Türk futbolundaki rezaletin nedeni
GÜREL YURTTAŞ / YENİÇAĞ
İşte bizim ülkede futbol seyircisi oyanam yaşadığımız halin özeti tam da budur!
Hayat pahalı. Geçim zor. Dert bir değil bin oldu! "Hiç değilse tesellimiz bu" deyip, geçiyor futbol izlemeye, derdimize bir de sinir bozukluğu ekleniyor.
Nasıl oluyor da bunca harcamalara, transferlerle, anlı şanlı hocalara rağmen görüntü bu derece bozuk; insan düşündükçe delirecek gibi oluyor?
Ligin 8. haftası tek kelimeyle futbol açısından rezalet bir haftaydı.
Önce derbiden söz edeyim. Beşiktaş-Fenerbahçe maçından yani.
Son yıllarda gördüğüm en berbat maçlardan biriydi. Hangi birini anlatayım bilemiyorum. Bu yabancı futbolculara Türkiye''ye gelince mi bir şeyler oluyor? İçleri korku doluyor? Yoksa hocaları mı böyle istiyor? E hocalar da yabancı? Beşiktaş gibi bir takım nasıl oluyor da bu kadar ofsayta düşüyor? Fenerbahçe gibi bir takım neden rakibin hücum oyuncularına göz açtırmayayım derken bu kadar az pozisyonla maçı tamamlıyor. Bu oyunulara ne oldu? Yıldız yıldız(!) deyip duruyoruz ama... Galiba bizi kandırıyorlar.
Sadece derbi değil ki? Genel durum da kötü.
Bana göre son derece berbat ve sıkıcı futbol oynayan iki takımın yani Başakşehir ile Konyaspor''un insanı bu güzel oyundan nefret ettirecek kadar sıkıntılı oynamalarına ses çıkarmıyoruz. Maç kazanıyorlar diye kısır skorlarla bir de öve öve göklere çıkarıyoruz! Neymiş taktikleri buymuş! Futbol seyir oyunudur yahu. Ne verdin elime ne süreyim yüzüne? Olmaz ki böyle.
Hepsini tek tek saymayayım. Trabzonspor''un halini görüyorsunuz. Kayseri''de de gördünüz. Ne diyeyim? Abdullah Avcı şöyle yaptık, böyle yaptık diyor bir de. O penaltı diğer takım lehine verilseydi görürdüm Abdullah Avcı''yı o zaman!
Sözüm ona kadrosunu yıldızlarla donatan Galatasaray''ın durumu da futbol açısından içler acısı. Tek tek saymayayım şimdi, diğer takımlar arasında bir tane dişe dokunur futbol oynayan olmaz mı yahu? Bir Adana Demirspor vardı, o da bu hafta Galatasaray''a ayak uydurunca hayallerimizi yıktı!
Onun için bu hafta haftanın takımı yok!
Haftanın futbolcusu da yok!
Haftanın karması, alkışı alanlar da yok!
Bir ceza tahtası var! O da yukarıda saydığım gibi bütün takımlar, teknik adamlar.
Bir de bu kötü oyunun en baştaki kahramanları da var!
Onları unuttum sanmayın. Ülke futbolunun lokomotifi olması beklenen milli takım.
Balık baştan kokar. TFF''de görev aldığından bu yana başarısızlıklarla dolu bir kariyere sahip olan Hamit Altıntop ve getirdiği Stefan Kuntz''un eseri bu takımın yaptıkları ortada.
Hamit Altıntop kimdir? Neden bu kadar inatla Türk futbolunun başında tutulur? Ellerini masaya vurarak konuşması mıdır, 40 yıl önceki medyayı suçlaması mıdır bu işin sırrı?
Stefan Kuntz kimdir? Almanya''da hangi takımları çalıştırmıştır? Teknik direktörlük kariyerinde bu yaşına kadar ne gibi başarıları vardır?
Yani diyeceğim odur ki...
Deveye sormuşlar; "Boynun neden eğri?"
Cevap vermiş; "Nerem doğru ki!"
Bizimki de onun misali!
Hepsi ceza tahtasında bu hafta.
Yok alkış alan falan da!
Gelecek haftalara bakacağız artık.
Her şeye rağmen "Düzelir umuduyla!"
Çünkü bizde futbol sadece futbol değildir.
Bir zamanlar rekor satışlara ulaşan mizah dergimiz vardı; Gırgır.
Tam da şöyle yazardı her sayısında kapağının en yukarısında:
“Geçim derdini, can sıkıntısını, aşk yarasını, karı-koca kavgasını şipşak keser. Her derde devadır, Gırgır da Gırgır”
Gırgır yok şimdi. Tek tesellimiz futbol. Güzel oyunu bize geri verin. Yoksa defolun, gidin!
Elimizde avucumuzda bir bu kaldı, onu da çok görmeyin!