G-20 kararları kalıcı çözüm değil
Büyük ekonomiler G-20 toplantısında, dünya ekonomisini canlandırmak için kararlar alınmıştı. Ev sahibi İngiltere Başbakanı Gordon Brown’da “büyük bir canlandırma programı başlatıyoruz” demişti. Alınan kararların özeti şöyle idi:
1) Dünya ekonomisine kaynak aktarılacak,
2010 yılına kadar dünya ekonomisine 5 trilyon dolarlık bir para akışı sağlanacak,
IMF ’ye 250 milyar dolarlık kaynak aktarılacak... Bunun 100 milyar dolarını AB, 100 milyar dolarını Japonya, 40 milyar dolarını Çin ve 10 milyar dolarını Kanada verecek.
2) Fakir ülkelere yardım yapılacak...
20 zengin ülke, fakir ülkelerin yararlanması için 50 milyar dolarlık yardım paketi hazırlanacaktır.
3) Dünya mali sektöründe şeffaflık sağlanacaktır.
Vergi cenneti ülkelere yaptırım gelecek. Bu ülkelerin diğer ülkeler göre haksız rekabet yaratması önlenecektir.
Hedge fonların denetlenmesi için, yeni bir kurum olarak “Finansal İstikrar Kurumu” kurulacak.
4) Korumacılığa karşı önlem alınacak.
Koruma istemeyen ülkeler serbest ticaret kurallarına uymayan ülkelerin ismini açıklayacak.
G-20’lerin aldığı bu prensip kararları, mevcut küreselleşme sürecinde bazı revizyonlar yapılmasını öngörmektedir. Bu önlemler, ekonomik konjonktürün canlanmasına katkı yapacaktır. Kalıcı olması imkanı yoktur... Çünkü temel sorun olan küreselleşme uygulaması değişmemiştir.
Bugünkü ekonomik krizi, küreselleşmenin tek taraflı çalışması yaratmıştır. Bu anlamda, piyasa devlet dengesi bozulmuştur. Devletin piyasada rekabeti sağlamada etkinliği azalmıştır. Başıboş bir piyasa için ne yaparsanız yapın, mutlaka ortaya zafiyetler ve açıklar çıkacaktır.
Çözüm, küreselleşme yaklaşımını değiştirmektir. Bu bağlamda eğer sermaye serbestçe dolaşacaksa, mallar da serbestçe dolaşmalıdır. Yahut da sermaye ve mal hareketleri için aynı sınırlamalar veya avantajlar sağlanmalıdır. Aksi halde, dün ve bugün olduğu gibi, yarın da finans sektörü ile reel sektör arasındaki denge, reel sektör aleyhine bozulacaktır.
Yine, eğer küreselleşme, üretim faktörlerinin tamamının dolaşımına imkan vermelidir. Bu anlamda emek faktörünün de, diğer faktörler gibi serbestçe dolaşımı sağlanmalıdır. Sermaye, emeğin dolaşımına hiçbir zaman izin vermez. Vermeyince de küreselleşme hep topal kalır. Ve her zaman sermayenin daha yüksek getirisi için, araç olarak kalır. Sermaye bu yüksek getiriyi, ne karar alınırsa alınsın, bir yolunu bularak elde eder.
Örneğin, hedge fonlar kalkar, yeni fonlar gelir. Vergi cennetleri kalkar, her ülkede gizli vergi cennetleri oluşur.
Özet olarak, dünya ekonomik istikrarını yeniden kurmak için, en önce küreselleşme sürecini yeni bir yaklaşım içinde ele almalıyız.
Bu çerçevede, örneğin yeni bir Bretton- Wood’s gerekiyor. 65 yıl önce kurulan, dolar- altın standardı, 1970 yılında bozuldu. Dolar dünya ekonomik istikrarı için bir tehdit unsuru olmaya başladı. Dolar yerine yeni bir Dünya parası ve Rezerv para getirilmesi gerekiyor. Bu para, Dolar, Euro ve Yen üçlüsünün, bir sepeti olarak yaratılabilir.
YENİ REZERV PARA
ÜLKELER GSYH’SI REZERV PARADA ORANI
ABD 14.5 Trilyon Dolar 47.1
AB 11.5 Trilyon Dolar 37.3
JAPONYA 4.8 Trilyon Dolar 15.6
TOPLAM 30.8 Trilyon Dolar 100.0