Görünmeyen Yüz 'Hocanın Okulları'
Türkiye 15 Temmuz darbe girişiminin etkilerini yaşarken, yakın tarih çok çarpıcı gerçekleri bize sunmaya devam ediyor.
"Hocanın Okulları (Görünmeyen yüz)" isimli bir kitap… İçeriğinde; Gülen cemaatinin kandırdığı kişilerin, örgütlenme içerisindeki yaşadığı trajik olaylar anlatılıyor. Kitabın baskısının yapılıp yapılmadığını araştırdığımda 2. baskıya ulaşamadan piyasada adeta boğulduğunu öğrendim.
Kitapta, Gülen Cemaati'nin yurtlarında kalıp, örgütlenmeye zorla dahil edilen İsmail Özdemir ve Serhat Özkan isimli öğrencilerin yaşadıkları ilk ağızdan aktarılıyor. Öğrenciler üzerinde kurulan psikolojik baskı, yardım bahanesi ile başlayan kendine bağlama ve nihayetinde örgütten ayrılma kararı ve sonrasında yaşadıkları…
Kitabı bugün için farklı kılan ise, FETÖ'cü darbe girişiminden tam 18 yıl önce, 1998'de yayınlanmış olması.
Kitabı hazırlayan ve basan STK'lar ise dikkat çekici; Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV)…
Kitabın yayınlanmasıyla birlikte basının da ilgisi oluyor, kitapta adı geçen öğrenciler bazı TV kanallarına çıkıp cemaatin iç yüzünü anlatıyorlar. Hemen ardından ise FETÖ'nün siyasilerle el ele verip boğma yöntemleri devreye giriyor. Refah Partili bazı vekiller, basan ve yayınlayan STK'ların kapatılması için Meclis'e önerge getiriyorlar, ancak başarılı olamıyorlar.
Sonrasında Refah'ın kapatılması devreye giriyor ve cemaat kendisini kollayan Refah'a sırtını dönerek, devletin yanındaymış gibi gözüküyor.
2002 sonrasında iktidarın el değiştirmesiyle bu dernekler kapatılmaktan beter ediliyor.
***
Kitabın girişindeki sözler adeta bugünü özetler nitelikte; "Bugün gelinen noktada karşımızdaki temel tercih konusu; Türk Milli Eğitimi'nde ya aklı özgürleştirilmiş, düşünmeyi göze alan ya da aklını belirli bir inanç, fikir ve ideoloji ile sınırlandırmış bunun dışında düşünmeyi reddeden, yalnızca itaat eden insanlar yetiştirmektir. Gerçeklere gözümüzü kapatarak ya sonuçlarına katlanacağız ya da aklımızı yüreğimizi ve ilkelerimizi ortaya koyarak sorgulayacağız ve karşı çıkacağız. Bu çocuklar bizim çocuklarımız ve bizden destek bekliyorlar…"
Üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen geçerliliğini koruyan bir tespit...
Kitaptan bazı çarpıcı bölümler aktarmak istiyorum:
"…Işık evlerinde kalan biz nur talebeleri için, Coca Cola içmek kesinlikle haramdır. Fakat cemaate yeni girecek veya yeni girmiş insanların evine gittiğimizde, bize ikram edilen Colaları, bize haram diyen ağabeyler bizden önce davranır, içerlerdi. Daima uyumlu ve ılımlı bir görüntü vermek tedbir olarak vasıflandırılır."
Bu zihniyet 15 Temmuz gecesi hiç yaşanmamış gibi, uyguladıkları stratejilerine kaldıkları yerden devam ediyor. Darbe girişiminde, onlarca insanın kanına girmiş olmalarına rağmen eski alışkanlıklarından vazgeçmemiş durumdalar. Geçenlerde gerçek kimliğin gizleyerek kendisini masummuş gibi gösteren birinden mail aldım. Özetle diyor ki "15 Temmuz gecesi eşim şuradaydı. Olaylarla hiç ilgisi yok, haksız yere içeride tutuluyor. Milliyetçi ve vatansever bir subaydı. FETÖ ile bağlantımız yok, çocukları korumak için oradaydı…"
Sonrasında olayı bir araştırıyoruz, "masum" dediği kocası 15 Temmuz gecesi, Harp Okulu öğrencilerini zorla otobüslere doldurup Boğaziçi Köprüsü'ne gönderen asker çıkıyor! Yüzleri, ahlaksızlıkları hiç değişmemiş durumda… Ve hala kendilerini olduğundan farklı gösterme gayretindeler.
Kitapta dikkat çeken bir diğer husus da Gülen'in; harf inkılabına, Cumhuriyet'e, laik ve milli eğitim sistemine karşı olup, imam hatiplerin yayılması konusunda çalışmalar yürütmesi.
Bakıldığı vakit birilerinin beslendiği fikirlerden çok da farkı yok!
"Öküz öldü, ortaklık bitti" hikayesidir aslında yaşadıklarımız…
Konunun bam teli de burada zaten… FETÖ'de sadece görünenler ve dolaylı ilişkiler ile irtibat kurulmaya çalışılıyor. Daha doğrusu fiziki bir mücadele var… Ama asıl tehlikeli olan milli devleti hedef alan karanlık zihniyettir. İşte o zihniyet büyütülüp, beslendiği sürece FETÖ'sü biter, başka sapkını türer!