Görgülü federasyon
Beştepe'de Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan kabine ve bürokratlar, koronavirüsü (Covid-19) salgınına karşı alınacak tedbirleri belirledi ve ilan etti. Sürece bakıldığında yaklaşık 5 saat devam eden bu toplantı ve alınan önlemlerin Türkiye'de halka duyurulması dünyada başgösteren bu virüs tehlikesinin duyulmasından yaklaşık bir ay kadar sonraya tekamül ediyordu. Başka bir deyişle Türk hükümeti henüz ülkesine ulaşmayan dünyadaki bu tehlikeyi bir ay kadar sonra önce ciddiye, sonrada gündemine alıyordu. Mühim önlemlerde okulların tatil edilmesi, futbol müsabakaları ve sportif faaliyetlerin seyircisiz oynanması, hükümetce açıklanırken bir spor adamı olarak aklımıza takılan daha önceden futbol federasyonunun açıklaması idi. Federasyon maçların seyircili oynanmasında bir mahsur görmemişti. Buna göre, TFF bir süre önce maçların seyircili oynanacağını duyururken, üçbeş gün sonra ise devlet maçların seyircisiz oynanacağına karar veriyor ve ilan ediyordu.
Peki ne var bunda? Daha ne olsun. Gayri ciddi bir hal, bir tenakuz ve bir çelişki yok mu sizce? Sadece TFF'de mi? Hayır tüm spor federasyonlarımızın hali bu. Belliki bir bürokratik acemilik, bir devlet geleneğine mesafe, ben varım diye zıplayıp duruyor.
***
Şimdi soruyorum; Türkiye Futbol Federasyonu nedir ve ne özelliğe sahiptir? Futbolu, oyunu ve idaresi ile planlayıp kurallarını koyan "ihtisas sahibi bu kurul" kendisi ile ilgili konularda böylesi olağan dışı hallerde ne yapacak? Önce Sayın Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile istişare edecek. Ardından Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bilgi arz edecek. Çünkü konu kendi konusu, ihtisas kendi ihtisası. Ardından tek sesli bir karar çıkacak. Çelişkiye düşülmeden de kamuoyuna ilan edilecek. Bizde böyle mi oldu? Veya oldu, usule uydu mu? Buna da kararı siz verin. Gelelim Galatasaray kulübümüze. Maçlar seyircisiz oynanacak denince ilk ayağa onlar kalktılar. Niçin? Zira Beşiktaş derbisi vardı. El insaf... Koyun can derdinde, kasap et. Tabii afet, milli felaket, hastalık, salgın dünyayı tehdit ederken. Ülke ekonomilerinin çökme riski gibi global bir tehlike dalga dalga yayılıyorken... Böylesi bir dönemde bizim spor kulüplerimiz hala ufak tefek menfaat hesaplarında ise bizim milli düşünmemiz için daha çok fırın ekmek yemeye ihtiyacımız var.