Güneydoğu açmazı

DTP Batman Milletvekili Bengi Yıldız, PKK’yı terörist örgüt olarak ilan etmelerini isteyenlerin baskı yaptıklarını söylemiş ve “Biz kendimize küfretmeyiz, halkımıza hakaret edemeyiz” demiş! Yıldız, bunu talep eden AKP’nin, Kürtlere yönelik sinsi bir politika geliştirdiğini de eklemiş! Yıldız diyor ki: “Kürtler, AKP’ye bir kredi vermiş olabilirler, ancak bunun da bir sınırı vardır. Bizim kalelerimizi fethedeceğini söyleyen Erdoğan’a ilk belediye seçimlerinde bunu göstereceğiz. Kendilerini güçlü sandıkları yerde onları yeneceğiz.” Anlaşılan DTP’liler, seçimlerde, AKP’nin, Güneydoğu’da güçlenmesinden endişeliler... Ve Yıldız’ın ın sözleri Cumhuriyete karşı bır meydan okumadan da öte, bu endişenin ifadesi.
AKP’nin Güneydoğu’da, DTP’ye siyasi rakip olduğu belli. orada, tek başına egemen olmak için, bu rakipten kurtulmak isterler. Ama AKP, sanki Güneydoğu’da hakim olursa Kürt sorununu radikal bir şekilde ama TC lehine çözecek mi? AKP aslında, tehlikeli bir oyun oynuyor. DTP’nin Mecliste Gurup kurmasının yolunu onlar açtılar. PKK’nın ve dolaysıyla DTP nin, hala ayakta olmalarının sebebi de AKP iktidarının hala Kuzey Irak’a operasyon yapmak için ABD’den icazet beklemesi - savsaklaması değil mi? Besbelli DTP’ye dolayısıyla, PKK’ya omuz veren, eyalet sistemi kurulmasını Kürtlere özerklik verilmesini dayatan AB’ne, hala bağlılık ve bağımlılığını, programında ilan eden AKP iktidarı değil mi? Nihayet, Cumhurbaşkanı Gül seçilir seçilmez çıbanların başlarından Celal Talabani’yi Ankara’da resmen kabul edeceğini ifade etti. Anlaşılan PKK konusunda yardım isteyecek. Bu, ne biçim kararlılıktı?

Güneydoğu turnesi
AKP iktidarının, Güneydoğu konusundaki ikilemi, daha doğrusu açmazı, Cumhurbaşkanı Gül’ün Güneydoğu turnesinde de her gittiği yerde verdiği mesajlardan belli. Gül, bölgede ve “Farklılıklarımız zenginliğimizdir” sözüyle alkış alıyormuş. Fikret Bila soruyor: Gül’e gösterilen bu ilgi hangi taleplere bağlanacak ve nasıl seyredecek, doğrusu merak konusudur.” Ben de merak ediyorum!
DTP sözcüleri, alaycı bir üslupla “Acaba cumhurun başı olarak mı geliyor, yoksa başkomutan olarak ordu birlikleri’ni denetlemeye mi?” diye soruyorlar.
İkilem - açmaz da burada. Gül’ün Güneydoğu’da verdiği iki ayrı mesaj var. Askere, “Terörle demokrasi ve insan hakları sınırları içinde mücadelenizde arkanızdayız” Bölge halkına da: “Terör yöntemlerini dışlarsanız, daha rahat kucaklaşır, sorunları birlikte aşarız!”... Cumhurbaşkanı, Güneydoğu’da bu mesajları verdiği sırada, ülkenin başkentinde, PKK’nın dehşet girişim mucize kabinden önlendi. Bu girişimin PKK veya taşeronları tarafından olduğu kanıtlanırsa bakalım, DTP gurubu bunu nasıl tevil edecek? DTP’lilerin, PKK’yı terör örgütü saymamaktaki ısrarları devam ettiğine göre bu açmaz, bu çelişki nasıl aşılacak.
Gül’ün turnesi, aslında bu imkânsızlığı bır defa daha ortaya koydu. Güneydoğu sorunu- Türkiye’nin bölünmesi, “Büyük Kürdistan’a” katılması, PKK terör süreci devam ederken nasıl çözülecek?
PKK’nın “vekilleri” olan DTP “vekilleriyle” uzlaşmakla mı?

Büyük tablo
Bölgedeki asıl büyük tabloya bakalım: ABD Irak’tan askerlerini seçmek üzere: Bir ihtimal, Kuzey Irak’ta göstermelik bazı birliklerini, bulunduracak... Ama bu Irak’ın bölünmesine engel olmak için değil, TSK’nın olası sınır ötesi operasyonlarını önlemek için! Bu sırada Irak, Sunniler, Araplar, Şiiler ve Kürtler arasındaki bir iç savaştan sonra muhakkak, üç parçaya bölünecek. Asıl olanlar da, bizim Türkmenlere olacak. Ve Kuzey Irakta, zaten mevcut “Kürdistan Devleti” resmen kurulacak. O zaman da, Sayın Gül “Bir devlet başkanı Barzani’yi kabul ederim” diyecek. Ve iktidarı da çözümü hala, müseccel Türkiye düşmanlıkları bu adamların desteğinde mi arayacaklar ve hatta Türkmenler konusunda da onlarda şefaat ve medet umacaklar.
Komedi içinde komedi, daha doğrusu trajedi: Abdullah Öcalan da İmralı’daki tecrit hücresinden, “Mustafa Kemalin Cumhuriyeti bitmiş, İslam Devleti başlamıştır” demiş. Bu, sözleri Eşkıya Başından işitmek acı. Hem, bu yeni bir iddia değil Abdullah Gül Refah Partisi Genel Başkan yardımcısı iken, aynı sözleri, açık ve saçık söylemişti. Şimdi kendileri o biten “Cumhuriyetin Başkanı” mı -yoksa 2. Cumhuriyetin mi Başkanı?

Yazarın Diğer Yazıları