Önce bir soru: Genelkurmay’ın Balyoz tutuklamalarına itirazını yansıtan bildirisinin seçimin hemen öncesine denk gelmesi acaba tesadüf müdür?
Kuşkularım var, zira hafızamda 2007 Nisan’ında verilen malum muhtıra var.
Hatırlayın bizzat Bülent Arınç “O muhtıra ile ilave yüzde 15 oy aldık” demişti.
Bu örnek dururken Genelkurmay’ın yine tam seçim öncesinde AKP’ye posta koyma ve prim toplama imkanını sunması zihnimi fena halde bulandırıyor.
Sakın bana TSK hakkını arıyor demeyin!
Hak böyle aranmaz!
Hele 2007 Nisan örneği dururken seçim arefesinde böyle bir çıkış yapılmaz!
Yapılırsa danışıklı-dövüş kuşkuları yine depreşecektir.
Ya TSK’yı yönetenler bu işi zerre bilmiyor ya da 2007 misali Pentagon’un yeni bir etkisi söz konusu.
Tabloya bakın AKP bu aralar vurgun üstüne vurgun yiyor!
Önce İmamın Ordusu kitabı çerçevesinde gerçek yüzleri ortaya çıktı.
Akabinde Libya ve NATO olayında rezil oldular.
Kürt konusunda ise tam bir çıkmazdalar!
Barzani’yi kucaklama, Kraliçeye reverans derken kredileri aşınmaya başladı.
Ve son olarak sınav rezaleti AKP’yi can evinden vurdu!
Derken Genelkurmay sorunların altında kalan ve debelenen AKP’ye adeta can simidi uzatıyor.
Ne mi yapıyor?
AKP’yi bunaltan yukarıdaki gündemi değiştirmek istiyor.
Başka?
Yukarıda söyledik AKP’ye yine onu mağdur yapacak bir imkan bahşediyor ve benim üzerimden kahraman ol çağrısını yapıyor..
Değilse söyleyin niçin daha önce değil de şimdi böyle bir bildiri yayınlanıyor?
Teğmenini, subayını, generalini paşa paşa teslim eden sen değil misin?
Balyoz tutuklamaları haftalar ve hatta aylar önce olmadı mı?
Ayrıca yargının tarafgir davrandığı şüphesine tam seçim arefesinde mi düştün?
Sana aylar değil yıllarca psikolojik operasyonlar yapılır ve bizzat TSK’nın kurumsal kimliğine rezil küfürler edilirken karşı harekat olarak ne yaptın söyle?
Bir şey yapmadı isen şimdi yani seçim arefesinde bu yaptığın AKP’ye istismar imkanı sunmak değil de nedir Allah aşkına!
Hem bu bildiri işi aynı zamanda baştan savma, yani gaz almadır.
Seçim öncesi hem AKP’ye imkan bahşediyor hem de TSK’nın içine bak biz çabalıyoruz diyorsun öyle mi?
Eğer amacın gerçekten üzüm yemek ise toplarsın medyayı bizzat komutan olarak canlı yayında her şeyi açık ve net olarak belgelerle ortaya koyarsın ve kamu vicdanını tatmin edersin!
Evet Genelkurmay’ın gerçekten bir rahatsızlığı varsa yapılması gereken, bildirinin ve örtülü cümlelerin ardına sığınmadan kendine yapılanları millete belgelerle anlatmasıdır.
Ha bunu yapmayıp da üstelik tam seçim arefesinde yine bildiri servisi yaparsanız, kusura bakmayın ben sizi AKP ile aynı sepete koyarım!
Ayrıca bakın şimdi gerekçem de var.
Zekeriya Öz tanığımdır, yapılan her şey sizlerle beraber yapılmış, öyle diyor Sayın Savcı!
Sakın biz yasalar ne emrediyorsa onu yaptık da demeyin, yasa dışı olarak yani tezkere çıkmadan Libya’ya savaş gemilerini nasıl gönderdiğiniz kayıtlardadır!
SIFIR SORUNMUŞ!
İki yüzlü dış politika ve hüsran!
Neymiş efendim sıfır sorunlu dış politika imiş!
Öyle dedi AKP ve Davutoğlu!
Peki sonuç mu?
Bırakın sıfır sorunu, sorun olmayan ülkelerle bile kriz var şimdi!
İran’la Türkiye bugünkü gibi hiç hasım olmamıştı.
Baksanıza Ermeni soykırımı filmini oynatıyor ve bu etkinliğe bizzat Bakanlarını gönderiyor İran!
Sebep füze kalkanı ve İran uçaklarının ABD’nin isteğiyle Diyarbakır’da indirilmesi!
Libya olayında Türkiye hem Kaddafi’yi bombalıyor hem de Kaddafi karşıtlarınca protesto ediliyor..Ne ona ne diğerine yaranılıyor!
Mısır ile ilişkiler soğuk, Yunanistan ise Arınç’ın “El açtı mendil serdi” demecine kızgın!
Rusya ise doğal gaz fiyatını indirme talebimize fiyatı artırarak cevap verdi!
İsrail, Ermenistan ve Irak’la ilişkiler ortada.
Azerbaycan ise haklı olarak buruk mu buruk!
Tablo bu ama sorsanız sıfır sorun diyorlar!
Sevsinler sizin sıfırınızı!
SUÇLUYA BAK!
Şifrenin sorumlusu matbaa işçisi imiş!
Duydunuz mu Üniveriteye giriş sınavında yaşanan malum rezalete sorumluyu bulmuşlar!
Kim mi imiş?
Matbaada çalışan işçiymiş!
Evet yanlış okumuyorsunuz AKP’nin ÖSYM’ye atadığı yeni başkan öyle diyor!
Cahil matbaa işçisi şifrelemeden ne anlar ve böyle bir kitapçığı nasıl hazırlar demeyin, onlar öyle diyorsa öyledir!
Ağlamakla gülmek arası bir durumla karşı karşıyayız ey sevgili okur!
Önce bak ortada bir yanlış var diyorsun!
Başta Cumhurbaşkanı ve Milli Eğitim Bakanı araştırma olmaksızın yok öyle bir şey diyor!
İspatlıyorsun!
O soru kitapçığını matbaa işçisi hazırladı karşılığını alıyorsun!
Üniversiteli gençler çıkın meydanlara, gösterin demokratik tepkinizi, başka yolu yok!
SATIŞIN SEBEBİ?
Ülker, Doğan Medya’yı birileri adına mı aldı?
Ne yazdıysak o!
Aydın Doğan, medyasını ABD’li KKR ile Ülker Grubu Konsorsiyumuna sattı.
Aydın Bey de aldığı para ile Rusya ve Ukrayna’da yatırım yapacak.
Öğrendiğime göre satışta var olan Hürriyet ve Kanal D sorunu ile nakit olayı da aşılmışmış!
Dahası, Hürriyet’ten 5 yazarın kovulması gazeteyi yeni patronlara ya da AKP’ye hazırlamak içinmiş!
Bir iddia da satışın kesin olarak yapılmasına karşın bunun ilanının seçmeni olumsuz etkilemesin diye seçim sonrasına bırakılacağıdır.
Burada benim anlamakta zorlandığım Ülker’in medyaya neden girdiğidir.
O grubu biraz bilirim, zirvelerden emrivaki olmasaydı tıpkı Ahmet Çalık misali asla medyada olmazdı!
Yoksa Ülker, Doğan’ı birileri adına mı aldı?
