CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Çankaya Köşkü’nün yoğun trafiğine rağmen ani bir randevu ile önceki gün akşam saatlerinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir araya geldi. Görüşme yaklaşık 1 saat sürdü. Siyaset kulislerine bomba gibi düşen ani görüşmenin CHP tarafındaki “İmralı süreci” ile ilgili içeriği biraz belli oldu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Abdullah Gül’e söylediklerini ana başlıklar halinde tekrarlamakta fayda var:
“ * Ana muhalefete, Meclis’e bilgi verilememesinden sıkıntılıyız.
* Halkın yarısı dışlandı.
* Süreçten rahatsızız, sürece müdahil olun.
* Süreci MİT kontrol ediyor ancak MİT’in de başı belaya girebilir.
* MGK’da konunun görüşülüp görüşülmediğini bilmiyoruz. MGK’nın MİT’e yetki vermesi gerekirdi.”
Bu son dakika görüşmesinde tabii ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri kadar Abdullah Gül’ün ne dediği hatta ne demediği de önemli. Oraya geçmeden önce çok önemli bir ayrıntıyı da haber edelim.
Çankaya Köşkü’nden randevu taleplerine anında olumlu yanıt verilmesi pek alışılagelmiş bir yöntem değildir. Ancak istisnai durumlarda söz konusu olur. Cumhurbaşkanı Gül’ün de basına ilan edilen Perşembe trafiği oldukça yoğundu. Kılıçdaroğlu’nun Köşk’e MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’den hemen sonra davet edildiğine de dikkat çekelim. Gelelim Perşembe günü öğle saatlerine...
Kemal Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül ile görüşme kararını öğle saatlerinde verdi. Ondan sonra Genel Merkez ile Çankaya özel kalem arasında yoğun bir görüşme trafiği yaşandı. CHP özel kalemi, Köşk’teki muhatabına, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den “çok acil” randevu talep ettiğini bildirdi. Görüşme talebinin anında kabul edilmesine CHP özel kalemden giden şu cümleler etkili oldu;
“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’e Türk milletinin ciddi kaygıları ve CHP’nin ciddi kaygılarını iletmek istiyor. Bu nedenle Sayın Kılıçdaroğlu’nun Devletin başı ile görüşme talebini bildirmek isteriz.”
Bu mesajın hemen ardından, Kemal Kılıçdaroğlu’nun saat 17.00’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabul edileceği, CHP Genel Merkezine bildirildi.
Peki, yaklaşık bir saat süren görüşmede Abdullah Gül, Kemal Kılıçdaroğlu’na ne dedi?.. Görüşmede hava nasıldı?..
Kemal Kılıçdaroğlu, ketum kişiliği ile tanınır. Görüşmede, Abdullah Gül’ün ne söylediğinin ayrıntılarını yakın çevresi ile de paylaşmadı. Kendisine çok yakın bir kurmayı ile görüştüm. Gül’ün Kemal Kılıçdaroğlu’na ne söylediğine ilişkin öğrenebildiği tek cümleyi şöyle aktardı:
“Olup bitenlerden ben de çok rahatsızım.”
Abdullah Gül, bu cümlenin hemen ardından Kemal Kılıçdaroğlu’na “Bu konuda, hassasiyet içinde çaba sarf edeceğini” söylemiş. Fakat nasıl, ne gibi bir yöntemle çaba sarf edeceği konusunda bir bilgi vermemiş.
Bu bilginin ardından CHP’de başka bir kurmayla görüştüm. O da, “Bizim zaten baştan beri söylediğimiz şu; devlet baypas ediliyor. Hükümet devleti baypas ediyor. MGK’da böyle bir karar alınıp alınmadığı konusunda hiçbir netlik yok. Devletin baypas edilmesi, böyle önemli bir politika değişikliği de tehlikeli. ’Ben görüşmüyorum devlet görüşüyor’. Devlet görüşüyorsa MGK’da bunun kararı var mı? Bu çok önemli bir şey. Görüşme bu mealde oldu.”
Aynı CHP kurmayı, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun Köşk’e çıkmasında gerçek amacı neydi” soruma ise şu yanıtı verdi;
 “Tartışmayı burada tutmayı sağlamak istiyor. Yani, ’ben yaptım oldu’dan kurtarmak istiyor. Bunu tüm her kesime yayıp paylaşmak istiyor.”
Abdullah Gül’ün siyaset üslubunu çok yakından bilen biri olarak iki satır kendi yorumumu da ifade edeyim;
Abdullah Gül’ün Kemal Kılıçdaroğlu’na söylediklerinde samimi olduğuna hiç ihtimal vermiyorum.
Fakaat!..
Bu görüşmenin öncesi ve sonrasındaki siyasi gelişmelere bakıldığında tablo artık iyice netleşiyor. “Muhteşem”in jübilesi çok yakın.
Aklıma takılan fakat cevabını bulamadığım bir soru var;
“Çankaya Köşkü’nde, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi de gündeme gelmiş olabilir mi?”...