Ah be Torrent. Bunları yapmasaydın ne vardı
GÜREL YURTTAŞ/ Yeniçağ
Galatasaray maça sürpriz bir ilk onbirle başladı. Herkes Feghouli ile Mostafa Mohamed''i ilk onbirde bekliyordu. Ancak yoklardı. Teknik direktör Torrent, Feghouli''yi ağrıları olduğu için oynatmadığını açıkladı. Mohamed''in yerine Gomis''i koymasının nedenini de "Gomis, Camp Nou''da son 15 dakika bize yardımcı olmuştu. Onun topu tutmada bugün de bize yardımcı olmasını istiyoruz" diye anlattı.
Torrent''in "Desteklerine güveniyorum" dediği taraftarlar da tribünleri tıklım tıklım doldurmuşlardı ve kulakları sağır edecek derecede tezahürat vardı.
Maç işte böyle bir ortamda başladı. Galatasaray soğukkanlı olmalıydı, öyle de başladı. Ama Barcelona''nın taktiği de hemen ortaya çıktı. Özellikle orta alandan De Jong ve Pedri''yle ceza alanı içinde tehlikeli olmaya çalıştı.
İlk pozisyonu Galatasaray buldu. Daha 6. dakikadada planlandığı gibi kontratakda Gomis, savunmanın arkasına sarkarak ceza sahasına girdi. İki rakibinin savunduğu Gomis''in şutunda araya giren Eric Garcia topu kesti.
10. dakikada ise bu kez Barcelona''nın planı işledi. Busquets''in ara pasıyla ceza sahası yayı içinde buluşan Frenkie De Jong''un kaleciyle karşı karşıya vuruşunda, top neyse ki yandan auta çıktı.
Barcelona paslaşarak gelmek isterken, temsilcimiz uzun toplarla çıkıyordu. Ama gol uzun toptan değil, kornerden geldi. 28. dakikaydı, sağdan Cicaldau''nun kullandığı kornerde altıpas gerisine hareketlenen Marcao''nun uçarak kafayla vurduğu top, ağlarla buluştu: 1-0.
Yalnız bu golden sonra sevincini abartan Marcao''nun korner direğini tekmeleyerek kırması tecrübeli futbolcunun yapacağı bir iş değildi. Çünkü sarı kart gördü. Böyle bir maçta stoperin sarı kart görmesi risk değil de neydi?
Devre böyle bitse bizim için çok iyi olacaktı. Ama bitmedi. Fernan Torren''in pasıyla ceza sahası içi sol çaprazda topla buluşan Pedri, Marcao ve Berkan''dan sıyrıldıktan sonra karşı karşıya kaldığı Pena''nın sağından fileleri havalandırdı: 1-1.
45+3. dakikada Adama Traore''nin sağdan ortasında, altıpas üzerinde yükselen Aubameyang''ın kafayla vurduğu top üst direğe de çarparak auta çıktı.
İlk yarı biterken, iki takımın da planı bir ölçüde tutmuştu.
İkinci yarıya Barcelona Traore''nin yerine Dembele''yi alarak başladı. Ve daha başlamasıyla birlikte golü de attı. 49. dakikadaki atakta kalesine peş peşe gelen iki topu da çıkardı kaleci Pena; ancak üçüncüde çaresizdi. Çünkü Aubameyang bomboştu ve topu ağlara yolladı: 1-2.
Bu dakikadan sonra bıktırıcı Barcelona paslaşmaları başladı. Galatasaray topu alıp hızla atak yapmak istiyordu ama fazla fırsat bulamıyordu.
Torrent, ilk dakikalardaki pozisyondan sonra topla doğru dürüst buluşamayan Gomis''e 63. dakikaya kadar sabretti, sonunda Mohamed''i aldı. Zaten en başta yapması gereken bu değil miydi?
Artık Barcelona zamana oynuyordu. Kah top çeviriyor, kah ortamı gerginleştirip oyunu soğutmaya çalışıyordu.
İstediğini de 2-1''le elde etti sonunda.
Sonuçta Barcelona gibi bir dev karşısında bize heyecan yaşatan, tur umudumuzu sonuna kadar ayakta tutan Galatasaray''a teşekkür borçluyuz. Ayrıca ülke puanına yaptığı katkı da unutulmaz.
Rakibi sıradan bir takım değildi, koskoca Barcelona''ydı. Turu geçemez miydi, geçebilirdi. Ama olmadı. Olmadı ama yine de kafa tuttu bir dünya devine. Yine de insanın aklına ister istemez takılıyor işte; Beşiktaş maçında müthiş oynayan, yükselişteki Mohammed ilk 11''de oynasa daha iyi olmaz mıydı? Babel''in ilk onbirde ne işi vardı? Ah be Torent!
Neyse... Galip sayılır bu yolda mağlup! Daha ne diyelim; Galatasaray''a kucak dolusu bir alkış gönderelim. En büyük alkışı da taraftarlara elbette ki; Galatasaray elendi ama onlar turu geçti!