Futbol, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan
Günler evvelinden medyada “Başbakan yeşil sahalara geri dönüyor” anonsuyla yer alan bir halı saha maçında (normal sahayı halı saha ebadına getirdiler) Türkiye’de futbolun cenâze töreni yapıldı.
Acun IIıcalı’nın organize ettiği bu, normal sahadaki halı saha futbol maçı televizyonların ana haber bültenlerinde yayınlandı.
Bir tarafta hükümetin ve her şeyin başı Başbakan Erdoğan ile mahdumu Bilâl Erdoğan’ın oynadığı ve kendilerini vizyon toplantısında da yalnız bırakmayan şöhretler takımı vardı, diğer tarafta ise yine futbolun mütekaitleri.
Başbakan’a gol attırmak üzerine kurgulanan futbol tiyatrosunda Başbakan Erdoğan ilk golü attığında Ertem Şener’in “Filistin’e selâm olsun, Gazze’ye selâm olsun” sözleri İsrail’e bomba gibi düştü ve İsrail Hükümeti olağanüstü toplanarak danışmanlığına Türkiye’de uzun zaman top koşturan Revivo’nun getirildiği bir kriz masası oluşturdu ve alınacak tedbirler üzerinde uzun saatler süren toplantılar yaptı.
İstanbul’a yapılacak olan 3. Havalimanı yüzünden ekonomisi alt üst olan ve bir yıldır Merkel’e bile ancak yarım maaş ödeyebilen Almanya, Türkiye’nin bu yeni gücü karşısında ezim ezim ezildi. Merkel’in Franz Backenbauer ile sıcağı sıcağına bir araya gelerek “N’olacak bu Türkiye’nin yükselişi, nasıl durduracağız?” diye sorduğu Backenbauer’in ise, “Efendim hava toplarında o kadar da iyi değil, bakmayın siz ona uzun adam dediklerine, uzunluğunun hava toplarıyla bir ilgisi yok, asıl ellerinin uzun olduğu söyleniyor, bu sebeple siz Alman voleybolunun geleceğinden endişelenin” dediği siyâsî kulislere yansıdı.
Maç büyük çekişme ile devam ederken ‘golün adı Tayyip Erdoğan’ yanında rakip oyuncu Mehmet Özdilek olduğu halde bir yandan top sürüp diğer yandan iki lâfın belini kırarken ve kaleci Volkan da bu harâretli saha içi muhabbetine kulak misafiri olmaya çalışırken Ertem Şener’in maçı izleyemeyen izleyiciye “Hacivârî bir vuruş” olarak tarif ettiği bir vuruşla ikinci golünü attı.
Skorun 3-2 olmasıyla morali iyice bozulan Merkel’in elleriyle yüzünü kapatarak, “Oh Mein Gott! Wenn nach dem dritten Flughafen, auch noch das dritten Tor von Tayyip Erdoğan kommen, sind wir geliefert.” (Aman Tanrım, 3. Havalimanından sonra 3. gol de gelirse Erdoğan’dan, biz mahvolduk) dediği ve hüngür hüngür ağlamaya başladığı alt yazısını geçti CNN İnternational.
Ve maçın 10. dakikası geldiğinde heyecan doruktaydı.
Turuncu takımın kalecisi topu eliyle defansın bel kemiği Yıldırım Demirören’in önüne attı, Demirören hiç bekletmeden gelişine bir yan pasla topu Erdoğan’a verdi. Erdoğan’la adam adama oynayan Mehmet Özdilek’in amansız presinden kıvrak bir vücut çalımıyla kurtulan Erdoğan, pasını Demirören’e verdi. Özdilek yorulmuştu, adım atacak, topa vuracak dermânı kalmamıştı, top ayağının altından geçti de haberi bile olmadı ve bundan istifade eden Demirören topu tekrar Başbakana verdi. Başbakan önce kaleye baktı Volkan’la göz göze geldi, millî takımın tecrübeli file bekçisi Volkan adeta bu bakışlardan büyülenmişti, yerinden kıpırdayamıyordu, bunu fırsat bilen fırsatçı Erdoğan topu köşeden ağlarla buluşturdu. Maçın skoru 3-3 olmuştu, bunu veciz bir cümleyle seyirciye duyurmak gerekiyordu, Ertem Şener de zaten bunun için oradaydı.
Başbakanın attığı bu üçüncü golden sonra Ertem Şener ağlamaklı bir sesle; “Birinci golü Recep’e, ikinci golü Tayyip’e ve üçüncü golü de Erdoğan’a yazıyoruz” diyerek adını sunuculuk tarihine altın harflerle yazdırdı ve diğer tüm sunucuları ‘sıfırladı’.
***
Yıllar evvel, asker-polis, öğretmen, imam, mühendis, kadın, çocuk, bebek, yaşlı demeden doymaksızın kan döken PKK’nın, elinden kan damlayan başı Apo’nun, ölüm emri vermekten vakit bulduğu zamanlarda ininden çıkıp futbol oynadığı haberleri ve görüntüleri yansırdı medyaya.
Sahada dağ kıyafetleriyle PKK’nın katilleri, dakikalarca Apo’nun gol atması için sahada yürürlerdi. Apo ayağına topu alır, yanında yöresindeki PKK’lıların refakatiyle yürürler, karşısındakiler ise Apo’nun ayağından topu alır gibi yaparlar ve Apo’dan çalım yiyerek gol atmasını sağlayıp liderlerini memnun ederlerdi.
***
O akşam o halı sahada mizansen olarak PKK kamplarındaki maçın bir benzerini izledi Türkiye. Tek fark vardı iki maç arasında; kamplarda Apo memnun ediliyordu, İstanbul’da Başbakan
Erdoğan...
***
Futbol dünyası üzerine düşeni yaptı.
Şimdi sıra sinemacılarda, Oceasn’s Eleven benzeri adrenalini yüksek bir soygun filminde başrol vermeliler Başbakana ki Brad Pitt’ten daha iyi bir aktör olduğunu ispat etsin.
Şimdi sıra Boks Federasyonu’nda, ringte Başbakan’dan sopa yiyecek bir şöhretli boksör bulmalılar.
Şimdi sıra Güreş Federasyonu’nda, birkaç saniyede tuş olacak bir güreşçiyi mindere çıkarmalılar Başbakan’ın karşısına. Herkes bir şeyler yapmalı Başbakan için ve herkes her gece başını yastığa koyduğunda kendine şu soruyu sormalı:
“Bugün Başbakan için ne yaptın?”