Finansal Piyasalar Kumar Masası Oldu
Eylül ayı Finansal yatırım araçları reel getiri oranları açıklandı. Hatırlayacak olursak; reel getiri enflasyondan arındırılmış getiridir.
Eylül ayında; mevduatta nominal faiz oranı yüzde 15,63 oldu. Ancak TÜFE oranı yüzde 61,53 olduğu için, mevduatın reel getiri oranı yüzde eksi 28,42 oldu. Yani bankaya bir yıl önce 100 lira yatıranın elinde satın alma gücü olarak 71 lira 58 kuruş kaldı.
Yine bir yılda; Bist 100 endeksi, nominal olarak yüzde 143,97 oranında ve reel olarak yüzde 51,04 oranında reel getiri sağladı.
Reel getiri olarak; Mevduat faizi ile Bist 100 endeksi arasında 79,46 yüzdelik puan fark var. Bu kadar fark neyi ifade ediyor;
- Finansal piyasa aşırı kırılgan ve spekülatiftir. Böyle bir piyasa varken, istikrar dikiş tutmaz. Ekonomi dibe vurmadan çıkış yoktur.
- Bu kadar spekülatif piyasada fiziki yatırım yapılmaz.
- Hükümet faizleri eksi seviyede tutarak, borsayı canlı tutmak ve borsaya yabancı yatırım sermayesi çekmek istiyor. Ne var ki Türkiye şartlarında borsaya gelen sıcak para düşük kaldı. Ayrıca eksi reel faiz nedeni ile mevduattaki yabancı sermaye çıktı. Daha da önemlisi bu kadar kırılgan ekonomiye doğrudan yabancı yatırım sermayesi gelmez, gelmiyor da; tersine mevcutlarda satıp çıkıyor.
- O halde hükümet neden eksi reel faizde devam ediyor. Akla gelen tek mantıklı neden; ya faizleri eksi seviyede tutanların veya bazı baskı gruplarının borsada yatırımları var demektir.
- Dünyada hiçbir ülke milli parasını korumada bu kadar zayıf kalmamıştır. Türkiye’de hiçbir dönemde hükümet politikaları Türk lirasına bu kadar zarar vermemiştir.
Son beş yılda finansal yatırım araçlarının reel getiri oranları;
Son beş yılda; Mevduat faizinin 2019 ve 2020 yılında reel faiz getirisi var.
2018 yılında kur şoku olunca, MB faizleri reel faiz seviyesine çıkardı. 2018 Ekim ayında yüzde 25 olan TÜFE, bir yıl sonra Eylül 2019 da yüzde 9’a geriledi. Aynı dönemde 6,5 lira olan dolar kuru da 5,5 liraya geriledi. Bu nedenle mevduat faizi 2019 ve 2020 yıllarında reel faiz seviyesinde idi. Sonradan hükümetin tek haneli faizde direnmesiyle, TL‘de eksi reel faiz dönemi başladı ve TL krizini derinleşti. Genel olarak finansal yatırım araçlarının reel getirisi aşağıdaki grafikte görüldüğü gibi yıldan yıla aşırı değişkendir. Bu kadar değişken olması da yine ekonomide aşırı kırılganlığı ve spekülatif piyasa yapısını gösteriyor.
Sonuç;
- Finansal piyasalarda aşırı oynaklık, krizi derinleştirdi.
- İMF’ ile işbirliği yapılmaz ise, mevcut ekonomi yönetiminin bu günkü anlayışı ile ekonomide istikrar sağlanamaz.
- Piyasaların bu kadar bozulması, yanlış yönetimden veya tesadüfen oluşmaz. Bizim bilmediğimiz veya anlayamadığımız başka hesaplar mı var?