Fırat bize gülümserken...

Yazıp yazmama konusunda emin değildim... Ama gönlüm rahat değil... Yazacağım...

Geçtiğimiz günlerde rüyamda bir kahramanı gördüm, şehidimiz Fırat Çakıroğlu'nu gördüm...

Yüzünde her zamanki güzel gülüşü vardı.

Aydınlık havanın ışığında bir masanın etrafındaydık, kalabalıktık...

Gözlerinin parıltısıyla masadakilere hitaben ders anlatır gibi konuşuyordu... Herkes pür dikkat onu dinliyor...

Son derece mutlu ve bir o kadar da heyecanlıydı...

Nurlar içinde bir yiğit gibi...

Onu izlerken "Fırat burada, Fırat bizimle, o alçak olay hiç yaşanmamış, demek tüm o hatırladıklarım kötü bir rüyaymış" diyordum içimden...

Rüyamın içinde şükrettiğim olay, güneş aydınlığının odayı doldurması ve uyanmamla son buluyordu... Rüyamın içinde yaşananların rüya olduğuna şükrederken, gerçekler kalbimin tam ortasına oturuyordu... O yoktu...

Mutluluğunu, gülüşünü hatırladıkça tüylerim ürperiyor hâlâ... Öylesine gerçek, öylesine yakındı... Biliyorum ki Peygamber efendimize komşu, şehitlerimizin yanında...

***

"Allah'ın verdiği canı Allah'tan başkası alamaz" düsturudur kader inancımızın temeli... Kader dediğimiz yaşanılması gereken süreçte, ruh ve irade bizimledir.

Devlet denilen, hukuk denilen sistemin temelinde de insan hayatı esastır. Vatandaşların güvence altına alınması, korunup, kollanması öncelikli görevdir.

Dolayısıyla kaderdeki kırılmaların dış etkenlerden muhafazası için düzgün işleyen bir hukuk devleti gerekir. Düzenin olmadığı yerde, hukukun işlemediği bir ortamda insan hayatı normal akışının dışında sonlanmaya, anarşi ortalıkta kol gezmeye başlar.

***

"İslamcı" kimliğiyle öne çıkan bir siyasi partinin yönetimindeyiz. İnançlı onlar, adaletli onlar, eşit onlar, adil onlar!..

Toplumu kendi içinde onlarca parçaya böldüler. İnsanlar artık kimin öz, kimin üvey evlat olduğunun farkında bile değil. Sarkık bıyıklısına militan, milliyetçi öğrencisine faşist dediler, seçim gelince bir numaralı milliyetçi kesildiler. Ülkesini, bayrağını, istiklal marşını korumak isteyeni düşman görüp, teröristleri "masum" ilan ettiler!

Bizim bu kara düzene, bu riyakarlığa itirazımız var!

Çünkü, şerefsizlerin, hainlerin önlerinde hedef olanlar bu memleketin asli unsurları, öz evlatları...

Ege'de, Dumlupınar'da can veren Hacettepe'deki kanları dökülenler onlar... Tek bir istekleri var "karşıt görüşlü demeyin bize..."

Ama gücü elinde tutanların dertleri bambaşka... Onların amacı fani hayatta daha çok para, daha çok lüks, daha çok ihtişam...

Bırakın olaylarda gerçeklerini yazmayı, sanki hiç yaşanmamış, hiç olmamış gibi davranarak, kendi çıkar hesaplarıyla yatıp kalkıyor, olaylar istedikleri gibi gitmediğinde de dillerinden düşürmedikleri "bize operasyon yapılıyor" martavalını okuyorlar.

"ABD'nin Reza Zarrab operasyonunun asıl amacı Erdoğan'ı devirmek...

Ensar Vakfı'nda "bi kere yaşanmış" bir olaydan dolayı iktidarı sorumlu tutmayın..." sözleriyle bizi uyuttuklarını sanıyorlar.

Halbuki güç onlar, güçlü onlar... Meclis ellerinde, TV kanalları emrinde, gazeteleri parti bülteni gibi... Doymuyor, yetinmiyor, durmuyorlar!

80 öncesinde oruç tutanları koruyan, bayrak başında nöbet tutan gençlerin yanında olmak yerine uzaktan seyredenler, bugünlerde kefen şovuyla ortaklıkta dolanıyor, grup toplantılarında sloganlar atıp, teröristlerin kampüslere dolmasını izliyorlar!

***

Yalanlarınız, planlarınız, çıkarlarınız, hesaplarınız hepsi yere batsın!

Korkuttuğunuz, sindirdiğiniz, sistemin içinde biat ettirdiğiniz kendinize kul ettiğiniz kalemleriniz, yöneticileriniz yere batsın!

Biz susmayacağız arkadaş... Bu adaletsizliğe, bu başıbozukluğa göz yummayacağız...

Çünkü sizlerin kiracı olduğu yerde bu ülkenin asıl sahiplerinin de söz hakkı gelecek... İşte o zaman emin olun ki sizin kadar kulaklarımızı tıkamayacağız...

Fırat bize gülümserken, adalet yerini bulsun diyeceğiz...

Yazarın Diğer Yazıları