Futbolda adalet böyle "VAR" olacaksa!
"Gördüğümü çalamazsam hakemliği bırakırım" diyen bir adamın Galatasaray-Trabzonspor maçında, adalet terazisini kırarak sonuca yaptığı katkıyı gördükten sonra, "Futbolda adalet böyle 'VAR' olacaksa istemem kalsın" demekten başka çare kalmamıştır.
Bu ülkede Cuma'dan Cuma'ya imamlar; "Muhakkak ki Allah adaleti emreder..." mealinin de içinde yer aldığı Nahl Suresi 90'ıncı ayetini okuyarak Hutbeyi bağlayıp, Minber'den iniyorlar ya!
Ben de, "Allah'ın emretmesine ve de emir her hafta Cuma günleri mutlaka hatırlatılmasına rağmen, bu ülkede adaletli olmak her geçen gün kan kaybediyor ise hiç değilse Ayet'i zaafa uğratmamak (haşa) için artık okunmasın" deyip duruyorum ya, çok haklıymışım!
Çünkü, mahkeme salonlarında tanıkları ve sanıkları dinleyip, dosyaları aylarca, yıllarca bakıp inceledikten sonra bile dünya işleri için yanlış karar verebilen hâkimlere karşın, dakikanın 60'da biri oranındaki bir zaman diliminde karar vermesi gereken hakemler bile, artık maçtaki pozisyonlarla ilgili, birkaç açıdan çekilen görüntülere bakmalarına rağmen ben diyeyim "yanlış", siz söyleyin "yanlı" düdük çalıyorlar ise adalet hepten bitmiş demektir!
Hem de, "göz göre", hem de "gözümüzün içine baka baka!"
Benim adalet adına teklifim, futbolda çokça hak kaybını önlemesine rağmen "VAR"ın kaldırılmasıdır.
Neden mi?
VAR'sızlıkta, "Pozisyonlar için anında, saniyede karar vermesi gereken hakemler de yanlış yapabilir" idi. Bu bir takım art niyetli olanlara rağmen makul ve mantıklı, hatta insani bir gerekçe idi.
Ama şimdi öyle mi? VAR'lık adına, yüzlerce kamera, onlarca adam ortalıkta geziniyor! Ama, "Her ne olursa olsun düdük bende" diyenler, bildikleri, ya da kendilerine bildirildiği gibi çalmaya devam ediyorlar!
Buna dense dense; "VAR'lık içinde YOK'luk" denir!
Hani ben iki de bir işimi araştırarak yapmak için; "Kulağımın duyduğunun hiçbirine inanmayıp, gözümün gördüğünün de yarısına inanarak hareket ederim" diye yazıyorum ya!
Görünen o ki, bu ülkede hâkim ve hakem olanların hatırı sayılır bir kısmı, "gözleri ile gördüklerinin hiç birine inanmadan" da işlerini yapmayı yeğliyorlar!
He mi de adalet adına!
Ne denir? Ne denir?
Dense dense; "Yemişim sizin adaletinizi" denir.
***
O ki "denir" dedik, "kağıt üstündeki hesabın, sahadakine uymadığı futbol" gerçeğinden hareket edersek, 3-1 tamamlanan Galatasaray-Trabzonspor maçında hakem Ümit Öztürk, adalet adına "VAR"lığını ortaya koysa idi, sonucunun en azından nasıl tezahür edebileceğini de belirtelim mi?
Onyekuru'nun pozisyonu penaltı değildi. Sil Galatasaray'ın golünü. Durum 2-1 oldu. Ekuban'a yapılan penaltının gol olması halinde durum 2-2'ye gelir mi idi? Gelirdi! Diagne'nin ikinci sarıdan, Nagatomo'nun küfürden atılması gerektiğini bile hesaba katmadan sonuç en azından berabere olurdu!
Ama olmaması gerekiyor idi! Çünkü, Başakşehir'in yalnız kalmaması, reytinglere katkının azalmaması gerekiyordu. Burası Türkiye! Olacağı buydu! Olması gereken de! Olan da bu oldu...