Gizli 'Evet'çi HDP!
AKP, başkanlık propagandasına hızlı bir giriş yaptı. Bu seçimlerde en güçlü silahları ise fısıltı gazetesi olacak gibi gözüküyor.
Bakmayın kanallardaki yumuşak tartışma ortamlarına, saatlerce süren analizlere… Kuvvetler ayrılığı, milli devlet, Atatürk… Bunların hiçbirisi konuşulmuyor Anadolu'da… Dolayısıyla tek taraflı bir bilgi akışı çoktan başlatıldı.
Anadolu'nun birçok bölgesinde "AKP-MHP el ele verdi terörün kökünü kazıyacaklar, evet verirseniz Türkiyemiz güçlenecek" deniyor. Her yere Erdoğan'ın "Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet" afişleri asıldı.
Üzerinde en çok durulan kitle ise milliyetçiler… Çünkü tarihlerinde ilk kez nasıl davranacaklarını kestiremiyorlar. İlk kez bir seçime propaganda yapmadan, teşkilatlı bir çalışmanın içerisinde olmadan gidiyorlar. Dolayısıyla açık hedef konumundalar.
Başkanlık sevdalılarının kullandıkları en önemli söylem ise milliyetçilerin yumuşak karnı olan PKK konusu… Deniyor ki "Madem 'hayır' vereceksiniz o zaman HDP ile aynı safta olacaksınız. Çünkü onlar da 'hayır' diyor, PKK'lılar da 'hayır' diyecek. Siz bu vebali nasıl alırsınız?" Hatta bu gruplara deniyor ki "Tamam Bahçeli'yi eleştirin ama HDP ile de aynı safta bulunmayın. Gerekirse oy vermeyin."
24 saatin 12'sinde çalışan, 7 saatinde uyuyan, en az 1 saatini yolda geriye kalan ise 4 saatini ailesi ve evin ihtiyaçlarıyla geçiren bireyler okumaya, araştırmaya çok fazla vakit bulamadıkları için haliyle akılları karışıyor.
AKP Genel Merkezi de işi çok sıkı tutuyor, mahalle temsilciliklerine kadar görev dağılımları yapılmış, bastırılan milyonlarca kitapçık teşkilatlar için yola çıkmış durumda.
AKP'nin hazırlattığı "Kararımız Evet" başlıklı kitapçığa Bahçeli'nin konulması tamamen MHP'li seçmenin oylarını alabilmek için.
Milliyetçileri yönlendirmek isteyenlerin en önemli tezi olan "PKK da 'hayır' diyecek" algısının üzerinde de iyi durmak gerekiyor.
HDP kurumsal anlamda, milletvekillerinin bir kısmının tutuklu olmasından dolayı "hayır" diyeceğini açıkladı. Bu zaten AKP'nin işine geliyor. HDP'nin olduğu cephe denilerek "topluca lanetleyerek" "evet"çi kitleyi güçlendiriyorlar. Ancak HDP tabanında durum bambaşka… HDP'liler içinde "Türk" geçen her şeye düşmandır; "Milli devlete, Türkiye'ye, Cumhuriyet'e, üniter yapıya, Türkçeye…" En büyük hayalleri de üniter yapının kaldırıldığı, federasyonla yönetilen, içinde Türklüğün olmadığı Başkanlık sistemidir.
HDP Milletvekili Ahmet Yıldırım'ın geçtiğimiz günlerde "hayır" diyenleri eleştirerek "Referandumda 'hayır' diyenlerin asıl amacı 100 yıllık statükoyu korumak" ifadelerini kullandı. Tıpkı Meclis'teki oylamadan sonra AKP'li kadın vekilin "100 yıllık prangalarımızdan kurtulduk" demesi gibi…
HDP'nin bölgedeki İslamcı yönünü temsil eden Altan Tan'ın şu sözlerini de unutmamak lazım: "Biz Başkanlığı da tartışırız parlamenter sistemi de tartışırız. Sistem belli olduktan sonra Sayın Recep Tayyip Erdoğan da aday olur, biz de aday oluruz, başka birisi de aday olur. Halk o sisteme göre birini seçer.
PKK açısından söylüyorum şimdi ikincisini yine bütün İmralı tutanaklarının hiçbirisinde kesinlikle 'Başkanlık olmaz' diye bir cümle yok. Öcalan'ın 'kesinlikle ben başkanlığa karşıyım, asla başkanlık olmaz' diye bir cümlesi yoktur."
Eğer HDP'liler "hayır" diyecekse çözüm sürecinde Öcalan'ın "Başkanlık sistemi düşünülebilir. Biz Tayyip Bey'in başkanlığını destekleriz. Biz AKP ile bu temelde bir başkanlık ittifakına girebiliriz" sözlerini nereye koyacaksınız!