Fırat Kalkanı harekatı ve ABD'nin Büyük Kürdistanı
Hükümet, 24 Ağustos 2016 tarihinde sabah saat 4.00'te Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye sınırından girdiğini Türk ve uluslararası kamuoyuna duyurmuştur. Bu bir savaş değildir. Bu bir operasyondur. Bu harekatın amacı, Türkiye sınırında bulunan ve Türkiye'ye sürekli saldıran ve kanlı terör hareketleri gerçekleştiren dinci IŞİD militanlarından temizlemek ve Büyük Kürdistan hayali kuran ABD destekli PYD militanlarının amacına ulaşmasını engellemektir. Bu harekat uluslararası hukuka uygundur. Meşru müdafaadır. Ayrıca, TSK, Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlamak ve Türkiye'nin sınırlarını güvenli hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bu harekatın sonunda, "Güvenli Bölge" yaratılması çok önemlidir. Zira Türkiye bir an önce mültecilerden kurtulması gerekir.
***
Bu operasyonun akıllıca planlandığı anlaşılıyor. Rusya, Avrupa Birliği, Suriye ve İran operasyona ses çıkartmamıştır, bu olumlu bir durumdur. Planlama öncesi iyi bir diplomatik çalışma yapıldığını görmekteyiz. ABD, operasyona destek vereceğini açıklamış ama memnun olmadığı her halinden belli olmaktadır. ABD, Orta Doğu ve Suriye'deki, yanlış ve emperyalist planlarını bu kez iyi saklayamadı veya saklama gereği görmedi ve suçüstü yakalandı. Fırat Kalkanı operasyonundan sonra, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner, yaptığı açıklamada "Her iki tarafa da burada asıl düşmanın IŞİD olduğunu hatırlatmaya çalışıyoruz" demiştir. Her iki tarafa sözcüğünden kast ettiği Türkiye ve ÖSO'dur (Özgür Suriye Ordusu). Burada PYD adını kullanmadan korumaya çalışmaktadır. İmalı konuşmalarının amacı, kamuoyunu uyandırmadan Türk yetkililere mesajını iletmek istemesidir. ABD'nin bu tutumu son derece saygısız ve müttefikliğe yakışmayan ve dostça olmayan bir tutumdur. ABD, politikalarını gözden geçirmek zorundadır. Eğer Türkiye-Rusya ilişkisi düzelmeseydi, ABD'nin, bugünkü anlayışlı politikasını göremeyecektik. Suriye'de yaşayan Türkmen kardeşlerimizin bu harekatta, Türk Silahlı Kuvvetlerine rehberlik yaptığını söyleyerek, Türkmenlere yapılan yardımlara karşı çıkan dindar kisveli ümmetçiler ile sol-liberal aydın bozuntularına da bir hatırlatma yapmış olalım.
***
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun, PYD'nin gizli emellerine izin vermeyeceğiz demesi önemlidir. Bunun anlamı; Kürtlerin Suriye'nin güneyine inmesine yani Akdeniz kıyısına inmelerine izin vermeyeceğiz demektir. Bakanın yaptığı bu açıklamaya sadık kalınmalı ve madem böyle bir operasyon gerçekleştirildi, emperyalistlerin bölgedeki yeni maşaları PYD örgütü kesin bir şekilde zararsız hale getirilmelidir. Bölgede eline silah alan her eşkıya son yıllarda, Türkiye'yi tehdit etmeye başladı, hazır bunların inlerine girilmişken eskiden olduğu gibi Türklerle konuşurken biraz daha düşünmeleri sağlanmalıdır. Bu operasyonun çabuk bitmesini ve bölgede ABD ile değil Suriye, Rusya ve İran'la iş birliğinin daha güvenli olacağını belirtmemiz gerekir. Çünkü ABD'ye olan güvenimizi kaybettik. ABD kontrolündeki PYD militanları son dönemlerde, IŞİD ile mücadele numarası yaparak iki Kürt yerleşme Azez-Afrin bölgesiyle Cerablus-Menbic bölgesi arasında bulunan Mare ve Bab bölgesine doğru ilerlemektedir. Oysa ki Rakka, Tişrin ve Tabka bölgeleri de IŞİD'in elinde, niçin o tarafa değil de Azez-Afrin bölgesine doğru savaşıyorsunuz. Az bir Orta Doğu bilgisi olan orta zekada herkes haritaya baktığında buradaki şark usulü kurnazlığı görür. Burada amaç, Büyük Kürdistan için Suriye Akdeniz'ine inme planıdır. ABD ve diğer bazı ülkeler, Türkiye hazır bataklığa girmişken gerekli dersi verelim diye PYD ve IŞİD'e olağanüstü destek vererek özellikle uçaksavar ve tanksavar silahlar vererek TSK'nın harekatını zorlaştırır, uzatır veya büyük zayiat verdirebilirler. TSK'nın bir an önce işini bitirip çıkması gerekir. Bu işi de; IŞİD ve PYD oluşumlarına büyük darbe vurmak ve harekat kabiliyetlerini yok etmek veya zayıflatmaktır. Bu amacın ötesine geçmek gereksiz ve tehlikelidir.
Türk Silahlı Kuvvetleri, FETÖ-ABD ikilisinden yediği darbeye rağmen ayakta olduğunu ve hâlâ büyük bir operasyon kabiliyetinin olduğunu da dosta ve düşmana göstermiş oldu. Allah yardımcıları olsun, Amin.