrarın bozuk olması,
* İktisat politikalarında yanlışlar ve alınan önlemlerin güven vermiyor olmasından ileri gelir.
Güven kaybı 2019 GSYH da küçülmeyi artıracaktır. Mamafih, mamafih hükümet ilan ettiği programda 2019 büyümesini pozitif olarak öngördüğü halde, OECD 2019 Türkiye büyüme oranını yüzde eksi 2.6 olarak, İMF ise yüzde eksi 2.5 olarak tahmin ediyor.
Hükümetin son açıkladığı 30 milyar liralık kredi paketinin ekonomik canlanmaya olumlu etkisi olacaktır. Krediyi, Ziraat , Halk bankası ve Vakıflar bankası ,üç kamu bankası verecek. İthalat için alternatif olarak aramalı üretimine verilecek. Makine üretimi ve tarım sektörüne verilecek.
2018 ilk çeyreği ile 2019 ilk çeyreği arasında, başta yatırım kredileri olmak üzere, konut kredilerinde, tüketici kredilerinde ve ticari kredilerinde gerileme var. Kredilerde gerileme ekonominin yavaşlamasına neden oluyor.
Resesyondan çıkış için gerekli olan önlemlerden birisi bu kredilerin artırılmasıdır. Ne var ki, tek başına bu gibi önlemler yeterli değildir. Çünkü yatırım için önce güven ortamı gerekiyor. Ayrıca bu tür yatırımların kredi yanında bürokratik sorunlar ve teşvikler olarak ta desteklenmesi gerekiyor.
Dahası, bu kredi plansız ve programsız dağıtılırsa, geri dönüşünde sorun olabilir. Kamu Bankalarının zararını hazine karşılıyor. Yani vergi verenler karşılıyor. Başka bir ifade ile kamu bankalarının zararı sosyalize ediliyor.
Bu nedenlerle krediden çok, kredinin siyasi ve popülist amaç dışında verilmesi, fizibil yatırımlara verilmesi gerekiyor.