Türkiye’yi yönetenler “ABD ile stratejik ortağız” dediler, başımıza gelmedik kalmadı. Düşmanlığın ardı arkası kesilmiyor. Suratları kösele gibi olmuş aynı tipler şimdi hiçbir işimizin olmadığı ama her işimize çomak sokan İngiltere ile stratejik ortak oldular. Anlaşmada ne yazıldığını yine bilmiyoruz, ama bakalım İngilizler ne dümenler çevirecek? ABD ve İngiltere elele vermiş Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına çekmek istiyor. “ABD, Irak’ta askerî olarak başarısız olabilir ama siyasî olarak başarılı” palavrasını kimse yemiyor. İran, Suriye, El Kaide ve Rusya karşısında ABD’ye Ortadoğu’da ekmek yok.
Megaloman ve ırkçı ABD yönetimi, bu bataklıkta Türkiye’yi yanına almak istiyor ama ortak olarak değil, kucağına oturttuğu bir sömürge olarak. Bunun en kestirme yolu, Türkiye’nin en güvenilir ve güçlü kurumu olan TSK’yı tongaya düşürüp, hata yapmaya zorlamaktır. Ardından bu hataları gerekçe gösterip, sahip olduğu medya ve politikacılar aracılığı ile kurumun prestijini sarsmaktır. Bu oyunlar Genelkurmay Başkanı’nı istifaya zorlamaya ve milletin kafasını tamamen karıştırmaya kadar gidecektir. Son PKK saldırılarına bir bakın. Bu eylemlerde PKK’lıların arasında bir yerlerde çok iyi eğitilmiş timlerin bulunduğunu düşünüyorum. PKK’nın geçmişinde bu kadar başarılı askerî harekât yok. Ne oldu da Osman Öcalan’ın bile Koy Sancak’ta artık bakkallık yaptığı, lider kadrosunun üçe, dörde bölündüğü dağılma sürecinde bu kadar başarılı eylemler yapar hale geldi. ABD ve müttefikleri Türkiye’yi hem içeride hem de dışarıda açıkça zayıflatıyor. Barzani, Talabani, Maliki gibi zibidilerle muhatap olup dünyaya alay konusu oluyoruz. Mehmetçik çok ama çok dikkatli olmalıdır. Operasyon sırasında halktan hayatını kaybedenler olursa (satılmış peşmergenin harekât sırasında kendi şehrine bir top mermisi göndermeyeceğini kim garanti edebilir?) çok zor duruma düşeriz. Ya da Irak’ta ABD’nin hava sahasını kapatması durumunda, hava desteği olmadan düzenlenecek bir operasyon, hüsranla sonuçlanabilir. Böyle giderse ABD’nin işi iyice kolaylaşıyor. AKP hükümetini, bir ekonomik manevrayla zaten teslim alacak durumdalar. ABD, bütün bunları yaparken de içerideki adamlarına çok güveniyor. Onları artık hepimiz çok iyi tanıyoruz. Kimi sözde Müslüman, kimileri de sözde demokrat. Değerli okurlar kısaca şu noktaların altını çiziyorum 1- Eğer Irak’a girersek; ki ben destekliyorum karşımızda kim olursa olsun karınca gibi ezer geçeriz ama, çok soğukkanlı ve iyi hesaplayarak, tuzaklara düşmeden girmeliyiz. 2- Bu harekât yapılacak ise derhal bölgede olağanüstü hal ilan edilmelidir. Her türlü pisliğin, işbirlikçinin ve muhbirin bölgede cirit atması engellenmelidir. ABD’nin has adamlarından emir alan bürokratlar, savaş halindeki TSK’nın emri altına girmelidir. 3- ABD ve İngiltere’nin tekerine ancak güneydoğu’da olağanüstü hal ilanı ile çomak sokabiliriz. Bunun için kimseden izin almamıza gerek yok. 4- Türkiye Cumhuriyeti, bedevi devleti ya da emirliği değildir. Bağımsız bir devlettir ve sınırları cetvel yerine, kanla çizilmiştir. Herkes aklını başına almalıdır. Kutsal vatan toprakları içinde birlik ve beraberlik, gerekirse zorla sağlanmalıdır. Bunu kimin yapacağı da bellidir.
