FUTBOLA DAİR
Bu hafta oynanan Fenerbahçe-Beşiktaş derbisindeki hava... Ondan bir gün önce Galatasaray'ın Göztepe karşısındaki yenilgisi... An itibarıyla ligdeki sıralama... Ve bir süredir devam edegelen hoca tartışmalarının ortaya koyduğu bir gerçek var ki; hocanız kim olursa olsun ligde deniz bitmiştir.
Nasıl bitmiştir?
1- Başta üç büyük kulübümüz olmak üzere 3-5 istisna dışında tüm futbol kulüplerimiz batıktır. Bunun tesiriyledir ki daha 17. haftada ligin şakülü kaymıştır.
2-Can çekişen alt ligler ve özellikle amatörlerde "hem kalite çok düşmüş, hem de futbolcu yetişmemektedir." Böyle olunca da yani "Para yok, huzur yok" modunda Fatih Terim veya Ersun Yenal da "şapkadan tavşan çıkaramayacağına" göre tartışmaların bitmeyeceği de kesindir.
Bu esasen kişisel bir mevzu da değil sistematik bir haldir. Türk futbolunda sistem düpedüz kilitlenmiştir. Nasıl kilitlenmiş? Neredeyse sınırsız oranda (14 yabancı oyuncu) Türkiye'ye gelen antrenör ve futbolculara ödenen paralar, dünyanın hiçbir ülkesinde rastlanan paralar değildir. Türkiye adeta yabancı antrenör ve futbolculara vergisiz bir "para cenneti" olur ve servet kazandırırken, uzun yıllar kendilerinden bir vergi de alınmamıştır. Bugün memleketimizde ekonomik darlıktan "değerli ev vergisi" gibi çareler aranırken, mesela Beşiktaş'ta bir Del Bosque örneğiyle 7 milyon Euro ya da mahkeme kazanılmazsa Ortega örneği ile Fenerbahçe'nin kesesinden çıkabilecek 11 milyon dolar gibi örneklerine diğer kulüplerimizde rastlayabileceğimiz ödemeler, Türk futbolunun israfın içine gömülmüş ve bir yönetim aczinin bariz örneği olarak ortaya çıkmıştır.
İşte bu sıkıntılara rağmen futbolu yönetenler, bu pastadan pay alan profesyoneller ya da yönetenlerin duymak istemediklerini seslendirmekten imtina edenler olsa da biz susmayacağız. Birkaç gün önce TBMM bütçe görüşmelerinde bu hadiseyi tüm çıplaklığıyla ortaya koyan milletvekili kardeşimiz Saffet Sancaklı gerçeğin kamuoyu ile buluşmasına vesile olmuştur. Biz, Sancaklı ve bizler gibi düşünüp gayret sarf eden birkaç arkadaşımızın asli işi olan futbolun yönetilişi şeklinden canımız yanmış ve bu aziz milleti "hep aynı davranışlarda bulunarak değişik sonuçlar bekleme" komedisinden kurtarmayı ve uyarı görevini misyon edindik. Artık son yaşanan gelişmeler de dikkate alındığında, umut olarak düşünülen "Ziraat Bankası üzerinden kulüplerin borçlarının yapılandırılması!!" fikrine milletin de razı olmayacağına göre; şimdi zaman kaybetmeksizin başta hükümet olmak üzere TFF, kulüpler ve Türk futboluna gönül verenler ülkemizde "savurganlığa son veren akılcı bir milli spor seferberliği" ile yeni bir başlangıç yapmalıdır. Başta en azından bir süre 1-Sınırlandırılmış ve kriter getirilmiş yabancı oyuncu transferi. 2-Yeni bir kulüpler yasası ile borçsuz bırakmayı zorunlu kılan bir sistem. 3-Transferde kabul edilebilir bir fiyat skalası. 4-Güçlendirilmiş amatör spor kulüpleri ve öz kaynağa yönelmiş bir sistem, Türk futbolunun olmaz ise olmazıdır.