Geride bıraktığımız gece de öyle oldu. Saat 02''ydi; telefonum çaldı. Arayan Mehmet Ali Yılmaz''dı. Hemen açtım. Sesini duyduğumda da derin bir oh çektim. Sağlıklıydı, sesi de iyi geliyordu.
Yalnız moralinin bozuk olduğunu hemen anladım. Üzgündü başkan. Nedenini de anlattı. Doğrusu ben de üzüldüm yapılana. Nedenini anlatacağım. Yapılanı neden kabullenemediğimi de aktaracağım. Uzun süre sonra sesini duymuş olmanın, sağlık açısından iyi olduğu öğrenmenin gönül rahatlığı ile telefonu kapattım.
Şöyle başlayayım;
İlk transferimi 1986 yılında yaptım ben. Milliyet''ten o dönemin güçlü gazetelerinden Güneş''e geçtim.
Daha bir hafta olmamıştı ki; spor servisinden içeri Mehmet Ali Yılmaz girdi; patron yani.
O yılların değişmeyen vergi rekortmeni. Holdingi, inşaat şirketi, bankası ve gazetesi olan Türkiye''nin en önemli iş adamı.
İlk kez yakından görüyordum. Yanıma kadar geldi. "Hoş geldin aramıza" dedi. Servisteki hemen herkese "Nasılsın, iyi misin, bir derdin var mı?" diye sordu. Sohbet etti ve gitti.
Patronluğu sırasında bunu her hafta yapıyordu. Yemekhaneye de gelir, öğle yemeğinde tepsiye yemeğini alır, çalışanlarla birlikte olup, dertleri varsa öğrenmeye çalışırdı.
Kaç kişiyi yurt dışına gönderdi, ameliyat ettirdi; sayısını unuttum. Çalışanın hakkını verir, her dertlerine deva olmak için elinden geleni yapardı.
Ne yalan söyliyeyim; çalıştığım onca kuruluş içinde böyle bir patron görmedim bir daha.
Onca işinin arasında Trabzonspor vardı bir de; kulübün en sıkıntılı anında başkanlığa getirildi. Trabzonspor için maddi, manevi her fedakarlığı yaptı.
Şimdi geleyim son yapılana;
- Hiç kimsenin aday çıkmadığı, kulübün en zor ve beş kuruş geliri olmadığı dönemde “Gel başkan ol, yoksa bu kulüp batar” denilen ortamda kulübü sahiplendi.
- Uzun yıllar maddi ve manevi olarak sırtladı.
- Türkiye’de hiçbir kulübün tesisi yokken o muhteşem tesisleri tek başına yaptı.
- İstanbul takımlarına karşı masada ağırlığını koyup Trabzonspor’un 4. büyük olarak hakkının teslim edilmesini ve havuz gelirinden hak ettiği geliri almasını sağladı.
Bunları yaparken birleştirici de oldu. Büyük kulüpler arasında dostluk ortamı kurdu. Başkanlığından sonra da genel kurulda kendi talep etmediği halde alkışlarla Trabzonspor''un Onursal Başkanı olarak onaylandı.
Trabzonspor''un gurur duyması gereken bir başkan Mehmet Ali Yılmaz. Takım hala onun adını taşıyan tesislerde kamp yapıyor, çalışıyor.
İşte böyle bir başkan varken... Adını tarihe yazdırmışken... Trabzonspor Kulübü''nün 55. kuruluş yıldöneminde Başkan Ahmet Ağaoğlu''nun yaptığı şaşırttı beni. Sanırım Trabzonsporlular da şaşırmış olmalı ki, Trabzon''da olay oldu bu.
Ağaoğlu, kuruluş yıldönemi kutlamasında şu konuşmayı yaptı. Aynen aktarıyorum:
"Tam 55 yıl önce bugün Trabzon şehrini, Trabzon tarihinin altın sayfalarına taşıyacak olay gerçekleşti. Çok sevdiğimiz, gönül verdiğimiz Trabzonspor’umuz kuruldu. Trabzonspor çok uzun uğraşlar sonucu kuruldu. Bu kulüp büyük inatlarla, özveriyle, esnafından yöneticisine, şehrin güzide insanlarının bin bir emeğiyle dünyaya geldi.
Burada sizlerin huzurlarında rahmetli başkanlarımız; Ali Osman Ulusoy, Rıfat Dedeoğlu başta olmak üzere bugün aramızda olmayan tüm kurucularımızı ve kulübümüzün bugünlere gelmesi için uğraş, emek veren tüm büyüklerimizi şükran ve rahmetle anıyor...
Kurucularımızdan çok değerli büyüğümüz Nizamettin Algan’a, yine çok değerli büyüğümüz Şamil Ekinci, Ahmet Celal Ataman başta olmak üzere aynı zamanda hem kurucumuz hem de kulüp başkanlığımızı yapan Salih Erdem Bey de başta olmak sağlıklı uzun ömürler diliyor, ebediyete intikal edenlere Allah’tan rahmet diliyorum.”
Konuşması bu.
Çok enteresandır; Mehmet Ali Yılmaz''ın M''sini bile anmadı.
Sanki Trabzonspor''un tarihinde böyle bir başkan yokmuş gibi. Sanki hala Trabzonspor Onursal Başkanı değilmiş gibi.
Bugün Trabzonspor kulübünde oturduğu mekanda dahi Mehmet Ali Yılmaz’ın imzası ve ismi yokmuş gibi.
Trabzonspor Onursal Başkanı unvanını taşıyan, eski Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olarak ilklere imza atmış, Türk futboluna özerkliği getirmiş bir spor adamı olarak Mehmet Ali Yılmaz’ı anmaması Mehmet Ali Yılmaz''ı siler mi tarihten, değerini düşürür mü; asla.
Ama bunu yapmak Trabzonspor''un şu anki başkanına hiç yakışmaz, yakışmadı.
Bu yapılana ne denir; adını siz verin.
Vefasızlığın bu kadarını Trabzonspor camiası unutmaz, bunu da bilin.
