Gözdağı siyaseti
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli koltuğunun elinden gitmemesi için AKP ile kol kola yürüyor.
Bahçeli Allah'ı var ya AKP'yi destekledikçe destekliyor.
AKP de Allah'ı var ya destekçisi Bahçeli'ye desteği verdikçe veriyor.
Eee karşılıksız vermek Allah'a mahsustur.
Kazan, kazan siyaseti
Bir kadın siyasetçi var ki hem AKP'yi hem de Devlet Bahçeli'yi çok korkutuyor.
Meral Akşener namı diğer Meral Abla.
Meral Abla'nın Genel Başkanlık unvanını yani koltuğunu elinden almasından çok korkuyor Devlet Bey.
AKP de "Meral Abla ya MHP'ye Genel Başkan olursa" diye çok korkuyor.
Çünkü 14 yıllık tek başına iktidarına meydan okuyacak bir lider olarak görüyor Meral Abla'yı.
MHP'yi tek başına iktidara taşıma olasılığı karşısında Meral Abla ve destekçilerine işte bu yüzden FETÖ tuzağı ile çamur atıldı.
Yavuz Selim Demirağ ve Servet Avcı saatler sonra polis tarafından serbest bırakıldı.
Yurt dışında olan Kürşad Zorlu seyahatini yarım keserek Türkiye'ye döndü.
İlginçtir Zorlu, havaalanından elini kolunu sallayarak geldi.
Teslim olmak istediğini söylediği polislerden, "bizimle işiniz yok" abi demesi ile yurda adım attı. İstanbul polisine gitti onlar ise Ankara'ya gitmesini söylediler. Ankara Emniyeti'nde Kürşad Zorlu ile Adnan İslamoğulları'nın gözaltı işlemi yazımı yazarken devam ediyordu.
Bu operasyon çok açık ve çok net şekilde görüldü ki gözdağı siyasetidir.
Yargının siyasete alet edilmesidir.
Amaç Bahçeli'ye muhalefet yapanları sindirmek, korkutmak ve Meral Abla'ya verilen desteği kesmektir.
Bilinsin ki bu 4 yazarın gözaltına alınması, Devlet Bahçeli'nin o koltukta oturmasını ve ülkücü tabanı yönetmesini imkânsız hale getirmiştir.
Devlet Bahçeli ancak AKP, bürokrasi ve yargı desteği ile koltuğunda oturabilir.
Unutulmasın ki ülkücü akıl ve ülkücü irade bu gidişata "dur" diyecektir.